Nasıl başlık ama?
Sanırım 1950 doğumlulardan ötesi ellerine Osmanlıca bir sözlük almadan başlığı sökemezler. Ne çare ki bu laf da başka türlü söylenmez. Söylenirse tadı olmaz.
Gene de insafa gelip genç kuşaklar için "çevirisini" verelim: Tesettür dinsel amaçlı örtünme demek. Teessür acı duyma, kederlenme, bir şeyden olumsuz anlamda etkilenme gibi bir anlam içeriyor. Teessüf de acı duyma anlamına geliyor ama minik bir anlam kayması ile dilimizde "Senden bunu hiç beklemezdim. Üzüntülerimi belirtirim" filan demek için kullanılıyor(du).
Elbette herkes ne giyeceğine, kafasına ne takıp, bedenine ne saracağına kendi karar verir. Ama dikkat "kendi" karar verir. Özgür iradesiyle. Kendisine birileri bir kılık zorunluğu dayattı diye değil.
Peki Afgan kadınları?
Taliban Hareketi'nin Hikmetyar'ların, Rabbani'lerin kurduğu şeriat düzeninin karanlığını yeterince koyu bulmayıp kan dökerek elegeçirdikleri iktidarlarının ilk gününde, hatta ilk saatinde koyduğu yasağı nasıl açıklayacağız? Taliban cinneti iktidara uzanır uzanmaz Afgan kadınlarına buyurmuştu:
- Sokağa çıkmayacaksınız. İlle de çıkacaksanız örtüneceksiniz. Peçelere, çarşaflara bürüneceksiniz.
Yasağa karşı gelen değil, yeteri titizlikte uymayan Afgan kadınları sopadan geçirildiler. Anlaşılan bedenlerinin bir yerlerinde iki parmak kadar yerleri açıkta kalmıştı.
Peki Suudi kadınları?
Kadın olduğu için, evet sadece kadın olduğu için otomobil kullanması yasaklanan ve saçlarının telinin görülmesinin bile ahlak polisince uyarılmalarına yol açan Suudi kadınları ?..
* * *
İslamiyette gerçekten de "örtün" buyruğu olup olmadığını bilmiyorum. Beni çok da ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren 1400 yıl öncesinde bir çöl kavminin değerlerinin, bugünün kadınına dayatılması.
Bu buyrukta, bu dayatmada kadını aşağılayan öz gözden kaçabilir mi?
Kadını insan olarak kavramanın doğallığı yerine onu bir seks objesine, bir cinsellik nesnesi'ne indirgeyen sapkın düşünceye saygı duymak mümkün mü?
Niçin örtünmeli kadın? Çünkü bedeninin bazı bölümlerinin, örneğin el ve ayak bileklerinden yukarısının, şurasının, burasının açıkta kalması, erkeklerin cinsel iştahlarını azdırır, onları günaha yöneltir. Oysa onun "eti, bedeni" sahibine, efendisine yani kocasına aittir, falan filan.
Hangi kadın bu aşağılanmayı hakedebilir ki? Annelerimiz mi? Karımız mı? Kızlarımız mı? Kadın arkadaşlarımız mı? Yeryüzünün yedi iklim dört bucağında yaşayan kadınlardan hangisi böylesine bir aşağılamaya layık olabilir ki?
* * *
Peki bu aşağılamadan erkekler de nasibini almıyor mu?
Kadına "örtüneceksin" buyruğunu verip marifet gösteren erkekler aslında kendilerini aşağılamış olmuyorlar mı?
Düşününüz. Bir kadının parmak kadar yeri açıkta kalmış; açıkta kalan yerinden çıplak teni görünmüş ve onu gören erkeklerin cinsel istekleri kabarmış, gözleri dönmüş, en azından beyinlerinde o kadınların ırzına geçmişler.
I-ıh, ben kendi hesabıma bu aşağılanmayı hak etmiyorum. Hiçbir arkadaşım, uzaktan yakından tanıdığım hiç bir erkek arkadaşım bu aşağılanmaya layık değil. Erkekleri gözü dönmüş ırz düşmanı sapıklar düzeyine indirgeyen bu aşağılamayı sahiplerine geri verelim.
Kendi özgür iradeleri, tercihleri ve seçmeleriyle, hiç bir zorlama ve dayatma olmaksızın birbirlerine siyasal, kültürel ya da cinsel anlamda yakınlaşan kadın ve erkeğe olsa olsa şiirler düzülür. Ama "şiir düzmek" deyiminde bile "düzmek" fiilinin öteki aşağılık anlamını çağrışanların çaresi olsa olsa tıbbi tedavidir.