20 Ocak 2014

Senin torun da geldi…

Minnacık burnuna dokundum. Gülümsedi. İçim ısındı. Bir de senin için dokundum burnuna. Yine gülümsedi. Bu defa da ben ağlamaklı oldum…

Biliyor musun, sabah evden çıkarken kötümserdim. “Yedi yıl geçti. Bugün AGOS’un önüne ilk yıllardaki kadar büyük bir kalabalık birikmez. Üstelik hava da pek güzel. Günlük güneşlik. Bir pazar gününün en güzel saatlerinde AGOS’un önüne gelmek için…” diye karman çorman ve karamsar düşüncelerle yürüdüm.

Şaşıracaksın.

Öfkelerini, kederlerini ve ille de inatlarını kuşanmış genç ve yaşlı, kadın ve erkek binlerce, binlerce, binlerce yurttaşın, seni aramızdan çekip aldıkları 15.05’den saatler ve saatler önce AGOS’un önünde toplanmışlardı. Sonra Taksim’de toplanıp AGOS’a yürüyen ana kol geldi.

Alana sığmadık.

Umudum bilendi.

“Biz bitti demeden bu dava bitmez” diye haykıran on binler umudumu biledi…

O büyük kalabalığın içinde her kuşaktan arkadaşlarımız vardı. 68’li ihtiyarlardan tut da bıyıkları terlememiş delikanlılara, ergenlik sivilceli gencecik kızlara kadar…

Haaa, bir de senin görmediğin, kucaklamadığın torunun, damadın Rober’le kızın Delal’in bebekleri de geldi bugün. Senin odaya aldık. Pusetinin içinde dünyayla barışık ve dünyaya alabildiğine merakla bakıyordu.

Minnacık burnuna dokundum. Gülümsedi. İçim ısındı.

Bir de senin için dokundum burnuna. Yine gülümsedi.

Bu defa da ben ağlamaklı oldum…

*    *    *

Şey…

Yazarken nedense gözlerim sulandı. Nezle, grip salgını var diyorlar herhalde ondandır!..

Yazıyı burada bitireyim.

Sulu gözlü bir şeyler yazmak içimden gelmiyor.

Zaten öyle yazsam senden fırçayı yerim…

İyisi mi…

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"