Dün Kemal Kılıçdaroğlu'nun Kürdistan kelimesiyle sorunu üstüne bir Tırmık yayınladım. Tepkiler geleceğini hesaplamıştım ama bu kadarını değil.

Öven de söven de günlük ortalamaların çok üstüne çıktı.

Dert değil. Övgülerle şişinmeyecek, sövgülere öfkelenmeyecek kadar "şerbetli" olduğumu düşünürüm.

Ama bir "tepki"yi burada cevaplamazsam bir yerim şişer.

Herif ödlek. Kimliği gizliyerek ona buna sataşıyor besbelli. Adı "Hffşşşşyyy".

Bu Hffşşşşyyy efendi sormuş:

- Sen Kürt müsün?

Cevap: Hayır, Türk'üm. Hem de baba tarafından saf kan Türk. Yörük…

Hffşşşşyyy adlı büyük boy salatalık o soruyla yetinmemiş devam etmiş:

- Veyahut annenin hiç Kürt tanıdığı olmuş mu?

Cevap: Rahmetli anneme sordum. "Oğlum, ben İzmir kızıyım… Gönlümün çektiğini severim. Terzi Sadık'ı sevdim, evlendim. Başka birine hiç gönlüm kaymadı. Türk müydü, Kürt müydü hiç merak etmedim" dedi.

Sonra zekâ fışkıran mavi gözlerini kırpıştırıp gülümsedi "Beyni bacaklarının arasında olan heriflerden uzak dur" deyip gözlerini yumdu; Ödemiş Asri Mezarlığındaki sonsuz uykusuna devam etti.

Hffşşşşyyy başka sorun var mı?

* * *

Gelelim bugünkü Tırmık'a…

İlkokul düzeyinde aritmetik (=sayılar bilimi) bilgisi yeterli.

Eğer bir seçim olursa; eğer o seçim siyasal İslamcılarla Türk ırkçı-milliyetçilerin kirli hileleriyle sonucu baştan belli göstermelik bir siyasal komedyaya dönüşmezse AKP Reisinin ve partisinin 19 yıllık çapul iktidarı sona erecek…

Muhalefet cephesinde yer almış, siyasal çizgileri, ideolojik (=Dünya görüşü) tercihleri birbirinden çok farklı partilerin toplam oyları şimdiden belli ki Reis'i ve partisini alaşağı edecek büyüklükte. Bugün belli olan bu fark seçim gününe kadar daha da açılacak. Reis'in "dövize endeksli tevdiat hesabı" dümenine bakıp şapkadan tavşan çıkarma yetisine bel bağlayanlar yakında yine ağlamaya başlayacaklar. İtirazı olanla her türlü bahse varım.

Üst paragrafta Muhalefet cephesinde dendi, demokrasi cephesinde denmedi. Bu ince ve yakıcı ayrımı gözden ırak tutmadan muhalefet cephesine bir göz atalım.

55 (yazıyla: Elli beş) yıldır sosyal demokrat bir partiye dönüşmeye çabalayan ve bir türlü olamayan CHP'den başlayalım. Yüzde 25 seçmeni kendine çekebiliyor. Bu oran bazen iniyor, bazan çıkıyor ama ortalaması bu.

MHP'den kopanların kurduğu İyi Parti yüzde 15'lik bir seçmen kitlesine sahip. Başkanları olan becerikli kadın siyasetçi yüzde 20'lerden söz ediyor ama galiba buna sadece kendi inanıyor.

Ali Babacan'ın DEVA, Davutoğlu'nun Gelecek, Karamollaoğlu'nun Saadet partilerinin toplamı yüzde 7-8 eşiğini geçmiyor, geçmesi için de bir "siyasal mucize" lâzım ve siyaset mucizelerle yürümüyor.

Eee aritmetik ne demiş oluyor?

Bu partiler seçime tek başlarına girseler iktidarı sürecek olan AKP'ye muhalif partiler olmakla yetinecekler. Kimileri Meclis'e girebilecek, kimileri dışarıdan gazel okuyacak.

Yok, bir araya gelir de bir muhalefet cephesi oluşturabilirlerse, ki bu mümkün görünüyor, yine de ülkeyi AKP iktidarından kurtarmak için gerekli yüzde 50+1'e ulaşamıyorlar.

Yani topla, çıkar, çarp böl, HDP'siz olmuyor.

HDP ise bir "muhalefet cephesi"nin değil, bir "demokrasi cephesi"nin bileşeni olacağını durmaksızın, bıkmaksızın tekrarlıyor.

Arada fark var mı?

Var.

Hem de büyük fark.

Birinde Meclis'teki iskemle sayılarının pazarlığı yapılır, içini doldurmaya gerek duymadan "Güçlendirilmiş parlamenter sistem" türküsü söylenir.

Başka?

Yok…

Bir demokrasi cephesinden söz ediyorsak, kayyımlar düzeniyle seçmen iradesine ipotek koymanın önünün tıkanmasından başlayın da eşit haklı vatandaşlık, hukuk devletinin yeniden ve güçlendirilerek korunmasına, sahici bir demokrasiye kadar uzanan bir "ilkeler dizisi" ile karşılaşırız.

HDP bu konuda ısrarlı?

* * *

Bir CHP'li tanıdığıma (arkadaşıma değil tanıdığıma) dün telefonda bunu hatırlatıp sordum. Cevaba bakın ve bence kara kara düşünün:

- Aydın Bey, önemsemeyin bu sözleri. HDP çantada keklik. Çünkü HDP'nin eli mahkûm. Ne yani, kendisini yok etmeye çabalayan AKP iktidarda kalsın diye bizle birlikte davranmayacak mı?

Nasıl cevap ama?

Bu kafa ile HDP'ye yakın durmaktan, öyle görünmekten ölümüne korkarak, seçim olunca nasıl olsa kendilerinin istediği yönde oy kullanacak, çünkü "eli mahkûm ve çantada keklik bir HDP ̎ düşleri kuranlarla gidilen siyasal yol beş yıl daha AKP iktidarına açılmıyor mu?