08 Ekim 2013

Niyetliyim… Hem de çok...

Ben eylem yapmaya niyetliyim. önümüzdeki dönemde (yıllarda, aylarda, günlerde, hatta saatlerde) eylem yapma olasılığım çok yüksek

Başlığı herhalde “oruca niyetliyim” diye anlamadınız.

Peki neye niyetliyim?

Sabredin, açıklayacağım.

Hiç de öyle sıradan bir haber değildi. Hürriyet’ten Nuray Babacan arkadaşımızın bulup çıkardığı, uyanık bir habercinin kırk yılda bir eline geçecek türden bir haberdi.

Hürriyet fazla büyütmeden verdi. (Ben olsam manşet yapardım. Ama işte bu yüzden beni Hürriyet yayın yönetmeni yapmıyorlar ya!..)

Bizim T24 hakkını verdi. (İşte bu yüzden T24’deyim ya !..)

Sabrınızı zorlamayayım, haberin girişini aktarayım, hemen hatırlayacaksınız:

“Polise, eylem yapma olasılığı olanları hâkim ve savcı talebi olmaksızın, 12 ila 24 saat gözaltına alma yetkisi veriliyor…”

Haber yayınlandı ama yer gök inlemedi; sokaklar bir anda şenlenmedi; Gezi deneyimini yaşamış ve bizim kuşaklara da yaşatmış o gencecik fırlamalar “Niyetliyim” diye bin bir demokratik muzipliğe olanak veren fırsatı kullanmadılar.

Bu yaşta iş başa düştü. Durumdan vazife çıkarıyorum.

Buyrun.

*    *    *

Ey İçişleri ve Adalet Bakanlığının tepesindeki zatlar!..

Ey polis şefleri!..

Ey biber gazı ithalatçıları ve üreticileri!..

Şimdiden ilan ediyorum. Şimdiden kaydedin, not alın:

Ben eylem yapmaya niyetliyim. önümüzdeki dönemde (yıllarda, aylarda, günlerde, hatta saatlerde) eylem yapma olasılığım çok yüksek.

Hazırlıklarınızı ona göre yapın.

Ülke ihtiyacının yüzde 2’sini bile bulmayacak enerji üretimi palavrasıyla ülkenin dört bir yanında coşkun akan derelere beton kilitler vurup HES’ler inşa ettiriyorsunuz ya, yetişebildiğim her HES şantiyesinin önünde, bu ayıbı önlemek amacıyla eylem yapma niyetim var.

Son açtığınız demokratikleşme paketinde gösteri ve toplantı yürüyüşlerinin önündeki devlet engelini kaldırır gibi yapıp, iyiden iyiye valilerin iki dudakları arasına sıkıştırdınız ya… Valla umurumda değil, ben 12 Eylül’ün şu Anayasa değil de “Amaaaayasa”sında bile tanınan “Önceden izin alınmaksızın toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılabilir” hakkımı sonuna kadar kullanmak niyetindeyim. Sizin böyle topluca yapılan eylemlerden hiç hoşlanmadığınızı biliyorum ama, dedim a, umurumda değil. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri dediğiniz eylemlerden vazgeçmeye niyetli değil, tersine bol bol ve sık sık eylem yapma niyetindeyim.

Önümüzdeki dönemde seçimler var. Yerel seçim, genel seçim, cumhurbaşkanı seçimi…

Seçimler siyasal partiler için halkın karşısına çıkıp görüşlerini açıklamaları, yani propaganda yapmaları için pek uygun siyasal fırsatlardır. Mesela benim partim (Yeşiller ve Sol Gelecek Partısı- YSGP), keza çok geniş bir sol –sosyalist yelpazeyi kucaklamaya çalışan Halkların Demokratik Partisi (HDP) bu fırsatı elbette tepmeyecekler ve eylemler örgütleyecekler. Bu eylemlerde topun ağzında en çok, hem de pek çok  sizin parti (AKP) olacak. Eh, gücümün yettiğince ben de aralarında olacağım. Yani seçim dönemlerinde de çok çok eylem yapma niyetim var…

Yapacağım, yapmaya kesinlikle niyetli olduğum eylemleri burada sayıp dökmem mümkün değil. O kadar çok ve ben o kadar niyetliyim…

O yüzden örnek bir yurttaş olarak şimdiden ilan ediyorum. Haberiniz olsun, ona göre hazırlanın.

Ben zaten hazırım…

Ha, bir de size kötü bir haberim daha var: Benim gibiler çok, pek çok, uykularınızı kaçıracak kadar çok.

Hani bilin de, ona göre şey yapın…

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"