27 Temmuz 2019

Eyvahhhh, ya hukuk devletine doğru giderse...

Hukuk devletini guguk devletine döndürenler, ülkenin dört bir yanından yükselen adalet arayışlarını devletin zorba gücünü pervasızca kullanarak sindirenler geri adım atmak zorunda kaldılar

Herhalde hemen anlaşılmıştır.

Başlıkta okkalı "Eyvahhh" AKP Reisi'nin, onun sadık tayfasının ve ona emir kulu olmuş AKP medyasının tümünün hançerelerinden fışkıran korkulu, kaygılı ve acılı çığlıktı ve ben sadece iletiyorum.

Tek cümlelik yalın bir özet: Anayasa Mahkemesi (AYM) Barış Akademisyenleri’nin “silahlı terör örgütü propagandası yapmak” suçundan cezalandırılmaları ya da cezalandırılmak istenmeleri nedeniyle ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar verdi.

Bu bir emsal karar. Sadece "Barış Akademisyenleri" ile ilgili karara bağlanan, karara bağlanmak üzere olan, açılmış ve açılacak davaları değil benzer suçlar icat ederek akar banttan çıkmış gibi hükümler kesen AKP yargısının yarattığı hukuk ve adalet kirliliğini belli ölçülerde çöpe atacak bir karar.

Hayır, AYM kararından sonra Türkiye bir hukuk cennetine, devlet bir hukuk devletine dönüşmeyecek. Bunca yılın ağır hasarı öyle bir çırpıda onarılamaz. Ama "Bizden farklı düşünenler gebersin, ağaç kabuğu kemirsin, hapislerde sürünsün, işlerinden kovulsun" zihniyetinin sahipleri, taşıyıcıları, savunucuları AYM'den okkalı bir tokat yediler.

Kimse kalkıp, "Yav bunlar Reis'in haberi, izni, icazeti olmadan olmaz. Vardır bir sebebi. Sevinmenin alemi yok" yollu ince ağır ahkâm kesmesin. Sebebi ne olursa olsun bu demokrasi güçlerinin bir kazanımıdır. Hukuk devletini guguk devletine döndürenler, ülkenin dört bir yanından yükselen adalet arayışlarını devletin zorba gücünü pervasızca kullanarak sindirenler geri adım atmak zorunda kaldılar.

Bir kez daha altını çizelim: Karar salt  “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzalayan yürekli akademisyenleri değil Cumhuriyet davasından, Özgür Gündem davalarına, Gezi davasına kadar uzanan bir dizi dava ve hüküm için emsal değeri taşıyor ve ülkenin en yüksek yargı organının kararı olduğundan kesinlikle bağlayıcı nitelik taşıyor.

Şimdi köpeksiz köyde değneksiz dolanıp ülkeyi kendileri için dikensiz gül bahçesine, "kendilerinden olmayanlar" içinse bir hukuksuzluk cehennemine çevirenler hukuk devleti yolunda yeni adımları, açılımları önlemek için kolları sıvayacaklar.

Bizim kollar ise zaten sıvalı...

AYM kararına sevinelim ama gevşemeyelim. Hukuk mücadelesi, hak savunuculuğu, özgürlüklerin sınırlarını alabildiğine genişletmek çabaları aralıksız ve yükselerek sürmek zorunda.

AKP Reisi'nin kullana kullana anlamsızlaştırdığı o cümleyi bu kez biz haykıralım:

Durmak yok, yola devam...

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"