Uzun süredir (Uuuuuf, çok uzun süredir) ilk kez, evde keyif çatarak seçim gecesi yaşıyorum. Ne seçim öncesinde “nabız tutma” işine koşuldum, ne seçim gecesi telaşının hayhuyunda bir görevim var.
Yani gel keyfim gel...
Bu satırlar yazılırken geceyarısını geçtik. E-gazetede yazmanın tadını çıkarmak istiyordum. Çünkü kağıt gazetede yazan meslektaşlar yazılarını bir kaç saat önce mecburen bitirip teslim ettiler. Bense kesin sonuçları alıp sabaha karşı da yazı geçebilirim.
Ama hile yapmayayım. Buna niyetim yok.
Bizim mahallede muhtar, benim oy verdiğim kadın aday mı oldu bilmiyorum. Bilsem iyi olurdu. Hiç olmazsa 1962’den beri katıldığım seçimlerde ilk kez benim de oy verdiğim aday kazanmış olacak ve ben bundan kendime pay çıkaracağım. Bir de buna Hopa’da Yılmaz Topaloğlu arkadaşımın kazandığı haberi gelirse değmeyin keyfime. Ama bu bilgiler için galiba yarını bekleyeceğiz.
Bundan ötesi ise zaten üç aşağı beş yukarı belli oldu.
Siz ne düşünüyorsunuz bilemem ama, sonuçlar bayağı keyif verici.
Bir kere kibirli, “Millet bizi destekliyor” şişinmesi ile afra tafrasından geçilmeyen Tayyip Erdoğan’ın ve kravatlı molla arkadaşlarının burnu galiba sürtüldü. Oyları bizzat Erdoğan’ın koyduğu “başarı” eşiği olan yüzde 42’nin de altına indi.
Yani iyi oldu.
Ayrıca erzak torbası, beyaz eşya, nakit para ile tavlanmaya çalışılan seçmenler (Mesela Tunceli) bu dümeni yutmadı. Hem erzak torbasını alıp içindekilerle çayını demledi, şekerini ekledi ama sandığa gidip bildiği gibi oy kullandı.
Yani iyi oldu.
DTP Diyarbakır başta, Kürt oylarının sahibi olduğunu kanıtladı. Bunun sonuçlarının ben Kürtler arasında “Demokratik yol tıkalı değil.” yargısına ebelik edeceğini; 25 yıldır süren (1984 – 2009) silahlı “yol”un kanlı çıkmazına karşılık şaşı kör topal da olsa “sandık” yolunda yürüme, yani mücadeleyi politik düzlemde sürdürme eğilimlerini güçlendireceğini düşünüyorum.
Yani iyi oldu.
* * *
Bu seçim gecesi için bu kadarı bana yetiyor.
Şimdi kocaman bir tas kahve ve iki parmak konyak eşliğinde televizyon karşısına çöküp iyi bir film varsa onu izlemeyi düşünüyorum.
Benden size öğüt: Siz de öyle yapın...