17 Ekim 2013

'Çare Sarıgül'se çaresiziz demektir…

CHP’nin İstanbul belediyesini kazanırsa ne yapacağı, neyi nasıl yapacağı üstüne dişe dokunur, ciddiye alınır, üstünde tartışmaya değer bir program, bir öneriler demeti okuyan, duyan var mı?

Sanırım sizin de benden pek farkınız yoktur. Şu bayram günlerinde cep telefonlarına yağan (gelen değil yağan) mesajlardan söz ediyorum.

Kimin yolladığı belli olmayan, ruhsuz bir numaradan ibaret; içeriği ise kimi “mübarek olsun”, kimi “kutlu olsun”la biten mesajlar. Adını koymayacak kadar özensizse ve ben onun kim olduğunu bilemeyeceksem ne diye bayram mesajı atar ki insanlar ?..

Çoğunu bakmadan silip atıyorum ama, dedim ya yağıyor. Sil sil bitmiyor. Yine birini silecekken gözüm benzerlerinden biraz daha uzun olan mesaja takıldı ve okudum.

Aynen aktarıyorum:

“Kurban bayramımız size, ailenize, ulusumuza, ülkemize kutlu olsun “Çare Sarıgül” sözü kulağınıza küpe olsun…”

Vaaaayyy !..

Bayram da kutlamış, kafiye de tutturmuş, propaganda da yapmış…

Yapmış da acaba ne ummuş?

Mesajı alanların “Mart ayındaki yere seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına Mustafa Sarıgül’ü seçeceğim” kararı vereceklerini filan mı acaba ?

Mesajı kim attı belli değil. Ama Sarıgül’ün attığını ya da attırdığını sanmıyorum. Çünkü Sarıgül’ün bu kadar anlamsız ve işlevsiz bir propagandaya başvurmayacağını sanıyorum. (Yoksa yanılıyor muyum ?)

*    *    *

Mesajın adresi doğru. Ben bir İstanbul seçmeniyim ve bu kentin belediye başkanı beni dolaysız olarak ilgilendiriyor. Ama beni seç diye karşıma çıkan biri  “Çare benim” diyorsa ve sadece bunu diyorsa onu niye seçeyim ?

Sahiden Mustafa Sarıgül bu mesajdaki slogandan başka bugüne dek bize başka ne dedi ?

Aylardır, yoksa yıllardır mı demeliydim, “Sarıgül CHP’ye girecek, yok girmeyecek… CHP Sarıgül’ü yeniden üye yapacak, yok yapmayacak… CHP’nin İstanbul Belediye Başkanı adayı Mustafa Sarıgül, hayır o değil…” haberleri okuyoruz…

Seçimlere beş ay filan kaldı.

CHP’nin İstanbul belediyesini kazanırsa ne yapacağı, neyi nasıl yapacağı üstüne dişe dokunur, ciddiye alınır, üstünde tartışmaya değer bir program, bir öneriler demeti okuyan, duyan var mı?

Peki, “CHP adayı olacak mı olmayacak  mı” sorusu üstüne bize aylardır papatya falı açtıran Sarıgül’ün “Çare benim” demekten öte İstanbul’da ne yapacak, nasıl yapacak, neden öyle yapacak sorularına  verdiği herhangi bir cevabı bilen duyan var mı ?

 

*    *    *

 

AKP adayı olacağı hemen hemen kesinleşmiş Kadir Topbaş’ın yeniden seçilirse ne yapacağı üç aşağı beş yukarı belli: Yeni metro hatları, kentsel dönüşüme hız verme, Boğaz’a üçüncü köprü, Kilyos’un batısına üçüncü havalimanı, Boğaz’a rakip (O alternatif diyor) “Kanal İstanbul” adı takılmış proje…

Yeni metro hatları hariç geri kalanlardan biri bile İstanbullu bir seçmen olarak AKP’ye ve Kadir Topbaş’a oy vermemem için yeter (hatta artar).

Bu nokta tamam. Ancak CHP’ye ve onun adayı Sarıgül’e oy vermek için herhangi bir sebep var mı ?

“AKP’yi geriletmek için İstanbul’u kaybetmesini sağlamak lazım” diye başlayan yaveleri ciddiye alabilir miyiz? Bu bir yerel seçim. Belediye yönetimi seçilecek ve bizden oy isteyenler belediye yönetimine gelirlerse ne yapacaklarını bir bir sayıp önümüze koymak zorundalar.

AKP bunu şimdiden yaptı, yapmaya başladı ve İstanbullu seçmen Aydın Engin kararını verdi: AKP’ye oy yok.

Ancak “çare Sarıgül” çaresizliğini önümüze koyanlara da oy vermek için bir sebep yok.

“E peki ona yok, buna yok, İstanbullu seçmen belediye seçimlerinde nereye oy verecek” diye sorulacağını adım gibi biliyorum…

Gün ola harman ola, ona da cevap veririz evelallah !..

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"