01 Kasım 2013

Bugün tarihi ise, tarih nedir acaba?

Kadın milletvekillerinin ne giyeceklerine ilişkin bıyıklılar çoğunluğunun koyduğu kuralın ortadan kalkması tarihi bir adımmış. 31 Ekim 2013 tarihi bir günse 'Tarih nedir acaba' diye sormak gerek.

 

Dün sabahtan başladı. Hemen bütün kağıt gazeteler ve haber kanalları “AKP’li kadın milletvekillerinden bazıları Meclis’e başörtülü gelecek. TBMM’yi tarihi bir gün bekliyor” diye yazdılar, söylediler.

Sonra Meclis açıldı. Ekrandaki haber bülteni sunucuları temcit pilavı pişirmeye devam ettiler: TBMM’de tarihi bir gün!..

Kendisine mikrofon uzatılan milletvekilleri, gedikli ekran yorumcuları konuşmalarına olağanüstü bir yaratıcılıkla(!) başladılar: Tarihi bir gün yaşıyoruz…

Tamam, bizim meslektaşların “Bir ilke imza attı”, “Şok, şok, şok” gibi yaratıcılıktan yoksun cümlelerinden, başlıklarından gına geldi ama yutkunup idare ediyoruz.

Tamam, bizim meslektaşların “Girdi” demek varken “Giriş yaptı”, “Yorumladı” demek varken “Yorum getirdi” gibi özensiz dil kullanımından gına geldi ama yutkunup idare ediyoruz.

Tamam, özellikle genç meslektaşlarımızın “Annesinin cenaze töreninde oldukça üzüntülü olduğu görüldü” gibi dil saçmalıklarından gına geldi ama yutkunup idare ediyoruz.

Ama dün şu “Tarihi bir gün yaşıyoruz” cümlelerini yutkunarak da idare edemez olduk.

Olan neydi?

Kadın milletvekillerinin Meclis’e başörtüsü ile gelememelerinin sonu gelmiş; dileyen başını örtüp de gelebilir olmuş.

Yetmedi, haftaya içtüzük değişecek ve kadın milletvekilleri de Meclis’e pantolon giyerek gelebileceklermiş. Böylece tarihi günleri tarihi günler izleyecekmiş.

Meclis’in ezici çoğunluğunu oluşturan bıyıklılar (bıyıksızlar sizi yanıltmasın. Dikkatle bakar, dikkatle dinlerseniz kafalarının içindeki bıyığı kolayca göreceksiniz) marifet yapmış gibi kadın milletvekillerinin Meclis’e başlarını örterek de gelebilmelerine izin verdiklerini söylüyor; bu marifetleriyle öğünüyor; başörtülü milletvekilleriyle birlikte çekilmiş fotoğraflarını tweetleyip akılları sıra caka satıyorlar. Kendilerine mikrofon uzatıldığında da ciddi ciddi “Bugün tarihi bir gündür” yavesini ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyorlar.

Kadın milletvekillerinin ne giyeceklerine ilişkin bıyıklılar çoğunluğunun koyduğu kuralın ortadan kalkması tarihi bir adımmış.

O yüzden de bugün tarihi bir günmüş

Bu bıyıklılar çoğunluğu 20 yıl sonra, 50 yıl sonra, 100 yıl sonra tarih kitaplarında mesela “İsadan sonra 476’da Batı Roma İmparatorluğu yıkıldı... 1453’de Türkler İstanbul’u fethetti… 1492’de Amerika keşfedildi… 1969’da insanoğlu aya ayak bastı…”gibi cümlelerin yanısıra “31 Ekim 2013’de Türkiye’de kadınların Meclise başörtülü de girebilmeleri mümkün oldu” gibi bir cümlenin yer alacağını filan mı düşünüyorlar dersiniz?

Bari oldu olacak 31 Ekim’i milli bayram ilan etsinler de marifetlerinin üstüne bir de tüy diksinler.

Yani…

31 Ekim 2013 tarihi bir günse “Tarih nedir acaba” diye sormak gerek.

*    *    *

Bu laf salatalarına boş verin. Onlara en güzel cevapları Mecliste başörtüsü takan ya da takmayan kadınlar verdi. Alkış tutulacaksa onlara, sadece onlara tutulsun.

İşte BDP milletvekili Pervin Buldan konuşuyor:

“Biz kadınlar olarak bir müdahale ve bir öneri almak istenmiyoruz. Düşünecek biziz… Nasıl giyineceğimize biz karar veririz, erkekler değil.”

İşte MHP milletvekili Ruhsar Demirel konuşuyor:

"Erkekler! Mahremimize girmenizden rahatsızız. Biz sizin ne yiyip ne içtiğinize karışıyor muyuz? Mahremimizden çıkınız."

İşte gözlerinin içi gülerek konuşan ve konuşurken bıyıklılara hazmetmeleri pek güç bir demokratik ve özgürlük dersi veren ve…

…Ve başörtülü kadın milletvekillerinin önüne sahici bir demokratlık ve özgürlük sınavı koyan Şafak Pavey konuşuyor:

“Bundan böyle; mini etek giydiği için işten atılan, sol kulağı küpeli olduğu için dövülen, dekoltesi bakanın hoşuna gitmediği için linç edilen, oruç tutmadığı için öldürülen, Hıristiyan olduğunu gizlemek için isimlerini değiştirenlerin güvenlikleri, herkesten çok bu kadın vekillere emanettir”

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"