07 Haziran 2012

Bu CMK Elbette Değişsin. Amaaaaaa...

Hükümetin tasarısı Meclis’e indi. Orada komisyonda konuşulacak. Komisyonda alacağı içerikle de genel kurula gelecek...

Bu Tırmık da CMK (Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu) üstüne...

Hükümetin tasarısı Meclis’e indi. Orada komisyonda konuşulacak. Komisyonda alacağı içerikle de genel kurula gelecek, orada da tartışılacak ve  son şeklini alıp yasalaşacak.

Yani henüz ortada “yeni” bir CMK yok.

Ama bugüne kadar AKP’yi destekleyen, AKP’yi hemen her konuda (saçmalamaları dahil) aklamak için canını dişine takanlardan, AKP ile “mesafeli bir ilişki” sürdüren “Cemaat”e kadar geniş bir kesim canhıraş feryatlarla yapılmak istenen değişikliklere karşı çıkıyor; “Değiştirip özel yetkili mahkemelerin yetki alanını daraltmayın, yoksa tutuklu generaller çıkarlar ve hemen darbe yaparlar” diye korku senaryolarını önümüze koyuyorlar.

Tamam ortada henüz son şeklini almış bir tasarı yok. Yine de konuya altını kalın çize çize eğilmek gerek. Nitekim dünkü gibi bu gün de aynı konu: CMK’da yapılacak değişiklikler...

Özel yetkili mahkemeleri adı konmamış DGM’ler gibi işletmeye elbette itirazım var. Ama hukukun temel ilkelerinden olan “tabii hakim ilkesi” ile çelişmemek önkoşuluyla bazı mahkemelerin belli suç dallarında uzmanlaşmasına itirazım yok.  Oysa cemaatten ve AKP içinden itiraz çığlıkları yükseltenler tam da bu noktada ısrarlılar. Özel yetkili mahkemelerin yetki alanı daraltılmasın, emekli ya da muvazzaf  her bürokratı, seçilmiş belediyle başkanlarını özel yetkili savcılar koğuşturup özel yetkili mahkemeler yargılasın ve mümkünse tutuklu yargılasın. Tutukluluk süresi 10 yıla kadar çıksa bile ne gam. Yeter ki bir zamanlar siyasal islamcı kadrolara kan kusturanlar içeri tıkılsın, içeride tutulsun,  tutuklu yargılansın...

Oysa AKP’nin getirdiği tasarının vahim olan yanı burada değil. Tasarı değişmeden yasalaşırsa ister darbeci, ister rüşvetçi olsun, ister üniformalı, ister üniformasız bürokratların yargılanmaları Başbakanın iznine bağlamak istiyor.

Bunun anlamı, hele Başbakan’ın adı Tayyip Erdoğan ise, “İşime gelenlere, benim adamlarıma yargılama izni yok; bana karşı olanlar ise doğru sanık iskemlesine”den ibaret.

Daha kestirme bir deyişle hukukun siyasetin eline tutsak kılınmasının çok cüretkâr bir adımı...

Henüz tasarı olduğu için ülke gündeminde değil. Onun yerine kürtajla, sezaryenla idare etmekteyiz.

Oysa gündemin ilk maddelerine yerleşmesi gerekecek kadar önemli. AKP, “Benim önümde diz çöken darbeci, benim yolsuzluk yapanım, benim hırsızım, benim uğursuzum iyidir. Ötekiler kötüdür”den başka anlama gelmeyen bir adım atmaya hazırlanıyor.

Bu Tırmık da “AKP’nin testiyi kırmasına fırsat vermeden” uyarmak kaygısıyla yazılıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"