18 Nisan 2012

Bu bakanı hak etmek İçin ne yaptık biz?

Biliyorum, kimileriniz hemen tahmin etti ve doğru tahmin etti. İdris Naim Şahin’den söz edeceğim...

Biliyorum, kimileriniz hemen tahmin etti ve doğru tahmin etti. İdris Naim Şahin’den söz edeceğim, Tayyip Erdoğan’ın “sadık adam” kontenjanından 10 yıldır milletvekili seçtirdiği ve bu yetmiyormuş gibi ülkenin en önemli bakanlıklarından birinin başına getirdiği zattan.

Esprisi kıt CHP’den biri onun için “Gaf İşleri Bakanı” diyerek partisinin mizah eksikliğini bir ölçüde düzeltti.

İdris Naim Şahin sahiden de gaf yapıp pot kırmakta özel bir yetenekle donanmış gibi. Üstelik kafasının işleyişi de bizler gibi değil.

Örnekler vereceğime Hakan Aksay’ın T24’deki son yazısını okumanızı önereceğim. Benim beceremeyeceğim kadar iyi ve incelikle anlatmış. Hani İdris Naim Şahin’in kentine gelmesine nedense çok sevinen bir yurttaşa, “Sevindin? Yok yav! Nerden bileyim sevindiğini? Hele bir takla at da göreyim bakayım. Hele bir oyna!.. Nasıl oynarsın? Çalsın! Çal bakalım davulcu” dediği olay...

Söyler misiniz bana, “O kente geldiğinize çok sevindiğini” söyleyen birine böyle bir cevap vermek aklınıza gelir mi? Birinin böyle bir cevap verebileceğini düşünebilir misiniz? Ama bu ülkenin İçişleri Bakanı “öyle” bir cevap verdi işte...

Dedim a, İçişleri Bakanının kafası farklı çalşıyor. Sizden, benden, bizden farklı...

O kadar farklı ki, belki de sabahları uyanınca “Bugün nasıl bir gaf yapıp, nasıl bir pot kırsam” diye düşünmeye başlıyor ve akşama varmadan da mutlaka birşeyler buluyor.

Dün de buldu.

Hakkında verilen gensoru önergesinin konuşulduğu Meclis oturumunda, gensoruyu veren BDP’lileri cevaplarken bir domuz fotoğrafı gösterdi. Dediğine göre dağdaki PKK’lılar o fotoğraftaki domuzu kesip yemek niyetindeymişler.

Şimdi İçişleri Bakanı konuşuyor:

- "İşte bu yapı vatandaşa dinini unutturmaya çalışıyor. Bu kesilen koyun değildir, örgütün üyelerine yedirmek üzere kestiği bir domuzdur...

Bunları söyleyen ben, sen değiliz; sıradan bir yurttaş değil; İçişleri Bakanı. Domuz eti yemelerinde dinen hiç bir sakınca olmayan Ermeni, Rum kökenli ya da kökeni ne olursa olsun Hristiyanlığı benimsemiş yurttaşların da bakanı.

Ama bu adamcağızın kendisi Müslüman ya, herkesin, bu ülkedeki bütün yurttaşların onun itikadını benimsemesi, onun değerlerini benimsemesi gerektiğine inanıyor ve bundan en küçük bir kuşkusu yok. Yoksa “Vatandaşa dinini unutturmaya çalışıyor” cümlesinin anlamı kalmaz. Şimdi biri kalkıp bu bakana “Hangi din, kimin dini” diye sorsa, hiç duraksamaksızın “Bizim dinimiz, yani islam” diyecek ve aklının ucundan bile “Ben ne diyorum yahu” gibi bir kuşku kırıntısı geçmeyecek.

Cevabını bulamadığım soru Başbakanın İdris Naim Şahin’i neden milletvekili ve hele hele neden bakan yaptığı değil.

Hiç değil.

Ben, bu bakanı hak etmek için ne yaptığımızın cevabını arıyorum ve bulamıyorum...

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"