03 Ocak 2020

Ben kaçıyorum ama AKP Reisi yakalıyor

AKP Reisi bu sözlerle mesela tarikat kadrolarından oluşturulacak ve silahlandırılacak gönüllülerden söz ediyor olabilir mi?

Kaç gündür bize dayatılan gündemden kaçıyor, gündem dışı kalmış konularda Tırmık yazıyorum.

Haklıyım da.

Ne yani "Kanal İstanbul" denen beton ve rant projesi'ni mi tırmıklayayım? O konuda yazılmadık ne kaldı ki? Üstelik AKP Reisi "İsteseniz de istemeseniz de yapılacak" diye kükredi. Bu durumda yazı filan işe yaramaz. Demokratik yöntemlerle yani eylemlerle engellemenin yolunu bulmak ve uygulamak gerekiyor.

Nitekim Kanal İstanbul üstüne tek satır yazmadım.

Peki, dün Reis’in partisinin ve koltuk değneği MHP’nin oylarıyla kabul edilen Libya’ya asker yollanmasının önünü açan tezleke ve sonuçları üstüne yazmak sizin ve benim için zaman israfı değil mi?

AKP iktidarının "İhvan’la dayanışma" bağlamında hazırlandığı, karşılığında ganimet olarak beleş petrol umduğu Libya seferi üstüne de tek satır yazmadım...

Dedim ya, dayatılan gündemden kaçıyorum…

* * *

Ama ne kadar kaçsam nafile. AKP Reisi yakalıyor.

Bugün bir yerlerde "Şehir Güvenliği Sempozyumu" adı verilen bir toplantı düzenlenmiş. AKP Reisi de boş bir kürsü ve işleyen bir mikrofon ve tabii AKP medyasının TV kanallarından birkaç kamera görünce, yani "I speek kürsü" koşulları bulunca uzun uzun konuştu. Kentler üstüne hiç bilmediğimiz bilgiler aktardı, fikirler açıkladı.

Mesela "…Hep söylüyorum. Dikey mimari ile şehirlerimize ihanet etmiş oluruz. Yatay mimari ile hem kendi medeniyetimizi inşa etmiş oluruz hem de gerçekten şehirleşmenin ne olduğunu dünyaya gösterme imkanını bulmuş oluruz" buyurdu. 18 yıllık iktidarında Türkiye’de en çok "dikine bina" yapılan siyasetçi söylüyor bunu. Ayrıca Dünyaya 'şehirleşmenin ne olduğu'nu da göstermiş olacakmışız. Mesela Viyana’ya, Strassburg’a, Londra’ya, Berlin’e, Petrograd’a, Roma’ya, Osaka’ya…

Tarihe de ışık tuttu: "İnsanların güvenlik ve gıda için değil ibadet için yerleşik hayata geçtiğini gösteren Göbeklitepe, bilinen şehir tarihini de 12 bin yıl öncesine götürmüştür".

Böylece 'şehir tarihi' üstüne yepyeni bilgilerle donandık, insanların yerleşik hayata ibadet için geçtiğini öğrendik…

* * *

Derken…

Derken, yazmak için değil keyiflenmek için bütün bu yaveleri göz ucuyla okurken birden o cümle çıktı karşıma.

Ürperdim, üşüdüm, ürktüm.

Aynen aktarıyorum:

"…Artık şehirlerimizin dış güvenliği surlar ve hendeklerle koruyamayacağımız içerideki güvenliği de sadece kolluk kuvvetleriyle sağlayamayacağımız bir dönemdeyiz. Artık yeni fikirler geliştirmek gerekiyor…"

Gel de yazma…

Dedim ya ben gündemden kaçıyorum, ama AKP Reisi yakalıyor.

Sakın aktardığım cümledeki şehirlerin dış güvenliğinin artık sur ve hendeklerle sağlanamadığı bir dönemde olduğumuz 'bilgisi' ile dalga geçip, önemli olanı gözden kaçırmayın.

"...içerideki güvenliği de sadece kolluk kuvvetleriyle sağlayamayacağımız bir dönemdeyiz…"

Ne demek bu?

Kolluk kuvveti teriminin anlamı çok yalın: Polis, jandarma.

Haydi buna, işsiz ve mesleksiz AKP’lilere iş bulmak için yaratılan 'bekçi' kadrolarını da ekleyin.

E, bunlar yetmiyorsa ne yapılacak?

AKP Reisi’ne sorarsanız  cevap kısa: Artık yeni fikirler geliştirmek gerekiyor(muş)…

* * *

Yakın tarihte ve günümüzde bu mantığın açılımı yalındır: Paramiliter güçler.

'Paramiliter' serbest çeviri ile 'Yarı askeri, yani işlev ve örgütlenme olarak askeri, ancak düzensiz gönüllülerden oluşan ve devletçe desteklenen silahlı güç'.

Kolluk kuvvetleri yetmiyorsa  'geliştirilecek yeni fikirler'in başka bir noktaya varması mümkün değil.

AKP Reisi bu sözlerle mesela tarikat kadrolarından oluşturulacak ve silahlandırılacak gönüllülerden söz ediyor olabilir mi?

Ya da…

Suriye’de artık işlevi kalmamış ÖSO tayfasından oluşturulacak bir paramiliter güç mü kastediliyor?

Ya da…

Ya da’sı yok. Bence AKP Reisi bunu açıklığa kavuştursun. Yoksa gözüme uyku girmeyecek.

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"