26 Mayıs 2010

Açığa Çıplak – Finans Kapitalizmi Çırılçıplak

CHP çalkantısı az da olsa geçince anlamadığım ama önemini sezdiğim “olayı” öğrenmeye çabaladım...

Geçen hafta CHP çalkantısı ile geçti ya, çok önemli olduğunu sezdiğim (anladığım değil, sezdiğim) bir ekonomik olayı okuyup geçtim.
CHP çalkantısı az da olsa geçince anlamadığım ama önemini sezdiğim “olayı” öğrenmeye  çabaladım.
Bilenleriniz dudak büzüp gülmesin, cehaletimle alay etmesin; bilmeyenleriniz benim yazdıklarıma bakıp, tam anlamadılarsa ek sorular filan sormasın, çünkü anladığım yazacaklarımdan ibaret...
Olayı hatırlayın: Almanya’da hisse senetleri, mal, bono, tahvil gibi borsada alınıp satılan kağıtların çıplak açığa satışı yasaklandı. Dünyanın öteki ucundaki (bu arada Türkiye’deki) borsa oyuncularından anında tepkiler geldi. Bu kararın çok kötü olduğunu, finans dünyasındaki akışkanlığın önüne geçeceğini filan söylediler. Oysa okuduklarımdan çıkardığıma göre çıplak açığa satış şöyle dursun giyinik açığa satış bile kimi ülkelerde yasaklanmış(mış).
Almanya’nın aldığı, kimi AB ülkelerinin destekleyip, kimilerinin şiddetle karşı çıktığı bu “yasaklama” kararının finans piyasalarına etkisini tartışacak değilim. Zaten tartışacak kadar bilgim de yok.
Biz gelelim işin özüne, şu çıplak açığa satışa...
Borsadaki cambaz bir firmaya yada bankaya ait hisse senetlerinin ya da bankaya, devlete ait bonoların ileride değer kaybedeceğini tahmin ediyor ya da bir yerlerden kulağına fısıldanıyor.
Bunun üzerine bizim cambaz öteki cambazlara haber salıyor. “Şu hisse senetlerini şu fiyata satıyorum, var mı alan” diye soruyor. İleride düşeceği tahminini yapamayan ya da yanlış tahmin yapan ya da kulağına fısıldanmayan başka cambazlar “Ben alıyorum” diyorlar. O günkü (yani henüz düşmemiş) fiyatlar üstünden pazarlığı bağlıyorlar.
Amaaaa...
Ama satanın elinde o hisse senetlerinden yok. Sadece “Satıyorum, varmı alan” demiş ve satmış. Artık notere mi gidiyorlar, Kuran'a ya da İncil'e el basıp yemin mi ediyorlar ya da borsa komutanına gidip “Biz böyle böyle anlaştık” mı diyorlar anlamadım. Ama satış yapılıyor. Satan alacaklı oluyor, satın alan da olmayan hisse senetlerini almış oluyor...
Sakın “Olmaz öyle şey” demeyin. Valla billa oluyormuş!
Sonra günler geçiyor bizim cambazın tahmini doğruysa o hisse senetlerinin fiyatı düşüyor. O da düşük fiyattan hisse senedi satın alıp, daha önce yüksek fiyata sattığı öteki cambaza “Al kardeşim hisse senetlerini” diyor ve başta anlaştıkları fiyattan parasını alıyor.
Sonuç: Düşük fiyattan aldığı hisse senetlerini, satış sırasında elinde olmadığı halde yüksek fiyattan satan cambaz para kazanıyor.
Cambaz dediğime bakıp Kepsut panayırındaki at cambazını anlamayın; Deutsche Bank gibi, Commerz Bank gibi dev bankalardan, adlarını bilmediğim küresel fonlardan, dev sigorta şirketlerinden, Soros gibi inanılmaz servetlere komuta eden finans jonklörlerinden söz ediyorum.
Yani sizin benim gibi kuru maaşa talim edip, ay sonunda “Kirayı nasıl denkleştirebilirim” diye kıvrananlarla ilgisi yok bu işlerin. Eh, bu devler pazarında alınıp satılan miktarlar da onların büyüklükleri ile doğru orantılı oluyor ve milyonlarca, yok, milyarlarca euro ya da dolar bir kasadan çıkıp, bir başka kasaya akıyor...
O dev finans kurumlarının ortakları da paylarına düşen paraları alıyorlar ve...
...ve sizce ne yapıyorlar?
Ne yapabilirler ki?
Kasaptan et, sütçüden süt, balıkçıdan balık, bayiden şarap, fırından ekmek, inşaatçıdan ev, yatçıdan yat, katçıdan kat alıyorlar; çocuklarına harçlık veriyorlar, karılarına tek taş ya da çok taş yüzük alıyorlar, falan filan...
Zonguldak’ta ayda 540 lira net ücrete talim eden madenci de et (Nah!) alıyor, süt (Nah) alıyor, ekmek (çok) alıyor, çok canı çekmişse (ucuz) şarap alıyor. Kat, yat, çat, pat ise zaten alamıyor, çünkü böyle şeylerin satın alınabileceğini bile düşünemiyor...
*    *    *
Aklımın erdiği, dilimin döndüğü  kadar çıplak açığa satışı anlattım. Biliyorum aklım az ermiş, dilim de iyi dönmedi. Ama bence işin özünü bal gibi anlattım...
Sizce burada “ahlaksızlığı” bile aşan bir sorun yok mu? Çıplak açığa satış yapıp para (hem de çok para) kazananlar ne ürettiler, insanlığa nasıl bir hizmette bulundular da bu kazancı hak ettiler?
Bence finans kapitalizmi bu çıplak açığa satış dümeni sırasında edep yerlerinin en kıllı ve kanlı bölümleri de dahil çırılçıplak gözümüzün önüne serildi.
Ben bakmaya utanıyorum, mecburen baktığımda da iğreniyorum.
Siz de öyle mi?

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"