Güle güle sevgili Ülkü… Öylesine çabuk gittin ki... Biz festival telaşıyla ordan oraya koşuştururken, daha doğrumu değil mi derken… Birden hayata veda ediverdin… Öylesine ani oldu ki, cenazene bile gelemedik…
Biliyorum, hastaydın… Ne olduğunun ne önemi var? 82 yaşının yorgunluğu içindeydin. Şairin dediği gibi, “orada öyle uzanmış yatıyordun...”
Ama seninkisi Haydarpaşa Numune hastanesindeki bir yataktaydı. Ve hiçbirimizin bundan haberi olmadı. Gelemedik, sana son bir teselli, küçük bir şefkat bile sunamadık. Artık herkesin bir ada olduğu şu kahrolası dünyada, çağdaş yaşamın bu sersemletici temposu içinde.
Kimi ünlü yıldızlar da yokmuş cenazende… Ki bazılarına neredeyse düzinelerle film çekmiştin. Önce konservatuarda müzik eğitimiyle başlayan sanat yaşamın, gazetecilikle sürmüş, Yeşilçam’ın hemen ilk yıllarında röportajlarınla ilgi toplamıştın. Ardından Memduh Ün’e asistanlık ve 1961’de ilk filmin gelmişti: Unutamadığım Kadın.
Sonrası çorap söküğü gibiydi. Öylesine çalışkandın ki, 60’lı yıllarda yılda 13-14 filmin altından kolayca kalkıyordun. Çoğu romantik komediler, aşklı melodramlar, kimi zaman popüler güldürü örnekleriydi. Ve sonuç olarak, sinemayı fiilen bıraktığın 1990’lara dek 200’e yakın film çektin.
Bunlara 70’lerin ikinci yarısındaki ünlü ‘seks filmleri’ de dahildir. O dönemin gereğini de yerine getirdin. Hatta 78-79’larda yılda 18 filmle yeni rekorlar kırdın!... Gerçek bir sinema sevdalısı, tam bir profesyoneldin…
Sonraları TV dizilerinde de çalıştın. Ve onlarda da halkın nabzını tutmayı becerdin. Müzik sevdanı ise hiç unutmadın: piyanist-şantörlük yaptığın zamanlar da oldu. Öylesine sanata bağlıydın, öylesine üretken ve verimliydin ki…
Bunca filmden geriye ne kaldı diye sorulabilir. Yeşilçam’ın bir büyük rüya fabrikası olduğu yıllardı. Koca bir toplumun o rüyayı ortak biçimde görmesi ve gerçek yaşamın sertliğinden, haşinliğinden bu büyük rüya sayesinde sıyrılıp ayakta kalması macerasına büyük katkıda bulundun.
İnsanlar senin filmlerinde duygulandılar, ağladılar, ya da güldüler. Ve içlerini boşaltıp rahatladılar. Böylece hayat denen serüvenin o büyük acılarına dayanma ve direnme imkanını yakaladılar.
Son dönemde birkaç yerde karşılaştık. Zayıflamıştın, çökmüştün. Ama o kendine özgü gülüşün ve onun simgelediği iyimserliğin, umudun hep yerindeydi. Bu yıl İstanbul festivalinin sana onur ödülü vermesini ortak bir onayla kararlaştırmıştık. Ve 15 Nisan Cuma gecesi kapanış töreninde bu ödülü alacaktın: elbette en ünlü bir sanatçının elinden…Ve bunu heyecanla bekliyorduk.
Ama olmadı, olamadı. Azrail’in sabrı yoktu. O gece seni anacak ve kahrolacağız.
Bizlere düşense, o filmlerin en güzellerini öncelikle onarmak, sonra bulup izlemek, o eşsiz duygular alemine dalmak…Festivalin seçtiği Türkan Şoray-Cüneyt Arkın’lı Gözleri Ömre Bedel bunun için iyi bir başlangıç olabilir. 13 Nisan’da gösterilecek.
Ama benim bir dileğim var. Son filmin olarak kalan, 2009 yapımı ve bir tür Zeki Müren biyografisi olan Çığlık Çığlığa Bir Sevda’yı ben çok sevmiştim. Bu film, iş yapmak biryana, gösterime bile çıkmadı.
Hayır sahibi bir yatırımcının bu filmin DVD’sini çıkarmasını diliyor ve bekliyorum. Bu gerçek bir hizmet olacak. Hele Zeki’yi anma albününün çıkmak üzere olduğu şugünlerde… Ne dersin Ülkü, iyi olmaz mı?
Festivalden haberler, gösteriler, dedikodular
- İstanbul festivali tüm hızıyla sürüyor. Başta görülen, geçen yıllara gore daha düşük bilet satışı, günlük satışlarla dengelendi. Ve sinemalar hayli dolu gözükmeye başladı.
Beyoğlu yine dolmaya başladı: eskiye kıyasla birazcık daha az gür olsa da, yine bir insan nehri caddeyi dolduruyor. Beyoğlu ölümsüzdür, buna da direnir öngörüm sanırım gerçekleşiyor.
Atlas sinemasına gitmek yine bir büyük keyif. Ve iyi ki yıkılan onca eski salondan geriye bir tek o kaldı. İyi ki varsın, Atlas sineması!...
Feriye sineması ise özellikle hanımlardan oluşan kendi seyircisini buldu. Her film, jeneriklerinin sonuna dek adeta huşu içinde izleniyor, tartışılıyor. Artık kapılarını ticari sinema olarak kapayan bu güzel salon, Allahtan hep kalacak: türlü çeşitli etkinliklerde özel olarak kullanılmak için… Sen de iyi ki varsın, Feriye…
- Bu yıl, kimi özel gösteriler bu salonda oluyor. Örneğin Groupama tarafından onarılan Zeki Ökten başyapıtı Sürü. O gece filmin sunuşunu ben yaptım ve sonra Melike Demirağ, Levent İnanır, Ali Özgentürk ve de Fatoş Güney’i sahneye çağırdım. Tarık Akan da gelmişti, ama sonra törene kalmadan çekip gitti. Hasta olduğunu söylediler. Eğer öyleyse, geçmiş olsun dileklerimi yolluyorum.
Sanatçılar etkili konuşmalar yaptılar. Ve birlikte Yılmaz Güney, Zeki Ökten ve Tuncel Kurtiz’i andık. Ama sonrasında teknik bir arıza oldu ve oynatma sisteminde ses kesildi. Gösteri de yapılamadı. Ama Sürü bu Pazartesi 19.00’da Atlas’da gösterilecek. Ayrıca üç tekrarı daha var.
- Ertesi akşam yine Feriye’de Türkan Şoray’ın Uzaklarda Arama filminin özel gösterimi vardı. Ben de Atlas’ın girişindeki küçük fotoğraf sergisi açılışını kısa kesip son dakikada katıldım.
Türkan hanım oradaydı. Yanıbaşında Yağmur ve tüm ekiple birlikte. Ve yine inanılmaz bir basın-medya ilgisiyle çevrilmiş olarak…
Ama konuşmasında sitem etti. Filmlerinin dağıtım koşullarının yetersizliğinden ve bu nedenle hak ettiği seyirciye ulaşamamış olmasından yakınarak…
Ve son derece haklıydı. Çekiliş ve Antalya gösterimi maceralarını yakından izlediğim ve kendi adıma çok sevdiğim bu film, yeterli seyirciye ulaşamamış, masrafını çıkaramamıştı.
Ve bu da Türkan hanımı çok zor durumda bırakmış, özel hayatında önemli kararlar almasını gerektirmişti. Bunları açıklamak bana düşmez, ben magazin yazarı değilim. Uygun görürse kendisi açıklar.
Ama o yine kendisinden beklenen incelik ve nezaketle seyircisini hiç suçlamadı, tüm kabahati gösterim tekellerine attı. Bunda haklılık payı da vardı.
Ama ben, kendi adıma seyirciyi de biraz suçluyorum. Yahu, bu kadını böylesine seviyorsunuz da –ki her şey bunu gösteriyor- filmine niye koşup gitmiyorsunuz?
FESTİVAL FİLMLERİ- YILDIZ TABLOSU
SÜRÜ X X X X X
KARANLIK GÖLGE-LAURA X X X X X
ALTIN KOLLU ADAM X X X X
BELGİCA X X X X
GÖKDELEN X X X X
TRUMAN X X X ½
MİDNİGHT SPECİAL X X X ½
KİBİR X X X ½
APARTIMAN HİKAYESİ X X X
TAM GÖZLERİMİ AÇARKEN X X X
KIŞ ŞARKISI X X ½
YÜCE SEZAR X X ½
ÇETE X X