Günümüzde, bir markadan diğerine transfer edilerek satranç taşlarına dönüştürülen star moda tasarımcısı figürünün babası Charles Frederick Worth (1825-1895) moda endüstrisinin doğmasında önemli bir rol oynamıştı.
Kendini büyük modacı olarak kabul ettirerek ilk moda defilesini gerçekleştiren, sendika kurulmasına öncü olarak diğer modacılarla rekabet olanağını yaratan ve pazarlama stratejisinin tohumlarını atan Worth ‘ün 7 Mayıs’ta Paris’te açılacak olan sergisi yakın moda tarihine ışık tutuyor.
Sanat ve modanın kalbi olarak kabul edilen Paris, şehre gelen sanatçılara kucak açma özelliği ile de biliniyor. 1845 yılında, satıcı olarak çalıştığı konfeksiyon mağazasından ayrılarak içindeki moda tutkusuna yön vermek için Paris’e gelen genç İngiliz Worth’ün hikayesi bir hayli ilginç.
Charles Frederick Worth
Paris’teki ilk deneyimine lüks bir mağazada tezgâhtar olarak başlayan ve saray çevresi ile yakın ilişki kuran Worth, 1858 yılında “House of Worth” olarak adlandırdığı modaevini açarak bir ilke imza atmış olur.
Worth’ün, o güne dek süregelmiş olan “terzilik” geleneğinin kodlarını değiştirme arzusunu gerçekleştirmesi bir hayli hızlı gelişir. Saraya ve aristokrasiye dikiş dikme tekliflerini kendi artistik katılımının kabul görmesi şartı ile kabul eder ve bugüne dek süregelecek olan moda sistemi devreye gitmiş olur.

Moda dünyasının ilk tasarımcısı unvanını alacak olan Worth, aynı dönemde tahta geçen III. Napoléon’un eşi İmparatoriçe Eugénie du Derje Montijo’nun desteğini alarak kendi imparatorluğunu kurmuş olur.
Genç tasarımcı, bir tema belirleyerek çizdiği koleksiyonu atölyelerinde diktirerek bir koleksiyon oluşturur ve moda tarihinde bir ilk olarak canlı mankenlerle düzenlediği defile ile Paris sosyetesinin huzuruna çıkar.

Worth’ün en büyük hedefi olan kendi tasarımlarını kadınlara kabul ettirme hırsı kabul görerek moda sistemi doğmuş olur. Worth, ayrıca şapkacı, ayakkabıcı, çantacı, işlemeci gibi o güne dek bireysel olarak hizmet veren zanaatkarlarla iş birliğine giderek, koleksiyonunu bir bütün halinde sunma geleneğini başlatmış olur.
Charles Fréderick Worth, terzilik mesleğinin başka bir boyuta taşıyarak Paris’in modanın başkenti olma unvanını almasına da neden olmuştur.

Fransız yazar Emile Zola, 1871 yılında yayınlanan “La Curée” (Tazı Payı) kitabında, Worth’ün yarattığı moda anlayışından övgü ile bahseder.
Worth, aynı işi yapan modacıların bir araya gelmesini sağlayan moda federasyonunu da kurarak günümüze kadar süregelen yılda iki kez defile sunma özelliğine sahip Haute Couture geleneğini başlatmış olur.

Haute Couture, daha sonraki yıllarda kendini geliştirerek “modanın bir sanat dalı” olup olmadığı tartışmasını yaratmıştır.
Paris’in ünlü müzelerinden Petit Palais, 1100 metrekarelik sergi alanında bu önemli moda figürünün çalışmalarını 7 Mayıs-7 Eylül tarihleri arasında retrospektif bir sergi ile tanıtıyor.

Mutlu hafta sonları…