06 Nisan 2015

'Uyuma, donarsın!'

Oy ve Ötesi’ne destek vererek gönüllü olmak, belki “uyumamak” yönünde anlamlı bir ilk çaba olabilir

İçinden geçtiğimiz otoriter dönemin hafife alınacak bir yanı yok. Ülkenin üzerine çökmekte olan karanlık bir yandan meydanı, kendisini “düşmanları” ve bu düşmanlara yönelik nefretleri üzerinden tanımlayan insanlarla doldururken, bir yandan da geniş kalabalıkları bir tuhaf uyku haline sürüklüyor. Ancak ilk zamanlardaki kadar şaşırtmıyor. Acıtıyor, öfkelendiriyor belki. Ama “insan gerçekten hayret ediyor” diyemeyiz. Hayret Çağı’nı geride bıraktık çünkü. İnsan sadece merak ediyor! Daha nereye kadar? Bunu merak ediyor.

Mesela daha ne kadar vicdansız olabiliriz? Ne kadar merhametsiz olabilir, insanlıktan ne kadar uzaklaşabiliriz? Akıl tutulmasını hangi ölçüye kadar sürdürebilir, şiddet sarmalına daha ne kadar bulanabiliriz? İnsan merak ediyor!

15 yaşında polis kurşunuyla öldürülen bir çocuğun annesinin meydanlarda yuhalatılması şaşırtıcı geliyordu bir zamanlar; hayret edebiliyorduk! Ama şimdi çatışmada öldürülen bir insanın olan bitenle alakası olmayan babasına meydan dayağı atılması, hatta cenazesinin ve evinin taşlanması dahi kimseyi şaşırtmıyor.

Ayar bozuldu bir kere. Akıl tutulmasını, kötücüllüğümüzü kanıksadık. Ülke olarak neredeyse topyekûn bir “başarısız operasyon” izlenimi veriyoruz.

Hatta öyle ki, buradan iyi bir şey çıkmayacağına ikna olacak hale bile geldik. Bu yüzden belki, kötülüklere hayret etmeyi bıraktık, sadece merak ediyoruz! Eğer bir gün gerçekten iyi bir şeyler görürsek, iyi insanların galebe çaldığını hissetmeye başlarsak, o zaman belki yeniden hayret edebileceğiz.

Şu aralar insan özellikle şunları merak ediyor:

BİR) 7 Haziran seçimleri nasıl sonuçlanacak, insan merak ediyor. Ahmet İnsel geçen gün Cumhuriyet’te karşı karşıya olduğumuz ihtimalleri şöyle sıralıyordu: “Kendini “cumhurun başkanı” ve bu sıfatla aynı zamanda esas başbakan ya da cumhurbaşbakanı olarak gören Tayyip Erdoğan’a arzuladığı yönetim sistemini hayata geçirme olanağı veren bir Meclis çoğunluğu belki ortaya çıkacak. Ya da tam tersine, Meclis’te az bir farkla çoğunluğa sahip olan bir AKP hükümeti kurulacak. Şimdilik çok zayıf gözüken bir ihtimal bile artık gündemde: AKP’nin Meclis’te çoğunluğu elde edememesi.” Evet, seçimler nasıl neticelenecek, insan gerçekten merak ediyor!

İKİ) Seçimlerin sonucu kadar merak edilen bir diğer husus da 7 Haziran’da adil bir seçim olup olmayacağı! Geçen seçimde Ağrı’da neler olduğunu gördük. Peki şimdi tarihimizin en büyük usulsüzlük iddialarıyla çalkalanan, seçim güvenliği yerlerde sürünen bir seçim mi yaşayacağız? Frederike Geerdink’in hatırlattığı gibi, ya “HDP yüzde 9.8 ya da 9.9’da kalırsa”, ve “HDP’liler seçimlerin adil yapıldığına inanmazsa?” O zaman ne olacak, insan gerçekten merak ediyor!

ÜÇ) Ama insan en çok 7 Haziran seçimlerine kadar geçecek olan zaman diliminde daha neler yaşayacağımızı merak ediyor. 1 Mayıs’tan başlayarak sokaklara çıkılmasın, sokağa çıkmaya cüret edenler (!) misliyle karşılığını alsınlar, diye hazırlanmış aslanlar gibi bir “iç güvenlik” yasamız var artık. O yüzden insan korkarak merak ediyor. Türkiye’de yaşadıklarımız, yaşayacaklarımızın teminatı (!) mı? Daha neler göreceğiz, insan merak ediyor!

Malum, eski İçişleri Bakanı İdris Şahin, bu yılın başlarında, 2009'da İstanbul Küçükçekmece'de lise öğrencisi Serap Eser'in İETT otobüsünde yanarak yaşamını yitirmesine neden olan molotof kokteyli atan kişinin MİT elemanı olduğunu açıklamıştı.

Yakın zamanda görevinden uzaklaştırılan bir polis memuru, DHKP-C’nin son silahlı eylemi sırasında, teröristlerden birini hemen tanıdığını ifade eden bir twit atmış ve haklı soruların, şüphelerin kapısını aralamıştı.

Bu devletin geçmişte yaptıklarını bilenler, “maharetlerine” tanık olanlar hafiften ucunu gösteren derin karanlığın üzerimize ne tür manipülasyonlarla çullanıp serbest iradelerimizi teslim alabildiğini ve insanları nasıl derin bir uykuya yatırabildiğini çok iyi hatırlarlar.

Galiba bu nedenle gün sadece merak etme değil aynı zamanda dert etme ve bu tuhaf uyku haline teslim olmadan önce aynı dertten mustarip insanlarla birlikte ortak derman arama; sinemadaki klişe replikle söylersek, “uyuma donarsın” deme günü!

Adil, güvenilir ve şeffaf bir seçim için 7 Haziran’da 45 il ve 162 ilçede sivil sandık gözlemcisine ihtiyaç duyan Oy ve Ötesi’ne destek vererek gönüllü olmak, belki “uyumamak” yönünde anlamlı bir ilk çaba olabilir:

http://oyveotesi.org

twitter: @akdoganozkan

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Orta Doğu’da Arap sonbaharı

Batı’nın lacileri giydirdiği neo-Ladinist Colani güçlerinin Şam’a girmesi ve Esad’ın ülkeyi terk etmesinin ardından Suriye’de bir dönem bitti. Muzafferlerin sevinç çığlıkları yanıltmasın, kötü günler bitmiş ve şimdi sırada daha kötü günler de olabilir

Savaşın ekseni Türkiye sınırına dayanırken

İlk bakışta Lübnan ateşkesi akabinde, İran-Hizbullah ikmal hattını kesmeye yönelik bir hamle gibi görünen Suriye’deki cihatçı taarruzu en çok Tel Aviv’i sevindirmiş olabilir ama en çok Şam’ı mı, Tahran’ı mı, yoksa Ankara’yı mı üzecek, bunu söylemek için çok erken

‘Bibi’yi tutuklayanı yakarız’

“Kurallar temelli uluslararası düzen”, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu ile Gallant hakkında alacağı tutuklama kararını önce 5 ay geciktirdi, şimdi de “sakın ha, tutuklarsanız yakarım sizi” deme yolunu seçiyor

"
"