22 Nisan 2019

Suriye’den çekilme hepten yalan oldu

"Şam Yönetimi safında Suriye’nin doğusunda çarpışan İran yanlısı güçler ile ABD ve ABD destekli birlikler arasında sadece birkaç yüz metre mesafe bulunuyor"

Trump’ın “IŞİD’in yenilgiye uğratıldığı ve ABD askerlerinin tümüyle Suriye’den çekileceği” yönünde geçtiğimiz Aralık ayında yaptığı açıklamaya rağmen aradan geçen dört ayın sonunda, Washington Yönetimi’nin ne ülkenin güneydoğusundaki El Tenef’ten, ne de Irak sınırındaki geçiş kapısı El Kaim’e yakın bölgelerden asker çekmeye niyeti olduğu anlaşılıyor. Hatta, sahadan yansıyan haberler ABD askerlerinin ve proksilerinin bu bölgelerdeki varlık ve aktivitelerini son günlerde yoğunlaştırdıkları yönünde.

Bir iddiaya göre, Amerikalılar, Irak ve Ürdün sınırına yakın El Tenef’teki proksilerine yönelik eğitim ve destek faaliyetlerini son zamanlarda yoğunlaştırdılar. Bilindiği gibi, Amerikalılar Şam Yönetimi’nin safında çarpışan İran yanlısı milis güçlerin Suriye’deki ikmal hatlarını gözleme ve engelleme amacıyla, Bağdat -Şam karayolunun üzerindeki El Tenef’te 2016 yılında bir askeri üs kurarak 55 km derinlikte de bir tampon bölge oluşturmuştu. Sınırın Suriye tarafının kontrolünü de 2017 yılı Mart ayında ABD ve Ürdün destekli Mahavir el Tavra isimli cihatçı gruba vermişlerdi. Amerikalılar buradaki üsleri vasıtasıyla hem bu örgütü destekliyor, hem güneydeki mülteci kampından Şam Yönetimi’ne karşı savaşacak cihatçı devşiriyor hem de bölgeyi gözlüyorlar.

Bölgeden yansıyan, ancak resmî kaynaklardan doğrulanmayan bir diğer iddiaya göre ise, Suriye’nin Irak sınırındaki geçiş kapısı El Kaim’in yeniden hizmete açılmasını istemeyen Amerikalılar, buna engel olmak amacıyla bir askeri operasyon planlamaya çalışıyorlar. Söylenenlere bakılırsa, operasyon konusunda değerlendirmeler sürüyor, nihai karar alınmış değil. Bilindiği gibi IŞİD’i Fırat’ın doğusundan atan ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG), El Kaim’in 12 km kuzeybatısındaki yerleşim bölgesi Ebu Kemal’in birkaç km doğusundaki Fırat havzasında konuşlu bulunuyorlar.

Bir başka iddiaya göre de, SDG, Ebu Kemal ve el Mayadin yakınlarındaki Suriye Arap Ordusu’na bağlı birliklerin mevzilerine yakın bölgelere takviye yapıyor. Geçtiğimiz günlerde İran Devrim Muhafızları’nı “terör örgütleri” listesine alan Amerikalılar, bir şekilde hem İran yanlısı milisleri bölgeden atmak hem de İran’ın yakın bir tarihte açılacağı söylenen El Kaim sınır kapısı üzerinden Suriye’deki müttefiklerine olası bir sevkiyat yapmasına engel olmayı amaçlıyor.

Tabii, böyle bir operasyonun gerçekleşmesi sadece Suriye ordu birlikleri ile Kürtler arasında varolan barışçıl havayı sona erdirmekle kalmayacak, aynı zamanda, Suriye sahasında daha önce birbiriyle hiç çatışmamış olan Kürtler ile İran yanlısı güçleri karşı karşıya getirebilecek. 

Sınır kapısı açılıyor mu?

Bu gelişmelerin büyük kısmının arka planında, yukarıda da değindiğimiz gibi, Bağdat ile Şam’ı yeniden birbirine bağlayacak olan El Kaim sınır kapısının hizmete açılması ve Irak ile Suriye hükümetleri arasındaki ilişkilerin gelişmesi yönünde atılan adımlar var. Peki bu konudaki son gelişmeler neler?

Irak Sınır Kapıları Kurumu Başkanı Kazım el-Akabi, 11 Nisan’da yaptığı bir açıklamada, 2012’den bu yana kapalı olan El Kaim sınır kapısının açılmasına yönelik olarak Irak ve Suriye hükümetlerinin mutabakata vardıklarını bildirdi. Kazım el Akabi, ticari geçişler ile insan geçişine dönük hazırlıkların sürdüğünü, iki tarafın da sınırın yakın bir gelecekte açılmasına dönük olarak birbirleriyle koordinasyon ve istişareyi sürdüreceğini, maksimum altı ay içinde de eksikliklerin giderileceğini belirtti.

Irak hükümet birlikleri uzunca bir dönem IŞİD’in denetiminde kalan el Kaim sınır kapısının doğu kısmını 2017 yılı Kasım ayında kurtarmıştı. Birkaç gün içinde de Suriye Arap Ordusu sınırın Ebu Kemal’e yakın batı kesimini IŞİD’in elinden almıştı.

Özetle, el Kaim IŞİD’in elinden kurtarılalı aslında 1,5 yıla yakın bir zaman oldu. Her ne kadar Iraklı kaynaklar, Bağdat Yönetimi’nin Orta Fırat havzasındaki IŞİD mevcudiyetinden ötürü sınırı yeniden geçişlere açmadıklarını ileri sürse de, aslında gerçek neden, Şam Yönetimi safında çarpışan güçlere yapılabilecek olası bir Tahran sevkiyatını engellemek amacı güden Washington Yönetimi’nin sınırın kapalı kalması yönündeki baskısı.

Bu arada, Arapça yayın yapan el Ghad Press isimli yayın kuruluşu, ülkedeki siyasi kaynaklara dayanarak 4 Nisan tarihinde verdiği bir haberinde, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın Nisan ayı sonlarında ya da Mayıs ayında Irak’a resmi bir ziyarette bulunmaya hazırlandığına dikkati çekti. İki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesini istemeyen Washington’un ziyarete itiraz ettiğini belirten el Ghad Press, gerçekleşmesi durumunda ziyareti sırasında Esad’ı İran güvenlik güçlerinin Irak kolluk kuvvetleriyle birlikte koruyacağını, bu nedenle -ABD’nin yakın bir tarihte terör örgütleri listesine dahil ettiği- İran İslam Devrim Muhafızları’nın Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin de ziyaret hazırlıklarını bizzat denetlediğini ileri sürmüştü.

Ziyaret belki de el Kaim sınır kapısının açılacağı bir tarihe denk getirilmek istendi. Gerçi bunu tam bilmiyoruz. Ama, Irak hükümetinin 2012’den bu yana kapalı olan sınır kapısını daha güvenli hale getirmeyi temel alan bir plan üzerinde Şam Yönetimi ile koordinasyon içinde çalıştığını biliyoruz. Hatta, RT Televizyonunun Irak Savunma Bakanlığı bünyesindeki bir kaynağa dayanarak verdiği habere bakılırsa, Iraklı hükümet yetkilileri, sınır hattında daimî devriye kuvveti bulundurmanın yanısıra, sınırı hem güzergâh boyunca yerleştirilen termal kameralar gözlemeyi hem de Hava Kuvvetleri’ne bağlı uçaklar ile havadan denetlemeyi planlıyor.

Öte yandan Şam Yönetimi’nin iki ülkeyi birbirine bağlayan uluslararası karayolunu güvenli kılmak amacıyla Irak sınırı yakınlarına azımsanmayacak bir kuvvet kaydırdığı da Şam Yönetimi’ne yakınlığı ile bilinen El Masdar gazetesince verilen haberler arasında.

Gazetenin bir başka haberinde bildirdiğine göre, Şam Yönetimi safında Suriye’nin doğusunda çarpışan İran yanlısı güçler ile ABD ve ABD destekli birlikler arasında sadece birkaç yüz metre mesafe bulunuyor.

Bu mesafe de kapanır ve İran yanlısı Şii milisler ile Kürtlerin çatışmasına gidebilecek bir sürecin önü açılır mı bilmiyoruz. Ama bildiğimiz, İran’ın Şam ile Ankara’yı, Rusya’nın ise Şam ile Riyad’ı yakınlaştırma çabalarını yoğunlaştırdığı ve sonuca da epeyce yaklaştığı şu dönemeçte, bu durumun basit bir sınır kapısı açılışını katbekat aşan ve başka bazı ihtilaf ve çatışmaları tetikleyebilecek yansımaları olabileceği.

Yazarın Diğer Yazıları

Orta Doğu’da Arap sonbaharı

Batı’nın lacileri giydirdiği neo-Ladinist Colani güçlerinin Şam’a girmesi ve Esad’ın ülkeyi terk etmesinin ardından Suriye’de bir dönem bitti. Muzafferlerin sevinç çığlıkları yanıltmasın, kötü günler bitmiş ve şimdi sırada daha kötü günler de olabilir

Savaşın ekseni Türkiye sınırına dayanırken

İlk bakışta Lübnan ateşkesi akabinde, İran-Hizbullah ikmal hattını kesmeye yönelik bir hamle gibi görünen Suriye’deki cihatçı taarruzu en çok Tel Aviv’i sevindirmiş olabilir ama en çok Şam’ı mı, Tahran’ı mı, yoksa Ankara’yı mı üzecek, bunu söylemek için çok erken

‘Bibi’yi tutuklayanı yakarız’

“Kurallar temelli uluslararası düzen”, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu ile Gallant hakkında alacağı tutuklama kararını önce 5 ay geciktirdi, şimdi de “sakın ha, tutuklarsanız yakarım sizi” deme yolunu seçiyor

"
"