09 Nisan 2018

Sırada Yermük mü var?

"Esad kimyasalla saldırdı' iddiası ile bu ülkenin yağmasında bir başka vahşi dönemin kapısı aralanmaz"

Doğu Guta’nın Selefi gruplardan kurtarılması akabinde Suriye ordusunun bundan sonraki muhtemel hedefi, Suriye’nin güneyindeki Yarmuk (ya da Yermük) olabilir. Tabii Suriye Arap Ordusu’nun seçkin birlikleri her an ülkenin güneyine yönelmek yerine kuzeydeki İdlib bölgesinde yer alan Cisr El Şugur şehri ve civarına da girmeye kalkabilir. Bu şekilde bölgedeki el Kaide bağlantılı Heyet Tahrirü’ş Şam (HTŞ) militanlarını temizlemeye çalışabilir. Yine de böyle bir gelişme yaşansa bile, asıl patırtının muhtemelen Şam’ın merkezinden sadece 8 km uzakta olan Yermük’te kopacağı kanaatindeyim.

Neden?

Çünkü, bir kere Suriye hükümeti, İsrail sınırına yakın coğrafyalardaki egemenliğini yeniden tesis etmek istiyor. İsrail’in olası bir oldu bitti ile Golan topraklarındaki işgalini daha da genişletmek ve burada genişçe bir “güvenli bölge” oluşturma hülyalarına fazla gecikmeden set çekmek istiyor.

Malum, İsrail’in de gözü epey bir zamandır, Suriye’deki en büyük Filistinli topluluğun da yaşadığı bu bölgede! Tel Aviv yönetimi IŞİD’e karşı mücadele bahanesi altında zaman zaman bu bölgeye yakın noktalarda bazı ÖSO unsurları ile birlikte operasyon yapıyor. 2014’te IŞİD’e bağlılık yemini etmiş Yermük Şehitleri Tugayı isimli örgüt de -İsrail’i Suriye topraklarına daha fazla çekmek istercesine- zaman zaman Yermük Vadisi yakınlarındaki İsrail birliklerine saldırı düzenliyor. Bunların sonuncusu geçtiğimiz şubat ayında gerçekleşti. Bu arada İsrail, Lübnan Hizbullah’ının bölgede Golan bölgesel komuta merkezi dahi kurduğunu, yüzlerce örgüt militanın Suriye’nin güneyinde bin civarında yerel kuvvetle birlikte hareket ettiklerini, Hizbullah’ın bölgede bu şekilde at koşturmasına müsaade etmeyeceklerini açıkladı.

Aslında Yermük, İsrail işgalleri ile kendi vatanlarından kovulan Filistinlilerin 1957’de Suriye’ye gelerek mülteci çadırları kondurup yerleştirdikleri, orijinali iki kilometrekareden ibaret olan bir alan. Mültecilerin “Muhayyim el Yermuk” (Yermük Kampı) olarak adlandırdığı bu bölgede bugün artık mülteci çadırları ya da bir kamp falan yok. Yermük, bugün artık daracık sokakları dip dibe evleriyle yoğun insan yerleşimine maruz kalmış, “medine” (şehir) olarak kabul edilen bir meskûn mahal.

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu’nun (UNRWA) rakamlarına bakılırsa, Haziran 2002’de Yermük’te 112 bin 550 kişi yaşıyomuş. Yirmisi ilköğretim düzeyinde eğitim veren 28 de okul bulunuyormuş. Ancak Suriye Savaşı bu tabloyu ciddi bir biçimde değiştirdi. 2011'e kadar özellikle Hamas etkisinin belirgin bir şekilde hissedildiği bu bölge, savaştan etkilenince hem nüfusunu hem de başkent ile bağlantısını yavaş yavaş yitirdi.

Yermük'teki Filistinlilerin savaş sırasında aldıkları tutuma gelince. Bir bölümü Suriye Savaşı’nın ilk dönemlerinde hükümet güçlerinin yanında yer aldıysa da, bir kısmı da muhalif cihatçıların saflarında yer almayı tercih etti. Bazıları da tarafsız kalmayı tercih etti.

Bu çerçevede, Yermük’te ÖSO ve onun Filistinli uzantısı Liva el Asifat (Fırtına Tugayı) örgütü ile Suriye Ordusu ve müttefiki Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) arasında yoğun çatışmalar yaşandı. Bu çatışmaların ardından Suriye ordu birlikleri kentte denetimi sağladıysa da, Filistinlilerin bölünmesi ve ortak hareket edememeleri yüzünden bölgenin önemli bir bölümü önce Nusret (Nusra) Cephesi’nin, 2015 Nisan’ında ise IŞİD bağlantılı kontrolüne geçti.

Bölge nüfusu hızla azaldı. Ardından bölgede işgal rejimi altında yaşayan 18 bin kişi için çok zor bir dönem başlamış oldu. Kısacası bir zamanlar 100 binden fazla insanın yaşadığı Yermük, savaşla birlikte boşaldı ve 2016 Nisan’ında bölgede sadece 7-8 bin kişi kaldı.

(Suriye’yi çok yakından takip eden deneyimli gazeteci Fehim Taştekin 2015 yılında kaleme aldığı “Yağmalanan Ülke” başlıklı yazısında, Filistinlilerin nasıl bölündüğünü, Hamas’ın bu olup bitenlerdeki sorumluluğunu tanıklıklara başvurarak anlatıyordu.)

Bugün bölgede Suriye başkentine tehdit oluşturduğu düşünülen 2 bin civarında IŞİD müttefiki militan olduğu tahmin ediliyor. IŞİD müttefiki ile kastettiğimiz bu grup, Mayıs 2016'da Nusra Cephesi ile omuz omuza savaşmış Yermuk Şehitleri Tugayı ile İslami Müsenna Hareketi'nin birleşmesi ve sonrasında bu oluşuma Cihad Ordusu’nın da katılımıyla kurulmuş olan Halid bin Velid Ordusu!

Özetle… Bir zamanlar Filistin diasporasının kalbi kabul edilmesine rağmen bugün yıkıntılar içinde bir görünüme sahip olan Yermük, sadece İsrail’in savaşa dahil (olmaya çalıştığı ya da) edilmeye çalışıldığı bir coğrafya değil, aynı zamanda Filistinlilerin Suriye’ye yabancılaşmalarının hikayesinin de yazılmakta olduğu bir yerleşim. Önümüzdeki günlerde Yermük’te olup bitecekler, umarız bu süreçte trajik sonuçları olan yeni kırılmalar daha yaratmaz.

Ve umarız, Han Şeyhun’da ve başka yerlerde örneğini gördüğümüz üzere, gerçek başka olduğu halde çeşitli katakulliler ile Suriye Ordusunun sırtına yıkılacak ve yeni müdahalelere zemin hazırlayacak bir “Esad kimyasalla saldırdı” iddiası ile bu ülkenin yağmasında bir başka vahşi dönemin kapısı aralanmaz.

Yazarın Diğer Yazıları

Orta Doğu’da Arap sonbaharı

Batı’nın lacileri giydirdiği neo-Ladinist Colani güçlerinin Şam’a girmesi ve Esad’ın ülkeyi terk etmesinin ardından Suriye’de bir dönem bitti. Muzafferlerin sevinç çığlıkları yanıltmasın, kötü günler bitmiş ve şimdi sırada daha kötü günler de olabilir

Savaşın ekseni Türkiye sınırına dayanırken

İlk bakışta Lübnan ateşkesi akabinde, İran-Hizbullah ikmal hattını kesmeye yönelik bir hamle gibi görünen Suriye’deki cihatçı taarruzu en çok Tel Aviv’i sevindirmiş olabilir ama en çok Şam’ı mı, Tahran’ı mı, yoksa Ankara’yı mı üzecek, bunu söylemek için çok erken

‘Bibi’yi tutuklayanı yakarız’

“Kurallar temelli uluslararası düzen”, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu ile Gallant hakkında alacağı tutuklama kararını önce 5 ay geciktirdi, şimdi de “sakın ha, tutuklarsanız yakarım sizi” deme yolunu seçiyor

"
"