Michelangelo Antonioni’nin 1966 yapımı “Cinayeti Gördüm” (Blow-Up) filmini izleyenleriniz vardır. Hatta eminim Alfred Hitchcock’un 1954 yapımı müthiş gerilim filmi “Arka Pencere”yi (RearWindow) izleyen de çok sayıda okur çıkacaktır. İzlememiş olsanız da, dert etmeyin! Size bu satırların seyri içinde o filmlerdekine benzer bir heyecan yaşatacağım.
Bunun için sizden bilgisayarınızda sırasıyla şu basit adımları gerçekleştirmenizi istiyorum:
-
Google Maps veya Google Earth uygulamasını açın ya da internet browserınızdan www.maps.google.com adresine girin.
-
Sayfa açıldığında üstte, imlecin bulunduğu arama satırına şu enlem ve boylamı -isterseniz buradan da kopyalayarak- aynen girin: 52° 22' 35.59"N, 5° 11' 53.89"E
-
Koordinatı ilgili satıra girdikten bir kaç saniye sonra, kendinizi Amsterdam’ın doğusundaki Almere şehrinde yer alan Koningin Beatrixpark isimli bir yeşil alanın üzerinde bulacaksınız.
-
İnsanoğlu kuş misali! Bakın, aşağıda küçük bir gölet ve bir kıyısında oktagonal yapıda küçük bir iskele var. Kanaldan gelen küçük teknelerin yanaşmasını sağlayan bu iskeleye biraz “zoom” yapın, yani yaklaşın.
-
Çözünürlük ne kadar inanılmaz. Yaprakları dökülmemiş olsa neredeyse civardaki ağaçların türünü bile seçeceğiz. Şimdi iskeleye biraz daha “zoom” yapın.
-
Bir adamın iskelenin üzerinde bir çuvalı ya da benzeri bir şeyi göle doğru sürüklemekte olduğunu görüyor musunuz? Sürüklediği şey her neyse ahşap kalasların üzerinde koyu renk bir leke bırakmış.
-
Şimdi yaklaşabildiğiniz kadar yaklaşın. Fark edeceksiniz ki, iskeledeki adam yalnız değil. Hemen arkasında mavi renk tişört ya da gömlekli biri daha var.
Şimdi sorum şu: Bu adamlar ne yapıyor? İnsan bir iskele üzerinde bu renk bir leke bırakacak ne sürüklüyor olabilir?
Acaba bu adamlar bir cinayet işlemiş ve de parçalara ayırdıkları cesedi bir çuvalın içinde göle atmak üzere olabilirler mi?
Yani şimdi biz, bir süre önce işlenmiş bir cinayetten elde kalan bir görüntünün tanığı mı olduk acaba?
Bilemiyorum, sonradan yazılanlara bakılırsada muhtemelen hayır! Ama orada her ne olmuş ise, galiba arka planda asıl olan şey şu:
Teknolojinin getirdiği imkânlar sayesinde bugün Türkiye’nin herhangi bir noktasında yaşayan sıradan bir vatandaş bile, oturduğu koltuktan kalkmadan, binlerce km ötedeki herhangi bir noktada olup bitenlerle ilgili olarak (makul ya da saçma sapan) ahkam kesebiliyor, hatta neredeyse dedektiflik dahi yapmaya çözmeye kalkışabiliyor.
Bu çağda sıradan bireyler bile böylesi olanaklarla donanabilmişken, devletlerin, orduların ellerinin altında neler olabileceğini varın siz hesap edin.
Ama nasıl bir hesap yaparsanız yapın bu hesap Türkiye için geçerli olamıyor. Çünkü Türkiye’de teknolojiyi devreye sokarken amacımız, bizden olmadığını düşündüğümüz insanlara kötülük yapmak olabiliyor. Ama, -en basit ifadesiyle- “kötülüğü ortadan kaldırmak” olmuyor.. Öyle olsaydı bırakın uydu teknolojilerinin, kameralarının falan tanıklığını, halkın gözünün önünde cereyan etmiş ve cinayetle sonuçlanmış çok sayıda kriminal hadise çoktan aydınlatılmış olurdu.
Şimdi gelin bu tespiti gerçek bir olayda sınamak üzere birlikte bir “vaka çalışması” yapalım. Bunun için sizi Hollanda’dan memlekete döndürüyor, Kapıkule’yi geçip, Edirne’nin en güzel doğa köşelerinden birine götürüyorum.
-
Bu keyifli deneyim için Google Maps’teki arama satırına bu kez 40°45'40.66"N, 26° 9'37.62"E koordinatını girin. Meriç Deltası dahilindeki Gala Gölü’nün üzerinde bulacaksınız kendinizi.
-
Burası 45’i bölgede üreyen 163 kuş türünün görülebildiği,kuğular, flamingolar, pelikanlar, kılkuyruklar, patikalarla dolu, olağanüstü güzellikte bir Milli Park. Parkın kimi noktalarında belirli mevsimde çeltik ekimi yapıldığından fotoğrafta bu tarlaları da göreceksiniz.
-
Şimdi yeşil okun bulunduğu noktaya zoom yaparak biraz yaklaşın. Hemen altımızda bu tarlalar arasında dolaşmamızı sağlayan bir set de var. Onun üzerindeki toprak yolda bir araç göreceksiniz.
-
Şimdi biraz daha yaklaşın. Mutlak avlanma yasağı olan bu alanda sizce bu araç ne yapıyor?
Ulusal Sulak Alan Komisyonu’nun 2008 yılı II. Olağan toplantısında onaylanarak yürürlüğe giren kararla mutlak koruma bölgesi olarak ilan edilmiş ve avcılığa kapatılmış bu Milli Park’ta birileri yasadışı avlanıyor olabilir mi?
Bilemiyorum. Ama belki spesifik olarak bu görüntüde olmasa da, 8 Ocak Çarşamba günü bu gölde –eğer engel olamazsak- koordinatlarını verdiğim noktalara yakın yerlerde büyük bir katliam yaşanacak!
Çünkü Gala Gölü ve çevresinde yasadışı avcılığa karşı büyük bir mücadele vermiş olan Enez Kaymakamı 6 Ocak pazartesi günü görevinden ayrılıyor. Yani devletin birkaç günlük boşluğunu fırsat bilecek olan “eğlence” meraklısı İpsalalı avcılar çarşamba günü koruma altındaki milli parkta kış konaklaması yapan birbirinden değerli kuş türlerini “hobi” olsun diye katledecekler.
Tıpkı Aralık ayı başlarında jandarmanın “midye nöbetinde” oluşunu, Milli Parklar Edirne Şube Müdürlüğü’nün “devriye aracının olmayışını” fırsat bilen avcıların30 civarında araçla geldikleri gölde yaptıkları gibi.
Neyse ki, o son seferde iki günlük katliamın ardından Enez Kaymakamı İhsan Ayrancı’nın bölgeyi yasadışı avlanan avcılardan temizleme çabası sayesinde Gala Gölü geçici olarak büyük bir nefes almıştı.
Ancak öyle görülüyor ki, av yasağına rağmen çarşambadan sonra “atış serbest” kalacak.
Yani altında Çevre ve Orman Bakanlığı müsteşarı da dahil koca koca 11 imzanın bulunduğu bir metinle aslında bölgede değil avlanmanın, ateş yakmanın bile yasaklanmış olmasına rağmen, teknoloji çağının sunduğu tüm olanaklara rağmen bir katliam göz göre göre geliyorum diyor!
Buradan başta Edirne Valisi olmak üzere devletin tüm yetkili mercilerini, Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nü ve buna bağlı Edirne Şube Müdürlüğü’nü göreve çağırıyorum. Lütfen yasaların da tamamen dışında kalan bu kanlı “eğlence”ye engel olun!
Tüm doğa dostlarını da bu milli parka ve barındırdığı biyolojik çeşitliliğe sahip çıkmaya çağırıyorum. Lütfen yukarıda saydığım devlet birimlerine mektuplar ve dilekçeler yazarak, fakslar çekerek bu katliama engel olma mücadelesi yürüten HAYTAP Yaban Hayatı Koordinatörü ve Edirne Temsilcisi Ege Sakin’e destek verin. Ondan ve Doğa Derneği’nden mücadelenize ne şekilde destek verebileceğinizi öğrenin (egesakin@gmail.com).
Bir şeyler yapın! Ve göz göre göre yaklaşan bu katliama engel olun!