20 Mayıs 2019

Şampiyon Galatasaray

Türkiye’de futbolun siyasi bir şekle bürünmesinde tribünlerdeki taraftarların bir takım siyasal mesajlar vermesinin dışında gelişmelerin de yaşandığını görüyoruz

Sezon içerisinde bu akşam oynadığı rakibi Başakşehir’in sekiz puan gerisine düşmesine karşın yarışı bırakmayan Galatasaray, şampiyon oldu. İlginç bir sezonu geride bıraktık ve bu sezona damgasını vuran olay VAR sisteminin devreye girişiydi. Hakem tartışmalarımızın daha da alevlendiği ve futbolun yerine geçtiği bir yıldı. Bu yılı öncekilerden ayıran ise futbolun, ülke içerisindeki siyasal ayrışmaların içerisinde bir yerde konumlanmasıydı.

Siyasetin gerdiği toplumsal hayat, bir anlamda iktidarın takımı olarak görülen Başakşehir kulübünün şampiyon olmaması gibi bir beklentiyi de beraberinde getirdi. Başakşehir kulübünün şampiyon olması durumunda belki de dünya futbol tarihi içerisinde bir ilki ülke olarak gerçekleştirmiş olacaktık. Seyirci sayısı son derece az olan buna karşın ekonomik açıdan iyi pozisyonda bulunan bir takım şampiyonluk kazanacaktı. Son dönemde ortaya atılan kulübün yurt dışına satılması meselesi ise bir hayli fazla konuşuldu.

Galatasaray yirmi ikinci kez şampiyonluk kupasına ulaşarak rakipleri ile arasındaki farkı bir adım daha açtı. Burada hiç kuşkusuz Fatih Terim gibi Türkiye liglerini çok iyi tanıyan ve buradaki saha içinin yanı sıra saha dışını da kontrol altına alabilen bir güce sahip olmalarının büyük bir etkisi bulunmaktadır. Fatih Hoca’nın saha kenarında rakiplerine ve hakemlere yönelik tepkileri kadar maç sonu yapmış olduğu açıklamaların da sonuçta büyük bir katkısı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Öte yandan bu yılın hakem kararları yüzünden çok fazla konuşulacağını da unutmamalıyız. Çünkü oynanan her karşılaşmada verilen kararlar kadar verilmeyen kararların da defalarca mercek altına alındığı bir sezondu. Futbol federasyonunun özellikle haftanın dört günü maç oynatma isteği nedeniyle maçların yayıncı kuruluşun isteği doğrultusunda oynatılmış olmasının da çok eleştirildiğini de belirtmeliyiz. Kümede kalma mücadelesinin tıpkı şampiyonluk mücadelesi gibi gerçekten çok el yaktığı bir sezonu yaşadık. Fakat ısrarla her iki kategori içerisinde yer alan takımların karşılaşmaları da farklı günlerde oynatılmaya devam edildi. Örneğin bugün kümede kalma mücadelesi veren Bursaspor ile Göztepe takımları oynarken bu iki takımı çok yakından ilgilendiren Erzurumspor-Fenerbahçe karşılaşması ise Pazartesi günü oynanacak.

Yayıncı kuruluşun lig üzerindeki etkisi bununla da sınırlı değil birkaç hafta önce Süper Lig’in en başarılı takımı, oyuncuları ve teknik direktörünün seçildiği bir geceye de ev sahipliği yapmışlardı. Orada ligin en başarılı takımı Başakşehir seçilirken, en başarılı teknik direktörü Abdullah Avcı olmuştu. Ayrıca en başarılı on bir içerisinde şu anda şampiyon olan Galatasaray Kulübü'nden hiç kimse de yer almıyordu. Türkiye’de futbolun siyasi bir şekle bürünmesinde tribünlerdeki taraftarların bir takım siyasal mesajlar vermesinin dışında gelişmelerin de yaşandığını görüyoruz.

Başarılı olmak ve hedeflenen sonuca ulaşmak hayatın her alanında olduğu gibi futbolda da çok güzeldir. Keyifli ve heyecan dolu bir spor dalı olarak futbolun bu topraklarda yaşayan insanlar açısından büyük bir önemi bulunuyor. Buna karşın her geçen yıl yaşanan tuhaflıklar ve gerilimler yüzünden hem futbolu hem de birbirimize olan saygımızı/sevgimizi yitiriyoruz. Umarım futbolun bir zamanlar birleştirici olduğu yüzünü yeniden yakalayabileceğimiz günleri tekrar yakalayabiliriz. Aksi halde futbol üzerinden yaşanacak ayrışmalar yüzünden çok daha keyifsiz günlerin bizi beklediğini söylemek için kahin olmak gerekmeyecek!

İzmir’de oynanan milli maçlarda tribünleri coşturan ve milli Amigomuz olarak anılan Sarı Yaşar’a (Yaşar Tunçses) Allah’tan rahmet, ailesine ve Altınordu Spor Kulübü ile spor camiasına baş sağlığı dilerim.

Yazarın Diğer Yazıları

Herkesin haklı olduğu yer

İster futbolda isterse toplumsal hayatımızın diğer bütün alanlarında olup bitenler karşısında sağduyu denilen anlayışı hayata sokamadığımız müddetçe ortak bir zemini inşa edebilmemiz ve buradan sağlıklı bir toplumsal yaşamı başarabilmemiz mümkün olmayacaktır

Sonları beceremeyen ve bunu tartışamayanların ülkesi

İster futbolda ister siyaset dünyasında olsun sorgulanmayan, tartışılmayan ve sistematik bir hale dönüştürülmeyen hiçbir yapının mutluluk getirebilmesi de söz konusu değildir

Yine bir 10 Kasım

Resmi devlet ideolojisinin yarattığı ve katı kurallar içerisinde insani vasıflarından arındırdığı Mustafa Kemal Atatürk imgesinin yıkılmakta olduğunu buna karşın bu ülkenin insanlarının kalplerinde yaşattıkları Mustafa Kemal Atatürk imgesinin ise her geçen 10 Kasım ile biraz daha fazla büyüdüğünü bir kez daha yüksek sesle haykıralım

"
"