Yüz dokuz yıllık rekabeti yıllar içerisinde öylesine tuhaf ve içinden çıkılmaz bir hale getirdik ki, artık hiçbir karşılaşma ‘normal’ bitmiyor! Maçın bitiminde sahanın içerisine dalan futbolcular, teknik heyet ve meydan kavgasını andıran görüntüler aslında nasıl bir halde olduğumuzu net bir biçimde bir kez daha gözler önüne serdi. Maçın son dakikaları içerisinde Belhanda ile Soldado arasında başlayan gerilim, maçın bitimiyle birlikte meydan kavgasına dönüştü. Size bu satırları yazdığım esnada Video yardımcı hakem(VAR) uygulaması görüntüleri tekrar tekrar izlemeyi sürdürüyordu. Ağır çekimde kimin neler yaptığını görmek ve yaşanan rezilliğe şahit olmak gerçekten, dünya derbisi diye yerlere göklere koyamadığımız rekabetin ne halde olduğunu bir kez daha düşünmemize umarım bu kez yardım eder.
Maç öncesi Galatasaraylı taraftarlar hazırlamış oldukları koreografiyle rakiplerine göndermede bulunuyorlardı. İmparator lakabı verdikleri Fatih Terim, hazırlanan görüntünün önünde gururla poz veriyor ve taraftarlarını alkışlıyordu. Maç içerisinde yaşanan ufak tefek gerilim anlarında sık sık müdahalelerde bulunarak adeta babacan bir tavırla durumu sakinleştirmeye gayret ediyordu. Ancak maç bitiminde onun da başka bir yüzü ortaya çıktı ve maçın hakemine yönelik yaklaşımlarının ne kadar sert olduğunu, vücut dilinden ve yüz ifadesinden anlamış olduk.
Maçın bitiminde sahanın içerisinde horoz dövüşünü andıran görüntülerle birbirlerine diklenen futbolcuların başlattığı kavgaya saha kenarından koşturarak katılan Galatasaray’ın yardımcı antrenörü Hasan Şaş’ın görüntüleri, kendisinin hala bulunduğu pozisyonu anlamlandıramadığını ortaya koydu. Olan biteni sakinleştirmesi gereken birisinin tam tersi hareket içerisinde olduğunu göstermesi ve bunu ilk kez yapmıyor olması, içinde bulunulan durumun vehametini göstermektedir.
Fatih Terim’in maç bitiminde hakemi eleştiren ve hakkımı helal etmiyorum ifadelerini kullanması ve VAR hakemlerine yönelik ifadeleri dikkat çekici. Hakemler üzerinden kendisini temize çekme yaklaşımının kabul görmeyeceği gerçeğini Fatih hocanın anlaması gerekiyor. Olan biteni hakemlere yöneltmek yerine biraz da kendisine bakması ve nerede yanlış yaptım demesi gerekmektedir. Ülkenin futbolunun yerlerde süründüğü buna karşın takımların böylesine farklı bir yerlere konulduğu yerde artık kişileri de eleştirmemiz gerektiğini ve asıl oyuna odaklanmamız gerektiğini söylemek durumundayız.
Galatasaray taraftarları 2-0 galip oynayan ve lig tarihinin en kötü zamanlarından geçen üstelik kenarda teknik direktörü bile olmayan bir Fenerbahçe karşısında mağlubiyetten kurtulduğunu görmeliler ve burada rakiplerini motive ettiklerini de fark etmeliler. Birbirlerine diklenen futbolcular, tokat atanlar ve rakiplerini kovalayanların olduğu bir dünya derbisini daha geride bıraktık. Peki böylesi bir karşılaşmadan sonra elimizde ne kaldı? En az bir hafta boyunca tartışması devam edecek olan şiddet görüntüleri ile futboldan çok olayların konuşulacağı bir karşılaşma.
Umarım olaylara karışan bütün taraflar en ağır şekilde hak ettikleri cezaları alırlar ve eyyamcılık tuzağına bir kez daha düşmekten kurtuluruz. Futbolu ve fair play ruhunu korumak istiyorsak kazanmanın ötesinde rakibe ve kendimize saygıyı hayata geçirmenin yanı sıra bunu korumak zorundayız. Aksi halde her karşılaşmada biraz daha yükseltilen tansiyon nedeniyle gelmiş olduğumuz bu noktaları bile arar hale gelebiliriz.
Karşılaşma için tribünlere gelen ve kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden Fenerbahçe taraftarı Koray Yetiş’e Allahtan rahmet, yakınlarına baş sağlığı dilerim.