06 Mayıs 2019

Hakem kararları yine oyunun önüne geçti!

Türkiye’de futbolun neredeyse bütün aktörleri futbolun ölümüne yönelik etkilerde bulunmayı sürdürüyorlar

Türkiye’de futbolun değil her oynanan karşılaşmada hakemlerin verdiği kararların konuşulması ilkesi yine değişmedi. VAR (Video Yardımcı Hakem) sistemi ile birlikte tartışmaların en azından biraz daha azalacağını düşünenler ve bu doğrultuda fikir beyan edenler acaba şimdi ne düşünüyorlar? Güvensizliğin böylesine had safhada olduğu ve kimsenin kimseye inanmadığı bir yapının içerisinde siz istediğiniz kadar yeni düzenlemeleri getirin durum değişmeyecektir. Üstelik bu yeni uygulamanın da tam anlamıyla bize özgü olduğu gerçeğinin de altını çizmek durumundayız. Şampiyonlar Ligi uygulamasında sistemde çok daha kısa süre içerisinde oyuna geri dönüş sağlanabiliyorken bizdeki uygulamada neredeyse her VAR’a gitme süreci beraberinde en az iki dakikalık bir duraklamayı beraberinde getiriyor.

Sürekli olarak hakemle konuşan futbolcular, saha kenarında dördüncü hakeme serzenişte bulunan teknik direktörler ve maçın bitiminde ellerindeki görüntüleri defalarca oynatmak suretiyle verilen kararları yerden yere vuran yorumcular. İşte bu tabloyu değiştiremediğimiz müddetçe futbolu değil futbolun dışındaki her şeyi konuşmaya devam ederiz. Üstelik bu durum ligdeki şampiyonluk mücadelesi veren takımlar arasında rekabetin kızıştığı zamanlarda çok daha can yakıcı hale dönüşür. Küme düşme mücadelesinde de durum farklı değil hatta oradaki sorunlar ve sıkıntılar çok daha fazla ancak buradaki takımların kendilerini medya üzerinden gösterebilme şansları neredeyse hiç yok!

Maçın bitiminde stadyum ekranlarında 51578 kişi ile rekor kırıldığına ilişkin bir duyuru göze çarptı. Gerçekten de son yılların belki de en kalabalık derbisini izledik. Buna karşın ilk yarının sonlarına kadar futbolun oyunda olmadığı hakemin eyyamcılık rüzgârı estirdiği bir karşılaşma vardı karşımızda. Muhtemelen Galatasaray’ın ilk attığı goldeki taç tartışması uzun bir süre futbol medyasını meşgul etmeye devam edecek. Buna hakemin çıkarttığı ve çıkartmadığı kartlar ile oyunda verdiği ve vermediği faul kararları da yine mercek altına alınacak.

Elimizdeki hakem havuzunu hızla tüketmeyi sürdürmekte olduğumuz gerçeğini görmek istemediğimiz gibi tüm olup bitenleri kendi takımlarımızın renklerinden süzmeye de devam ediyoruz. Bu öylesine tuhaf bir durumu beraberinde getiriyor ki, ortada oynanan oyunla veyahut gerçekten güzel bir futbol karşılaşması izlemekle ilgili bir derdimiz de bulunmuyor. Asıl amacımız kendi takımımızın mutlak surette galip gelmesi üzerine kurulu bir kurgudan ibaret. Bunun önüne geçilmesi halinde ise yaygarayı basmayı doğruluk zannediyoruz. Hiç kimse futbolu ve futbolun yarattığı etkinin ortaya koydukları üzerine kafa yormuyor. Tabii bu kargaşa içerisinde futbolun seyir zevkini öldürdüğümüz gibi başarı üzerinden yerleştirdiğimiz değerlendirmelerimiz de suçlular aracılığıyla günü kurtarıyor. Burada başköşeye her daim hakemlerin oturtulduğunu ve bu düzenin hakem öğütmeyi sürdürdüğünü de unutmamalıyız. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bazı hakemlerin bazı takımların maçlarına verilememe veyahut düdük astırma skandalı da yine bu bozuk düzenin ürünleridir.

Futbol medyasının ve başta eski hakemlerin yorumlarıyla doksan dakikalık zaman dilimi yeniden ve yeniden inşa ediliyor. Her inşa süreci beraberinde başta hakemler olmak üzere futbolun biraz daha fazla yok olmasına vesile oluyor. Türkiye’de futbolun neredeyse bütün aktörleri futbolun ölümüne yönelik etkilerde bulunmayı sürdürüyorlar. Herkes mezara biraz daha fazla toprak atma telaşı içerisinde, birbiri ile yarış halinde bulunuyor. Sahi en son hakemin kararlarının tartışılmadığı ve oynanan oyunun güzelliğinin konuşulduğu hangi maçı izlemiştik? Aranızda hatırlayan var mıdır?

Yazarın Diğer Yazıları

Herkesin haklı olduğu yer

İster futbolda isterse toplumsal hayatımızın diğer bütün alanlarında olup bitenler karşısında sağduyu denilen anlayışı hayata sokamadığımız müddetçe ortak bir zemini inşa edebilmemiz ve buradan sağlıklı bir toplumsal yaşamı başarabilmemiz mümkün olmayacaktır

Sonları beceremeyen ve bunu tartışamayanların ülkesi

İster futbolda ister siyaset dünyasında olsun sorgulanmayan, tartışılmayan ve sistematik bir hale dönüştürülmeyen hiçbir yapının mutluluk getirebilmesi de söz konusu değildir

Yine bir 10 Kasım

Resmi devlet ideolojisinin yarattığı ve katı kurallar içerisinde insani vasıflarından arındırdığı Mustafa Kemal Atatürk imgesinin yıkılmakta olduğunu buna karşın bu ülkenin insanlarının kalplerinde yaşattıkları Mustafa Kemal Atatürk imgesinin ise her geçen 10 Kasım ile biraz daha fazla büyüdüğünü bir kez daha yüksek sesle haykıralım

"
"