Ne Oluyor?

TİP Başkanı Erkan Baş: Hendek'teki fabrika her patlamada adını değiştirmiş; barut ruhsatı da yokmuş

Şirin Payzın sordu, TİP Başkanı Erkan Baş yanıtladı

06 Temmuz 2020 16:41

Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, 7 işçinin hayatını kaybettiği Sakarya’nın Hendek ilçesindeki havai fişek fabrikasında yaşanan patlamanın ihmallerin bir sonucu olduğunu söyledi. Fabrikanın her patlamadan sonra ismini değiştirdiğini söyleyen Baş, “Açıkça suç duyurusunda bulunuyorum. Fabrika kurulduğunda adı ‘Coşkunlar’, sonra ‘Büyük Coşkunlar’ sonra ‘Venüs Coşkunlar’ diye devam ediyor. Her patlamadan sonra adı değişiyor. Kayıtlarda üretim için ‘barut hariç üretim yapar’ diyor, oysa barutla üretim yaptıklarını biliyoruz” dedi. 

Baroları bölecek düzenleme komisyondan geçti, 'Fişleme' yorumlarına yol açan düzenleme yolda, sosyal medya kısıtlaması da kapıda, iş cinayetleri durmuyor… Meclis Başkanlığına adaylığını açıklayan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, adaylığının neden ve amaçları ve gündemdeki gelişmelere ilişkin Şirin Payzın’ın sorularını yanıtladı.

“Kayıp işçiler aranırken, fabrika sahibine geçmiş olsuna gidildi”

Sakarya’daki havai fişek fabrikasında yaşanan ve 7 işçinin ölümüne 126 kişinin yaralanmasına sebep olan olayın ihmaller sonucunda meydana geldiğini söyleyen Baş, yaşananların ‘iş kazası’ değil, ‘iş cinayetleri’ olduğunu söyledi. Türkiye’de işçi hayatının “ucuz” olduğunu söyleyen Baş, yeni tip Koronavirüs tedbirleri kapsamında alınan yasak kararları sırasında işçilerin çalıştırılmaya devam ettiğini hatırlattı. 

“Bu salgın koşullarında dünyanın çeşitli yerlerinde sürü bağışıklığı kullanıldı. Türkiye’de ise ‘sınıf bağışıklığı’ kullanıldı. Yasak ilan edilen günlerde AKP Gaziantep İl Başkanın sahibi olduğu fabrikanın işçileri çalışsın diye valilikten özel izinler çıkarıldı” diyen Baş, salgın sürecinde iktidar için en "ucuz" şeyin işçi hayatı olduğunu dile getirerek, “Bir tarafta fabrikada hala kayıp işçiler var, öbür tarafta MÜSİAD üyeleri fabrika sahibine geçmiş olsun ziyaretinde bulunuyor” dedi. 

“Çoklu baro değil, paralel baro demeliyiz”

İktidarın, barolarla ilgili yasa teklifini bir an önce Meclis’ten geçirmeye çalıştığını ve bütün gündemleri bir kenara bırakıp bununla ilgilendiğini söyleyen Erkan Baş, “İktidarın inanılmaz bir acelesi var. Parlamento gündemi ile halkın gündemi arasında bu kadar açık olmaz. Bu sadece avukat arkadaşlarımızın özlük hakları ile ilgili bir tartışma değildir. İktidar hukuku bir sopa olarak kullanıyor. Toplumun daha geniş kesimlerini korkutmayı amaçlıyorlar. Yasama yürütme ve yargı tek elde birleşti diyorduk ama avukatları tam  olarak ele geçirememişti. Şimdi yargının tüm ayaklarını denetim altına almak istiyorlar” diye konuştu. 

Hükümetin getirdiği yasa değişiklik  teklifi için ‘çoklu baro’ ifadesini kullanmayan Baş, bu düzenleme için ‘paralel baro’ ifadesini kullanmanın daha doğru olduğunu belirterek,  şöyle konuştu:

“Dört temel konuda değişiklik var. Bir tanesi ‘paralel baro’, ikincisi TBB’nin delege yapısı değişecek, üçüncüsü  kılık kıyafette düzenleme ve dördüncüsü  yeni başlayan baro üyelerinin baro harcı yüzde elliye düşürülecek. Ama bu yüzde elli harç zaten var. Barolar anayasaya dayanan, kamu niteliğinde hizmet veren meslek örgütleridir. Nasıl bir kentte iki tane valilik olmazsa iki tane baro da olmaz. İki ayrı barodaki kararların hangileri geçerli olacak bu da belli değil”

“Dört gündür 26 madde üzerinde konuştuk, bir tek düzeltme bile kabul etmediler. Türkçe düzeltmesine bile izin vermediler. Niye biliyor musunuz? Çünkü ‘saraydan’ geldi.”

“Meclis başkalığına adaylığım bir vicdan yoklamasıdır”

TBMM Başkanlığına adaylığı hakkındaki soruları da yanıtlayan Baş, anayasa ve yasaların ihlal edildiğini ifade ederek, “milletvekillerinin bir parmak kaldırma makinesi olarak çalıştığı parlamentoda büyük bir zaferle çıkmayı beklemiyorum” dedi. Adaylığının bir vicdan yoklaması olduğunu dile getiren Baş, aynı zamanda başkan adaylarının Meclis kürsüsünde konuşma haklarının olmadığını hatırlatarak bunun gerçekleşmesi için çaba harcadığını söyledi.