Videoröportaj

Orhan Erinç'i 'dava' arkadaşları anlattı: Ailesi Cumhuriyet yönetiminin cenazeye gelmesini istemedi

24 Ocak 2023 17:09

Kamera-Kurgu: Faruk Ekici

Gazetecilik hayatının 55 yılını Cumhuriyet gazetesinde muhabir, editör, istihbarat şefi, yazıişleri müdürü, genel yayın danışmanı, genel yayın yönetmeni, Cumhuriyet Vakfı Başkanı olarak geçiren Orhan Erinç'i 'dava' arkadaşları anlattı. 

Orhan Erinç'e veda etmek için Cağaloğlu'ndaki Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ndeki törene dostları, arkadaşları, sendikacılar, siyasetçiler ve gazeteciler katıldı. Orhan Erinç'in 80 yaşında adliye koridorlarında geçen yaşamının tanıkları, Erinç'in Birinci Cumhuriyet Davası kitabında Cumhuriyet gazetesindeki kavgayı, dava sürecini uzun uzun yazdığını söyledi.

İşte Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Orhan Erinç'in dava arkadaşı, o dönemde Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, gazeteci Nur Batur, Oral Çalışlar, TİP milletvekili ve o dönemde Erinç'le birlikte aynı davadan yargılanan Ahmet Şık, yine aynı davada yargılanan, o dönem Cumhuriyet Ankara Temsilcisi olan, Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül, dava sürecinde Cumhuriyet'in yazıişlerinde çalışan, Disk Basın-İş Başkanı Faruk Eren ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun gözünden Orhan Erinç... 

"Ailesi Cumhuriyet yönetiminin cenazeye gelmesini istemedi"

Turgay Olcayto:

62 yıllık dostum arkadaşım. Bu 62 yıl içerisinde gazeteciliğe başladığım yıl da var. Son Posta gazetesinde Çetin Emeç sahibi gözüküyordu. Oraya ilk adım attığımda beni ilk karşılayanlardan biriydi. Çünkü istihbarat şefiydi. Bir süre sonra çok sıcak bir dostluk kuruldu aramızda. Ben Son Posta'da devam ederken Orhan ayrıldı, Yeni Sabah'a geçti. 

Orhan Bab-ı Âli'nin, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin ve özellikle de Cumhuriyet'in belleğidir. Müthiş bir hafızası vardır. Arşivi de çok iyidir. Bu yüzden bilmediğimiz yabancı kaldığımız her konuyu Orhan'la konuşurduk. 

Kızıyla Birinci Cumhuriyet Davası isimli bir kitap hazırlığı içerisindeydi. Sosyal medyayı çok kullanıyordu. Meslekle ilgisini hiç kesmedi. Gazeteciliği de en çok Burhan Felek ve Nadir Nadi'ye özenerek yapmış. Orhan, İlhan Selçuk ekolünü hiç terk etmedi.

Çok üzülüyorum. Çünkü 80 yaşındaki bir arkadaşımızı adliyelerde süründürdüler. Yalnız onu değil, onunla beraber çalışan arkadaşlarını da... Cumhuriyet kimsenin aidiyetinde olan bir gazete değildir, olmaması da gerekir. Kamuoyuna mal olmuş bir gazetedir. Orhan'a yapılanları hiç haklı görmüyorum. Malumunuz bütün hastalıklar stresten kaynaklıdır. Bu olanlar Orhan'da büyük bir stres yarattı. Orhan olumsuz manada çok duygulandı. Cumhuriyet onun eviydi, yuvasıydı." 

Orhan Erinç bir sosyal medya paylaşımında "Gazetelerde yer almadı ama Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu, Cumhuriyet'e dönmek ya da yükselmek isteyen gammazların da etkilediği ceza davasını usulden bozdu" diye yazmıştı. Orhan Erinç'in "gammazlayanlar" ifadesiyle de ilgili Turgay Olcayto şunları söyledi: 

"Duruşmaları hep beraber izledik. Bazı arkadaşların aleyhte verdiği ifadeler falan. Ben bunu bir gazeteciye değil insana yakıştıramadım. Orhan ve ailesi kırgın ayrıldı. Mevcut Cumhuriyet yönetiminin cenazeye gelmesini istemediler."

 

"Aydın Engin'i kaybettiğimizde olmuştu; Cumhuriyet soğuk ve küçük haber yapmıştı"

Akın Atalay: 

Orhan Erinç çoğu insanın tanıdığı gibi çok kibar, zarif bir insandı. Kimseyi kırmak, üzmek istemezdi. Onun için de çok büyük hatalar bile yapılsa kendisine içine atmayı tercih ederdi. Çünkü olayları kişiselleştirmeyi pek sevmeyen bir yapısı vardı. Genellikle temsil ettiği kurumları öne çıkaran bir insandı. Ama çok sıkıntılı bir süreç yaşadı. Beraber yaşadık aslında. Dolayısıyla tanığıyız o sürecin. Hem gazete içindeki yaşanan çatışmalara ilişkin insanların aldığı tavırlardan hem de o yargılama sürecinden çok etkilenmişti, çok üzülmüştü haliyle. Gazetede görevi devrettikten sonra bir ay komada kaldı. Doktorlar uzun uzun araştırdı. Çokça test yaptılar. En son nöroloji bölümünün koyduğu teşhisti, halk dilinde 'üzüntü sonrası hastalığı' deniyor. 

Ama dışarıdan baktığınızda yaşadıklarını hiç konu etmemeye çalıştı. Ayaklı basın tarihi gibiydi Orhan Abi'miz. Ama çok anlatmayı çok dedikoduyu sevmeyen birisiydi. Çok kişisel olayları da anlatmayı sevmezdi. Yazdığı Birinci Cumhuriyet Davası isimli bir kitap önümüzdeki günlerde çıkacak. Orada yaşadıklarını bir bölümünü anlattı sebepleriyle birlikte. 

"Aynısı Aydın Engin'i kaybettiğimizde olmuştu. Gazete, sanki gazeteyle hiç ilgisi olmayan insanlar uğurlanıyormuş gibi çok soğuk ve çok küçük haber yapmıştı. Oysa Orhan Erinç Cumhuriyet gazetesine 1963 yılında girmişti. 2018 yılına kadar çalışmıştı. Meslek yaşamının önemli bir bölümünü orada muhabir olarak başlayıp, sırasıyla editör, istihbarat şefi, yazıişleri müdürü, genel yayın danışmanı, genel yayın yönetmeni, Cumhuriyet Vakfı Başkanı olarak sürdürdü. Bu görevlerinde hiç kendisini öne çıkarmadı. Çalıştığı insanlara zemin açtı. Ben bir vefasızlık olarak görüyorum. Ama o hep şöyle derdi "Herkes kendisine yakışanı yapar."

"Ona saygılı davranmalarını temenni ederdim"

Oral Çalışlar: 

Bab-ı Âli'nin son kaptanıydı. Cumhuriyet gazetesinde 16 yıl birlikte çalıştık. Güneş gazetesinde dizi haberlerden sorumlu yöneticilik yaparken benim 68 Anılarım onun zamanında oraya verilmişti. Orhan Erinç'i 12 Eylül öncesinden tanırım. Sakin, yavaş konuşan, kimseyi incitmeyen, güvenilir bir insandı. Yer yer aramızda siyasi tartışmalar olurdu. Mesela benim bir yazımı çıkarmıştı. 'O dönemde ben Cumhuriyet'te yoktum. Son kavgalar ve gerilimleri arkadaşlarımdan dinliyordum. Orhan Erinç'in bu kavganın bir şekilde istismar edilerek tasfiye edilecek bir insan haline dönüştürülmesi üzücü bir durum. Çünkü Orhan Erinç hepimizin farklılıklarından ileride bir insandı. Onun için ona saygılı davranmalarını temenni ederdim. Ona saygısız davranılmış olması, incitilmiş olması üzücü. Ama yetiştirdiği bir sürü gazeteci var. Onlar da onu sevgi ve saygıyla anıyorlar. 40 yıl görmediğim arkadaşlarımız koşa koşa buraya gelmişler. Bu da en azından insanı teselli ediyor. "

"Cumhuriyet gazetesi çok daha geniş yer vermeliydi"

Nur Batur: 

Orhan Erinç her şeyden önce bir duayendi bizler için. Gazeteciliğe başladığım zaman (1976) Orhan Erinç çok tanınan, bilinen ve siyasetin ustalarından bir gazeteciydi. Gazetecilik ilkesini ve dik duruşunu her zaman onlarda gördük. Meslekte merdivenleri adım adım çıkıp en üste kadar gelen bir gazeteciydi. Bütün genç kuşaklara bence örnek oldu hem gazetecilik ilkeleri hem de duruşu ve saygınlığı açısından. Gazetecilik öyle bir şey ki toplumda verdiğiniz güven, ilkeler, saygınlık. Bütün bunları sizi daha dinlenilir ve etkili hale getiriyor. Orhan Erinç bunlardan biriydi.

Biz de bir deyim vardır, söz uçar yazı kalır diye. Cumhuriyet gazetesi de çok daha geniş yer vermeliydi bu kadar yıllarını vermiş bir gazeteciye ve bir sembol gazeteciye. Biyografisini, gazetecilik ilkelerini koyarak, genç kuşaklara aktarmalıydı. Üzücü... Ama her halükarda gazeteci camiasında, siyaset dünyasında Orhan Erinç, ister küçültülsün ister daha büyük gösterilsin, her zaman bir ışık olarak kalacak." 

"Kendi arkadaşını yargılatanlar Cumhuriyet gazetesini yönetiyor"

Ahmet Şık: 

"Türkiye basın tarihinde bir dönemin kapanışı Orhan Abi'nin ölümü. Öyle özel bir insandı ki gazetecilik yapma arzusunda olan herkesin yolu Orhan Erinç'le bir yerde kesişmiştir. Bu kaybın hızlanması kahırdan diyebilirim. Çünkü 2016'da Cumhuriyet gazetesine yönelik o komploda, bir koltuk hırsına kapılarak kendi arkadaşlarını yargılatan hapseden bir takım insanlar şu an Cumhuriyet gazetesini yönetiyorlar. Ve bu insanların oradan uzaklaştırılma şekline baktığımızda bu kolay kaldırılabilecek bir şey değil. Aynı şey Aydın Abi (Engin) için de geçerliydi. Umarım hesaplaşacağız bir gün. Murathan Mungan'ın güzel bir sözü var; "'Alçalan insanların yükselen değerlerinden uzak durun" diye. Kimin nasıl yükseldiğini görüyoruz."

"Gazetesi evi olan bir insan için 'kaybettik' bile demediler"

Erdem Gül:  

"Biz hepimiz de onun evlatlarıyız. Beraber çalışırken hep, o hisler içerisinde olduk. Orhan Abi bir İstanbul beyefendisiydi. Zarifti. Çok centilmendi. Çok dayanışmacıydı gibi sözlerin ötesinde, çok konuşmadan, inandığı bir meselenin arkasında sert bir kaya gibi duran biriydi Orhan Abi. Gazeteye yönelik operasyonlar sırasında bizim hepimizin önünde dimdik durmasını bildi. Çok önemli bir kayıp, büyük bir eksiklik Orhan Abi'nin olmayışı. Ama artık biz onun mirasını yerine getireceğiz. 

Cumhuriyet gazetesini çok muhatap almak istemiyorum ama bırakalım Cumhuriyet'i, Bab-ı Âli'nin çınarlarından birini uğurlarken, gazetesi evi olan bir insan için 'kibrit' gibi, 'hayatını yitirdi' gibi bir başlık atmak... 'Kaybettik' bile demiyor. Önemli olan Orhan Abi'dir. Bugün onu analım."

"Bir milim geri adım atmadı"

Canan Kaftancıoğlu: 

"O hak mücadelesi verdiğimiz dönemlerde ne zaman bilgisine, fikrine sığınma ihtiyacı hissetsek, ne zaman kendisine ihtiyaç hissetsek her zaman oralarda olan bir gazeteciydi. Orhan Erinç her şeyden önce çok çok iyi bir insandı. İyi bir düşünür, entelektüeldi. Kültürsüzlüğümüzün kışını yaşadığımız şu dönemde ne yazık ki iki cümleyi bir araya getiremeyenlerin kendini 'aydın' diye tarif ettiği bir süreci yaşıyoruz. Ve elbette ki Orhan Erinç, gazetecilik mesleğinin duayenlerindendi. Ama Orhan Erinç sadece tek başına gazeteci olmanın ötesinde gazetecilik mesleğini olması gereken yere taşıyabilmek için hayatını buna da vakfetmiş biriydi. 

Doğruların yanında duran, korkmadan o doğruyu savunan herkes cezalandırıldı. Orhan Erinç de bu cezalandırılmalardan nasibini alanlardan biriydi. Ama Orhan Erinç bu cezalandırmalardan dolayı korktu mu hayır, bir milim geri adım attı mı hayır, o zaman bize Orhan Erinç'ten öğrenecek daha çok şey var diyorum."

"Son yıllarını mahkeme koridorlarında geçirdi, unutmayacağız"

Faruk Eren: 

"Orhan Abi Cumhuriyet Vakfı'nın başındayken ben de Cumhuriyet'in yazıişleri müdürlerinden biriydim. Birlikte bir mesaimiz vardı. Daha öncesinden tanıyorum tabii. Türk basının efsanelerinden biriydi. Cumhuriyet'te birlikte çalıştık. O kötü sürecin ardından da ilişkimiz hiç kesilmedi. Bir takım sağlık sorunları başladı. En son 2022 1 Mayıs'ı öncesi bir araya geldik. Bende DİSK gömleği vardı onu istedi. Fotoğraf çekip kendi sosyal medya hesabından paylaşmıştı. 
İlerlemiş yaşına rağmen bir kumpas davasına muhatap oldu. Yalan ifadelerle iftiralarla yargılandı. Ceza aldı. Sonrasında bozuldu o ceza ama son yıllarını mahkeme koridorlarında geçirdi. Bunu hiç unutmadı. Biz de unutmayacağız, bu fenalığı yapanları biz de unutmayacağız, unutturmayacağız."

Kıdemli gazeteci Orhan Erinç

TIKLAYINTürk basınının en kıdemli isimleri arasında yer alan Orhan Erinç'e veda: "Muhabir heyecanını hiç kaybetmedi"

TIKLAYIN: 65 yıl gazetecilik, sanık sandalyesinde de savunduğu Cumhuriyet'le geçen bir ömür; Orhan Erinç hayatını kaybetti