Akustik 24

Meltem Cumbul: Toplama kampında hayatı sonlanan Milena’yı bedensel anlamda bulmak istedim

Cumbul, Akustik24'te Ayşen Güven'in konuğu

28 Kasım 2020 12:00

Meltem Cumbul bu hafta Akustik24’te Ayşen Güven’e konuk oldu. 24. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında oynadığı ve yönettiği yeni oyunu Ben “Sevgili Milena”yı anlatan Cumbul, "Toplama kampında hayatı sonlanan Milena’yı bedensel anlamda bulmak istedim" diye konuştu.

Meltem Cumbul Stüdyo’nun ilk yapımı olan oyun Franz Kafka’nın Milena Jesenská’ya, iki sene boyunca yazdığı mektupların cevaplarını da tasarlıyor. Fiziksel tiyatro, video, ses (canlı ve bant) ve canlı müziğin sahnede kol kola girdiği oyun 1920’lerin Avrupası’nın atmosferini de biraz anlatıyor biraz seyircisine hayal ettiriyor.

Kitap olarak çokça bilinen hem edebi hem de duygusal olarak ilham olan o satırlar, onları yeniden  ele alan Bülent Yıldız’ın kaleminden eksik parçalarını da tamamlıyor. İşte Kafka’nın gerçek mektuplarıyla Milena’nın kurgulanmış satırlarını buluşturarak sahneye taşıyan Meltem Cumbul, aşkı, sancıları, dönemin baskısını ve yokluğunu hissettiren performansını, nasıl bir yorumla sahnelediğini Akustik24’te anlattı. 

Kafka'nın aşık olduğu kadın: Milena

“Kafka’nın âşık olduğu kadın” olarak tüm dünyanın tanıdığı Milena’nın, gazeteci, çevirmen, yazar ve bunlar yanı sıra Nazilere karşı daima güçlü bir direnişçi olarak hiç okuyamadığımız satırlarına bakışını Meltem Cumbul şöyle anlatıyor: 

“Fiziksel tiyatroyu seçme nedenim bedensel anlamda Milena’yı bulmak istemem. Çünkü Ravensbrück kadın toplama kampında hayatı sonlandığı için. Ve o kampta kadınların “tavşanlar” ismi altında medikal anlamda denekler halinde kullanıldılar. Daha çok kas sistemlerine zarar verilmesi, bütün bacak altındaki kaslarının alınması, onlara sorulmadan bedenlerinde fark yaratılmış olması ve bu deformasyonun Auschwitz’deki gibi aç bırakılarak değil sağlıklı koşullarda tutup çoğunlukla denek olarak doktorlarla çalıştırılarak yapılması benim çok ilgimi çekti. Bu şartlarda bedenin aldığı formlar neler olabilir diye düşündüm. Milena bu aşamadan geçmemesine rağmen orada kaldığı süre boyunca bir çok kadının bedensel ve psikolojik olarak genelinde her insana gösterdiği duyarlılığı kadınlara karşı da gösterebilmiş olduğunu düşündüğümden dolayı onun bedenindeymiş gibi bunu da o kamp dönemine taşımaya çalıştım.”

Milena ve Kafka’nın arasındaki mesafeye ve hayatlarını oluşturan şartlarda asıl olarak mektuplarla yaşadıkları aşklarına dair de Cumbul, “Sonuçta baktığınızda Kafka ve Milena’nın karşılaşmaları dahil geçirdikleri süre topu topu 5 gün. O sebeple şimdiki çağda ancak bu böyle görüntülü bir şekilde, videolarla sürer diye düşünüyorum” diyor. 

24. İstanbul Tiyatro Festivali’nin rüzgarıyla Meltem Cumbul Akustik24! İster izleyin ister dinleyin.