28 Haziran 2020 19:35
AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in "Bu ülkede AK Parti gelene kadar kadın kelimesinin adı yoktu" ifadeleri nedeniyle çıkan tartışmalar devam ederken bir kadın üyenin, "Kadının adı var mı?" sorusu üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kadınların sorularını yanıtladığı video konferansta "Kadının mutlaka adı var. 'Adı yoktur.' dersek haksızlık yapmış oluruz. Bütün mesele şu aslında, siyaset arenasında kadın yeterli ağırlıkta değil" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Şerife Bacı Kadın Platformu" üyeleri ile video konferans aracılığıyla görüşerek, sorularını yanıtladı.
Bir üyenin "Kadınların karar mekanizmalarında daha etkin rol alabilmesi için ne gibi çalışmalar planlıyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, kadınların sadece siyasette değil pek çok alanda karar mekanizmalarında yer almasının önemli olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu, partisinde yüzde 33 cinsiyet kotası bulunduğunu hatırlatarak, kadınların asıl mücadele etmesi gereken alanın cinsiyet kotasının Siyasi Partiler Kanunu'na girmesi konusu olduğunu söyledi.
Bir dönem kız çocuklarının okula gitmesi konusunda sorunlar yaşandığını anlatan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin şu an bütün coğrafyasında annelerin özellikle kız çocuklarının okula gitmesini, okumasını, iyi bir eğitim görmesini ve kendisinden çok daha iyi bir yaşam standardı yakalamasını istediğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, bu durumun Türkiye'nin geldiği nokta açısından son derece değerli olduğunu ancak kadınların verdikleri mücadelede bekledikleri bütün sonuçları elde edemediklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Geldiğimiz noktada şunu ifade etmek isterim. Belli meslek dallarında zaten kadın egemenliği vardır yani kadınlar daha fazla o alanda çalışıyor. Örneğin eczacılık, öğretmenlik mesleği gibi kadının doğasına da uygun olan bu mesleklerde kadınlar oldukça ciddi bir güç aslında. Üniversitedeki akademik dünyada kadınların sayısı, erkek hocalara göre çok daha fazla.
Böyle baktığımız zaman evet Mustafa Kemal ve arkadaşları kadınlara seçme ve seçilme haklarını verdiler. Üstelik bu hak İsviçre, Fransa, Almanya ve İngiltere'den çok daha önce verildi. Şimdi bu haklardan yola çıkarak bugün kadınlar ciddi bir güç olarak ortaya çıktılar ama henüz Türkiye'de kadınların yeterli düzeyde örgütlendiğini söylemek çok zor. Belli bölgelerde kadın hala yeteri kadar sesini çıkaramıyor, yeteri kadar haklarını talep edemiyor ama bunları aşmak mümkün."
Kadınların farklı siyasi görüşleri, kimlikleri ve inançları olabileceğini dile getiren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Huzuru sağlamak, barışı sağlamak, herkesin karnının doyduğu bir ortamı sağlamak çok önemli. Burada erkeklerden daha çok inandırıcılığı güçlü olan aktör kadın aslında. Çünkü kadınların samimi olmaları, doğanın kendisine verdiği sezgi gücü dolayısıyla kadın daha güçlü olarak bu sorunlara el atabilir, bu sorunları daha rahat ve samimi çözebilir. Siyasi olarak her türlü desteği verebiliriz. Şerife Bacı Kadın Platformu içinde çok farklı siyasi görüşlerden kadınlar da olabilir. Bir ayrımcılık yapılmasını doğru bulmam. Bütün amaç neydi? Eğer Şerife Bacı bu ülkenin bağımsızlığı için mücadele etmişse, o mücadeleyi Şerife Bacı'nın torunları olarak sizler de yapmak zorundasınız."
Kılıçdaroğlu, başka bir kadın üyenin, "Kadının adı var mı?" sorusu üzerine "Kadının mutlaka adı var. 'Adı yoktur.' dersek haksızlık yapmış oluruz. Bütün mesele şu aslında, siyaset arenasında kadın yeterli ağırlıkta değil" dedi.
Onun temel nedeni de siyaset alanının aslında çok kirlenmesi ve o kirli alanda kadının siyaset yapmasına fırsat verilmemesi gibi bir tablo var. Biraz acı ama bunu ifade etmek zorundayım. O nedenle biz, 'Mutlaka siyasette etik değerler olmalı, siyasi ahlak kanunu çıkmalı.' diye ısrarla söylüyoruz. Siyaset zemini ahlaki düzeyde büyür ve gelişirse, kadınlar, gençler, yaşlılar, bir anlamda siyasete ilgi duyan herkes o zeminde yer alacak.
Keşke bütün kadınlar belli hedeflerde birleşebilseler. Kadınlar siyasal görüşlerini bir tarafa bırakıp bir hedefe odaklanabilseler emin olun çok şeyi çözebilirler. Mesela kadınlar şöyle bir propagandayla yola çıksa, 'Kadın siyasi partiler yasasının değişmesi ve en az yüzde 33 veya yüzde 50 cinsiyet kotasını kim savunuyorsa ona oy vereceğiz, parti programına bunu koyan partiye oy vereceğiz. Eğer bunu bir siyasal parti koymuyorsa, o siyasal partiye oy vermeyeceğiz.' Düşünebiliyor musunuz? Bütün siyasi partiler böyle bir ortak kadın sesi çıkarsa ortaya bütün siyasi partiler getirir yüzde 50'yi koyarlar."
Çalışan kadınlar için anneliğin bazı zamanlarda ciddi bir sorun olarak ortaya çıkabildiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, bunun için çalışan annelerin güven içinde çocuklarını getirip bırakabilecekleri kreşlerin yapılmasına önem verdiklerini de vurguladı.
AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, TBMM'deki konuşmasında şunları söylemişti:
"Siz kadınları bizden daha çok mu tutuyorsunuz? HDP kadınları bizden daha fazla savunacak en son partidir. Bu ülkede AK Parti gelene kadar kadın kelimesinin adı yoktu Türkiye'de. Partimizin daha evvel yaptığı kadın kongresinde şunu söylemiştim. Eğer Türkçe'de kelimelerin dişisi, erili olsaydı bir kadın kelimesi olurdu. AK Parti'yi inşa eden kadınlardır. O yüzden ben, kadın, erkek arkadaşlarımız ve Sayın Cumhurbaşkanımız biz yaptığımız çalışmalarda kadınların hayatını kolaylaştırmak için gayret ediyoruz. Sosyal güvenlikten, sağlık hizmetine aile politikalarımızda önce kadın vardır. Türkiye'de cinayetler gibi problemler var mıdır? Vardır… Bunu da çözmek için uğraşıyoruz. Önümüzdeki günlerde bu konuda kanunların daha işler haline gelmesi için gayet sarf ediyoruz. Şu Meclis'te ortaklaşacağımız bir konu varsa kadın meselesidir. Siz kadınları bizden daha çok mu tutuyorsunuz? HDP kadınları bizden daha fazla savunacak en son partidir."
© Tüm hakları saklıdır.