10 Eylül 2021 09:57
Muğla’nın Milas ilçesinde, flamingoların cenneti olarak bilinen ve Doğal Park ilan edilen Tuzla Sulak Alanı bölgesine yapılması planlanan 30 bin kişilik kent projesine Milas ve Bodrumlu vatandaşlar tepki gösterdi.
İş insanı Ali Ağaoğlu’nun arazisine yakın bölgedeki Tuzla Sulak Alanı içerisinde bulunan eski Tuz Fabrikası önünde toplanan yaklaşık 200 kişi basın açıklaması yaptı. Ellerinde “Yaşam Alanlarımız Müştereklerimizdir. Muğla Cennet Kalacak. Toprağımız ve Ağaçlarımız İçin İnat Ediyoruz. Doğada ve Yaşamda İnat Ediyoruz” yazılı dövizlerle sulak alana gelenler arasında Şehir ve Bölge Plancısı Şule Kükrer, Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Milas sözcüsü Neşe Tuncer, Bodrum Sözcüsü Umay Karabaş ile Bodrum Yurttaş İnsiyatifi ve İkizköy Çevre Platformu üyeleri yer aldı.
Ağaoğlu’nun 9,7 milyon metrekarelik alana 30 bin kişinin yaşayacağı tatil kenti yapmak istediğini belirten Umay Karabaş, şunları söyledi:
“Bargilya Tuzla Sulak Alanı veya resmi kayıtlardaki ismi ile Milas Metruk Tuzlası Sulak Alanı, Muğla ili Milas ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Sulak alan, Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Ulusal Sulak Alan Envanteri Yönetim Bilgi Sistemi’ndeki verilere göre 562 hektar büyüklüğünde olup, Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan olarak 31 Temmuz 2019 tarihinde tescillenmiştir. Sulak alan, bir lagün (deniz ile bağlantısı olan göl) ve bu lagünün çevresinde bulunan deniz börülcesi habitatları, çamur düzlükleri, tuzcul çayırlıklar, küçük adacıklar ve sazlıklardan oluşan bir doğal yaşam alanı kompleksidir. Alanda bulunan kuş türlerinin başlıcaları flamingo, ak pelikan, cılıbıt türleri, poyraz kuşları, balıkçıllar, martı ve sumru türleri ve kış aylarında sayıları binleri bulan çeşitli ördek türleridir. Ayrıca alan, ülkemizde mahmuzlu kız kuşunun kışladığı nadir alanlardandır. Bu özellikleri ile alan hem Önemli Kuş Alanı hem de Önemli Doğa Alanı kriterlerine sahiptir. Alan gerek uluslararası mevzuat (Ramsar, Bern, Barcelona ve Biyoçeşitlilik Sözleşmeleri) gerekse ulusal mevzuat (Çevre Kanunu, Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği ve Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik) ile koruma altındadır. Alan 26 Haziran 2021 tarihinde ve 4167 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile Kesin Korunacak Hassas Alan ilan edilmiştir."
"Sulak alanlar ve özellikle lagünlerin var oluşu, çevresindeki su toplama havzalarına bağımlıdır. Bu durum Bargilya Tuzlası için de geçerlidir. Tuzla, denizden Güllük Körfezi’nden beslenirken karadan da etrafında bulunan yamaçlardan akan yağmur sularının oluşturduğu alt havzalar ve yeraltında bulunan akiferler ile beslenmektedir. Bir diğer taraftan tuzla deniz suyunun iç kesimlere ulaşmasını engelleyen bir bariyer görevi görmektedir. Bu nedenle Tuzla’nın zarar görmesi durumunda deniz suyu kilometrelerce ilerleyerek gerek Milas gerekse Bodrum’un içme, kullanma ve sulama sularının yapısını bozarak tuzlandıracaktır.
Ekolojik olarak bakıldığında ise Tuzla Sulak Alanı ve şu anda Milas Bodrum Havalimanı’nın batısında bulunan ve Tuzla gibi gerek ulusal gerekse uluslararası mevzuatla koruma altında olan Sarıçay Deltası ilişkilidir. Bu iki sulak alan arasında kalan, projenin yapılmak istendiği bölge, ekolojik bir köprü, koridor vazifesi görmektedir. Biraz önce bahsettiğimiz korunan alanlara dair yönetmeliğin 5. maddesinin (g) bendinde ‘korunan alanların içinde ve birbiriyle ilişkili korunan alanlar arasında, ekolojik koridorlar tesis edilir’ denilmektedir.
Alan halihazırda mevzuata, canlı yaşamına, ekolojik karaktere uygun doğal bir koridor barındırmakta iken, bu ekolojik koridora yaklaşık 4 milyon 500 bin metrekare alanda 63 ayrı parselde toplam 743 bin metrekare inşaat yapılmak istenmektedir. Üstelik bu sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmış ÇED raporunda yazan biçimidir. Çeşitli emlak kulisi sitelerinde nüfus ve kapsam çok daha büyük belirtilmektedir.
Hem insan yaşamı hem de bölgede yaşayan, kışlayan, üreyen ve barınan tüm canlılar için hayati öneme sahip bu nadide sulak alan, bölgedeki ekosistemi geri dönülmez biçimde tahrip edecek, içerisinde binlerce konut, alışveriş merkezleri ve hatta golf sahalarının da bulunduğu bir Turizm Kenti Projesinin tehdidi altındadır.”
Umay Karabaş, projenin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunda, tüm bilimsel ve hukuki eksiklik ve hatalara rağmen ‘olumlu’ sonuçlandığını söyledi.
© Tüm hakları saklıdır.