Ne Oluyor?

Faili meçhul cinayetler davasında son dönemeç: Mağdur aileler, 'davanın üstünün örtüldüğünü' savunuyor

90'larda babaları öldürülen Eren Baskın ve Rumet Serhat, Şirin Payzın'a anlattı

11 Aralık 2019 15:03

90’larda işlenen faili meçhul cinayetlere ilişkin görülecek olan davanın karar duruşması Cuma günü Ankara'da yapılacak.

Babaları faili meçhul cinayetle hayatını kaybeden Eren Baskın ve Rumet Serhat, dava ile ilgili gelişmeleri Şirin Payzın’la Ne oluyor’da anlattı. 90’larda faili meçhul cinayetle hayatını kaybeden Abdülmecit Baskın’ın oğlu Eren Baskın ve Medet Serhat’ın oğlu Rumet Serhat, babalarının hikayesini ve Cuma günü görülecek yapılacak olan duruşma hakkındaki ayrıntıları anlattı.

Baskın, babasının 1993 yılında öldürüldüğünü, cesedinin MİT binasına 400 metre uzaklıkta elleri, ayakları ve gözleri bağlı bir şekilde bulunduğunu söyledi. Baskın, o dönemde babasının cinayetini aydınlatmaya yönelik girişimlerinin engellenmeye çalışıldığını, birçok kez tehdit aldıklarını ifade ederek, ”Bugün bile dava ile ilgili herhangi bir ilerleme yok. Cinayeti işleyen 11 kişilik özel harekât polis ekibi var. 2011 yılında bir iddianame hazırlandı. Özel harekât polisi Ayhan Çarkın’ın ifadesi alındı. Çarkın’ın ifadeleri ile olay yeri tutanağı ve yaşananlar örtüşüyor. Çarkın’ın cinayetleri ilişkin anlattıkları ve olay yerlerini göstermesi çok önemli şu anda da suçları işleyenlerin elini kolunu bağlayan en önemli şey bu” dedi.

Baskın, kendisi için en önemli sorunun ‘neden’ olduğunu ifade ederek, “Ben en çok babamın neden öldürüldüğünü bilmek istiyorum. Biz hiçbir zaman bunu bilemedik. ‘Biz bu adamı aldık götürdük, öldürdük’ diyorlar. Ama niye”  

Medet Serhat’ın oğlu Rumet Serhat’ta babasının öldürüldüğü dönemde Barış Derneği'nde çalıştığı için kaçak olduğunu Avukatlık mesleği yaptığını ve uzun süre tehdit mektupları aldığını ifade ederek, “Babam 40 gün sorguda kaldı. Tehdit edildi. MİT'teki sorguda yediği dayaklarda sürekli bir şeyi itiraf etmesini istediler ancak babamın  bildiği bir şey yoktu. Ve ne anlatmasını istediklerini bile bilmiyordu” dedi.

Dava ile ilgili bir ilerleme kaydedilmediğini ve kendilerinin soru sorma hakkının kullandırılmadığını ifade eden Serhat ve Baskın, dava ile ilgili Mehmet Ağar’ın ifadesinin bütün taraflardan habersiz bir şekilde alındığını ve Ağar hakkında herhangi bir işlem yapılmadığını hatırlattı.

Mahkemelerde zamanla ‘kötü bir tiyatro oyununa’ döndüğünü ifade eden Serhat“Devletin mahkemesi kusura bakmayın adalet dağıtmak için bir şey yapmıyordu. Aksine tetikçileri korumaya çalışıyordu. Mahkeme olayın ciddiyetinin farkında ‘bu kararı biz vermeyelim’ derdinde. Cuma günü de olacağından pek emin değilim” dedi.

Cuma günü yapılacak olan duruşmada bütün sanıklar için beraat kararı verileceğini tahmin ettiğini söyleyen Baskın ise “Yetersiz belge ve bilgi bahanesiyle beraat kararı verileceğini tahmin ediyorum. Bu konuda daha büyük bir destek alabilirdik. Davanın ilk açıldığı dönemde medyatik olduğu için çok kalabalıktı. Ancak önceki duruşmada 10 kişiydik. Bizim gibi çok insan var. Biz o insanların sesi olmak için buradayız. Hiçbir zaman bunun peşini bırakmayacağız”