12 Nisan 2021 17:04
Basın toplantısı düzenleyen Öztrak, emekli amiralin imzasıyla yayımlanan Montrö bildirisi sonrası başlayan tartışmalara ilişkin şunları kaydetti;
"Erdoğan Şahsım Hükümeti', milletin iradesine, aşına, işine, neşesine, geleceğine, hukuka, adalete ve tüm kurumlara darbe üstüne darbe yapıyor. Sonra da, kalp hastası, kanser hastası, ciddi sağlık sorunları olan belli bir yaşa erişmiş amirallerden, darbeci çıkarmaya çalışarak bu milletin aklıyla alay etmeye kalkıyor.
Allah’tan gerçeklerin, er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu var. Bu son yalanlarının ömrü bir hafta bile sürmedi. Emekli amirallerin duyurusunu, basına sızdıran hükümete yakın bir gazeteci, bu duyurunun, yayımlanmadan önce Erdoğan’ın bir bakanının elinde olduğunu itiraf etti. Amiraller bu açıklamanın başına, “Bildiri” kelimesini kendilerinin koymadığını söylüyorlar. Anlaşılan açıklamaya muhtıra görünümü vermek için Bir el sabaha kadar uğraşmış. Ortada ucu Saray’ın dehlizlerine çıkan, FETÖ tarzı bir kumpas olduğu anlaşılıyor. Bu kumpas, bir bakanın koltuğunu korumak için mi tezgâhlandı, yoksa işin içinde başka saray entrikaları da var mı? Elbette bunlar da ortaya çıkar. Amirallerin yedi sülalesini sabaha kadar araştırıp, fişleyip, basına servis edenler, Bir hafta boyunca amirallerin ifadesini alamayıp, gözaltında tutuyorsa, bunun adı işkencedir. Bunun adı zulümdür.
Emekli amiralleri bir gecede gözaltına aldıran savcılar, sarıklı amiralin, silahlı kuvvetlerde, elini kolunu sallayarak hala dolaşmasına göz yumuyorsa, bu haksızlığın, adaletsizliğin daniskasıdır. Ne demiş Fatih Sultan Mehmet Han, “Aklı öldürürsen, ahlak da ölür. Akıl ve ahlak öldüğünde, millet bölünür. Kadıyı satın aldığın gün, adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün, devlet de ölür.” artık yeter. Bu milletin birliğine, dirliğine, devletimizin bekasına, varlığına, kendi siyasi hesaplaşmalarınız ve saraydaki koltuklarınızı korumak için daha fazla kastetmeyin.
'Erdoğan Şahsım Hükümeti' milletin desteğini kaybettikçe, yalanı doğru gibi anlatarak, milleti kutuplaştırarak popülizme sığınmış, seviyesizliği, değersizliği, lümpenliği, siyasetinin merkezine yerleştirmiş, artık milletten kopmuştur. Türkiye’de askeri darbe dönemi bitmiştir. Şimdi sıra, “Mokasenli 20 Temmuz sivil darbe sürecini” bitirmeye gelmiştir. İlk seçimlerde de bunu başaracağız. Milletimizin oylarıyla, sivil darbe sürecini de sonlandıracağız. Milletimizin 300 yıllık medeniyet mücadelesinin, rotası da, pusulası da bellidir. Türkiye medeni dünyanın ve birinci sınıf demokrasiler ailesinin, şerefli bir üyesi mutlaka olacaktır. Milletimiz çaresiz değildir!"
© Tüm hakları saklıdır.