Haberler

CHP’li Tanrıkulu kamyonetçilerle birlikte Ulaştırma Bakanlığı’na seslendi: Bu zulme son verin!

14 Ekim 2025 15:04

T24 Video

CHP’li Tanrıkulu, destek ve dayanışma için Diyarbakır esnafıyla buluştu ve kamyonetçilerin yük taşıma kapasitelerine konulan sınırlama için Ulaştırma Bakanlığı’na seslenerek “Hiçbir kamu yararı olmayan bu kantar zulmüne son verin. Bu insanları açlığa mahkum etmeyin” dedi.

Diyarbakır kamyonetçilerle buluşan ve onların sorunlarını dinleyen CHP Diyarbakır Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Sezgin Tanrıkulu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nca devreye sokulan ve kamyonetler için yük taşıma sınırlandırılmasının 500 kiloya sınırlandırma getirmesiyle esnafı mağdur ettiğini belirtti. Tanrıkulu “Mesela bir yoksul yurttaşımız evini taşıyacak. Sadece buzdolabı mı taşıyacak. Sadece makine mi taşıyacak? Hayır evini taşıyacak. O da iki ton, üç ton yüktür” ifadelerine yer verdi.

“Bu uygulamayla kamyonetçi esnafının geçimini yapması mümkün olmayacak”

Tanrıkulu yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı hiçbir gerekçe olmadan yeni bir uygulamayı devreye soktu ve kamyonetler için 3500 kilogram sınırı getirdi. Kamyonetlerin ağırlığı 3000 kilo, 3 ton civarında yani 3000 kilo civarında ortalama ağırlıkları. Bundan daha düşük olan da var, daha yüksek olan da var. Yani ortalama bu kamyonetçilere diyorlar ki, 'siz ancak 500 kilo yük taşıyabilirsiniz. 500 kilodan fazla yük taşıyamazsınız.' Bunların kapasitesi 2 ton, iki buçuk ton, üç ton. Dolayısıyla beş yüz kiloya düşerse herhangi bir yük taşıyamayacaklar.

Mesela bir yoksul yurttaşımız evini taşıyacak. Sadece buzdolabı mı taşıyacak. Sadece makine mi taşıyacak? Hayır evini taşıyacak. O da iki ton, üç ton yüktür. Dolayısıyla bu uygulamayla kamyonetçi esnafının herhangi bir biçimde geçimini yapması mümkün olmayacaktır. 500 kilo yükle hangi geçimi sağlayacaktır?

"Cezayla, kantar zulmüyle, fişle falan ekmeklerine mani oluyor"

Dolayısıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın bu esnafa getirdiği, şoför esnafına getirdiği bu kantar zulmüne son vermesi lazım. Bu bir zulümdür aynı zamanda. Bu esnafı bütün Türkiye'de yok saymaktır.

 

Sadece Diyarbakır'da 5000'e yakın kamyonetçi esnaf var. Aileleriyle beraber geçimlerini sağlayan. Ama bu uygulamayla geçimlerini sağlamayacaklar ve bütün bu kamyonetler boşa çıkacak. Bunların kredi borcu var. Her gün vergi yüküyle karşı karşıyalar. Sigorta masrafları her gün yükseliyor. Mazot zaten önü alınmaz bir biçimde yükseliyor. Dolayısıyla kıt kanaat geçimlerini sağlayan bu esnaftan hükümet ne istiyor? Bakanlık ne istiyor? Cezayla, kantar zulmüyle, fişle falan ekmeklerine mani oluyor. Buna son verilmesi lazım.

“Bu insanları açlığa mahkum etmeyin”

Bakın bu uygulamanın hiçbir kamu yararı yok. Kamu yararı yok. Ve güvenlikle, yol güvenliğiyle, can güvenliğiyle bir alakası yok. Eğer onunla ilgili bir sorun varsa zaten bireysel suç işleyenler varsa, trafiğe aykırı davrananlar varsa zaten cezayı kesiyorlar, esirgemiyorlar. Ama kollektif bir biçimde bütün esnaflara bu şekilde zulüm yapılması böyle bir zorunluluk getirilmesi kabul edilemez.

Diyarbakır'dan esnafımızla beraber Bakanlığa sesleniyorum: Hiçbir kamu yararı olmayan bu kantar zulmüne son verin. Bu insanları açlığa mahkum etmeyin. Sizlerin yanınızdayız. Beraber olacağız.”