26 Ekim 2021 16:11
İzmir Bornova Belediyesi'nin düzenlediği "Tarımda Yerel Kalkınma" konulu panele katılan CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, "İktidara geldiğimizde, tarım sektöründe AKP'nin 19 yılda yerle bir ettiği bir enkaz ile karşılaşacağız. Tarımı yeniden ayağa kaldıracağız. Çiftçimizi asla sahipsiz bırakmayacağız" dedi.
İzmir Bornova Belediyesi tarafından kırsal Yakaköy mahallesinde düzenlenen "Tarımda Yerel Kalkınma" konulu panele CHP Tarım Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Orhan Sarıbal, CHP İzmir milletvekilleri Kamil Okyay Sındır ve Atila Sertel'in yanı sıra Bornova Belediye Başkan Yardımcısı Barbaros Taşer, CHP Manisa İl Başkanı Semih Balaban, CHP Bornova İlçe Başkanı Ertürk Çapın ile yurttaşlar katıldı.
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Tevfik Türk'ün moderatörlüğünü yaptığı panele CHP'li Sarıbal ile birlikte konuşmacı olarak katılan Kamil Okyay Sındır, "İktidara geldiğimizde ekonomide, eğitimde, sağlık sektöründe olduğu gibi tarımda da bir enkaz devralacağız. Lakin AKP’nin 19 yılda yerle bir ettiği tarım sektörünü yeniden ayağa kaldıracağız. Çiftçiyi değil sermayeyi koruyan, çok uluslu şirketlerin çıkarlarına göre davranan bu iktidar ilk seçimlerde tarihe karışacak” dedi.
Türk köylüsünün Atatürk'ten aldığı güçle Cumhuriyet döneminde şahlandığını ve dünyaya örnek olduğunu belirten Sındır, şöyle konuştu:
"Ezilen, boynu bükük, aşar vergisine mahkum edilen bu kır/köy topluma, Cumhuriyet dönemi onurlu bir üretici ve onurlu bir kimlik kazandırdı. Fakat 80’li yıllardan sonra Türkiye neoliberal politikalarla kıskaç altına alındı ve içinde bulunduğumuz süreç, sonuçlar ortaya çıktı. 19 yıllık AKP iktidarında da bu neoliberal politikalar en vahşi şeklinde, acımasızca uygulandı. Pazara giriş serbestliği, gümrük vergilerinin kaldırılması, ihracatı teşvik uygulamalarının kaldırılması ve tarımsal desteklemelerde daraltmalar, işte bu sürecin dayatmalarıdır. Bu iktidar ne yazık ki üretime, çiftçisine, köylüsüne, toprağına değer vermedi. Bu değerleri yanlış tarım politikalarıyla bilinçli olarak yok etti. Kadim Anadolu tarımının gücü Büyük Önder’in şu sözlerinde saklıdır: ‘Kılıç ve saban, bu iki fatihten birincisi ikincisine daima mağlup olmuştur.’ Sabanı bir tarımsal üretim imgesi olarak ele alan ve savaşarak bir toprak elde etmeden ziyade üreterek, toprağı üretim yaparak değerlendirmenin önemini vurgulayan büyük bir lidere sahibiz. İktidarın yerle bir ettiği üretim kültürünü yeniden ayağa hep birlikte kaldıracağız.”
2012 yılında çıkarılan Bütünşehir Yasası’yla Anadolu’nun kadim köy kültürüne, üretim kültürüne AKP tarafından ölümcül bir darbe vurulduğunu söyleyen Sındır, şöyle devam etti:
“2005 yılında Köy Hizmetleri’nin kapatılmasıyla ve 2012 yılında çıkarılan Bütünşehir Yasası’yla kırsal yerleşim yerlerindeki yaşam kökünden sarsıldı. Köy Hizmetleri’nin kapatılmasıyla iktidar altyapıdan ve üst yapıdan kırsal yerleşimlerimizi mahrum bıraktı. Bu yetmedi, 2012 yılında çıkarılan Bütünşehir Yasası ise bir dönüm noktası oldu. Bu kanunla büyükşehirlerde illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişilikleri kaldırıldı; köyler ve beldeler, isimleriyle mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyelerine katıldı. Köylerin kapısına kilit vuruldu, köyler boşaldı, üretim sekteye uğradı. Büyükşehirlerde köy ve belde tüzel kişilikleri tamamen ortadan kaldırıldı. Kırsal, köy, tarımsal nitelikleri yok sayılarak kentsel yerleşimlerden onları ayıran özellikleri, ayrıcalıkları, sahip oldukları ortak taşınır ve taşınmaz malları, mera alanları, diğer tüm hak ve yetkileri ellerinden alınarak şehirlerle tamamen aynı statüye getirildi. Kır ve köy kavramının tanımını, toprakla ilişkisinden, bağından kopardılar. Oysa kır ve köy, tarımsal üretim alanıdır, bunu bilinçli olarak yaptılar. Sonuç olarak bu kanundan sonra köylerde artan hayat pahalılığı yaşanamaz bir hal aldı. Fakat köylerimizin imdadına, yardım çığlığına CHP’li belediyeler yetişti. Köylerde, yürütmenin, iktidarın boşluğunu CHP’li büyükşehir, il ve ilçe belediyelerimiz doldurdu” dedi.
Türkiye’de tarım sektörünün kötü gidişine dur diyecek hiçbir devlet kurumunun kalmadığını öne süren Sındır, sözlerini şöyle tamamladı:
"Tarım toprakları kirleniyor. Bunu kim önleyecek? Tarım ve Orman Bakanlığı mı yapacak? 'Paramız var, ithal ediyoruz' diyen bir Tarım Bakanı’ndan Türkiye topraklarına sahip çıkmasını bekleyebilir misiniz? 'Paramız var ki ithal ediyoruz' demek yerine 'Kendi topraklarımızda üretim yapıyoruz, yapmalıyız' diyen bir Tarım Bakanı olsaydı 35 milyon dönüm verimli toprak üretim dışında kalır mıydı? ‘Çiftçi çok çok çalışır, az az kazanır, işin doğasında bu vardır’ diyen bir Tarım Bakanı’nın verimliliği artırmasını, üreticileri korumasını bekleyebilir misiniz? Bu iktidar doğru tarım politikalarını uygulasaydı çiftçilerimizin borcu 83 kat artar mıydı? Su kaynaklarının, orman alanlarının yok olup gitmesini bu iktidarın yönettiği kurumlardan hangisi engelleyebilir? Çiftçiyi değil sermayeyi koruyan, çok uluslu şirketlerin çıkarlarına göre davranan bu iktidar ilk seçimlerde tarihe karışacak. İktidara geldiğimizde ekonomide, eğitimde, sağlık sektöründe olduğu gibi tarımda da bir enkaz devralacağız. Lakin hiç merak etmeyin, AKP’nin 19 yılda yerle bir ettiği tarım sektörünü yeniden ayağa kaldıracağız. Cumhuriyet döneminde köylümüzü, çiftçimizi, tarımı ve üretimi nasıl kalkındırdıysak kimsenin kuşkusu olmasın, yarın da AKP’nin bıraktığı enkazdan ülkemizi kurtaracağız. Enkaz devralsak da Türk tarımını yeniden ayağa kaldıracağız. Ürününü ederine satamayan; girdiler ve borç yükü altında ezilen; traktörüne, üretim araçlarına, tarlasına haciz konulan çiftçimizi asla sahipsiz ve çaresiz bırakmayacağız.”
© Tüm hakları saklıdır.