07 Eylül 2021 12:01
CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, pandemi sürecinde eğitime erişimde eşitsizliğin daha da arttığına dikkat çekerek, "Öğrenciler, iyi eğitim almış bir azınlık ve iyi eğitim imkanından yararlanamamış çoğunluk olarak ikiye ayrıldı. Bu makas, yanlış politikalarla her geçen gün daha da açılıyor” dedi.
CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Bursa milletvekili Lale Karabıyık, resmi okullarda eğitim gören öğrencilerden 2 milyon 316 bin 139’unun EBA’ya ulaşamadığını belirterek, “Maddi imkanları iyi olan aileler uzaktan öğretim araçları ile çocuklarının nitelikli eğitime erişimini sağladı, özel derslerle çocuklarına takviye kurslar aldırdı; ancak uzaktan eğitime erişim için gerekli bilişim araçları olmayan öğrenciler tüm eğitim ortamlarından uzak kaldı. Öğrenciler, iyi eğitim almış bir azınlık ve iyi eğitim imkanından yararlanamamış çoğunluk olarak ikiye ayrıldı. Bu makas, yanlış politikalarla her geçen gün daha da açılıyor” diye konuştu.
Karabıyık özetle şunları söyledi:
Geçtiğimiz bir buçuk sene içinde çocuklarımız bilişsel, fiziksel ve duygusal kayıplar yaşadı. Okulların kapalı kalmasının sonucunda fırsat eşitsizliğinin giderek arttığını da görmüş olduk. Açık ortaokul-liseler ve özel okullar haricinde resmi okullarda eğitim gören 2 milyon 316 bin 139 öğrenci EBA’ya ulaşamadı. Televizyonu ya da bilgisayarı olan aileler dahi evdeki birden fazla öğrencinin uzaktan eğitiminde gerekli teknolojik araca sahip olmamanın çaresizliği ile dersler hatta çocuklar arasında tercih yapmak zorunda kaldı. Maddi imkanları iyi olan aileler uzaktan öğretim araçları ile çocuklarının nitelikli eğitime erişimini sağladı, özel derslerle çocuklarına takviye kurslar aldırdı. Ancak uzaktan eğitime erişim için gerekli bilişim araçları olmayan öğrenciler tüm eğitim ortamlarından uzak kaldı. Öğrenciler, iyi eğitim almış bir azınlık ve iyi eğitim imkanından yararlanamamış çoğunluk olarak ikiye ayrıldı. Bu makas, yanlış politikalarla her geçen gün daha da açılıyor.
Ülkemizde 18 milyon 241 bin 881 öğrenci eğitim görüyor. Bu öğrencilerin 15 milyon 189 bin 878’i, 54 bin 715 devlet okulunda öğrenim görüyor. Öğretmen sayımız ise 942 bin 936. Sayıştay Raporları’na göre 138 bin öğretmen açığı var. MEB’in kendi açıkladığı rakamı söyleyeyim. ‘107 bin açığımız var’ dedi. Bunu biz söylemiyoruz, MEB söylüyor. Peki MEB bu ihtiyacı nasıl gideriyor? Özlük haklarına sahip olmayan ücretli öğretmen sistemiyle. Yani 69 bin ücretli öğretmen ile eksikleri kapamaya çalışıyor. Tabi diğer taraftan 107 bin öğretmen açığı var; ancak okul öncesi eğitimin zorunlu olması durumunda 29 bin 183 öğretmene de ayrıca ihtiyaç olacak.
Diğer taraftan derslikler yetmiyor, yeni derslikler yapılmıyor. Eğitim yatırımları bütçesi yetersiz. Ya bağış gelecek ya da derslik yapılamayacak. Durum bu. Defalarca söyledik. ‘Bize yer gösterin, CHP’li belediyelerimizin de desteği ile okul yapalım dedik, sorun çözelim’ dedik ancak ‘CHP yapmasın da varsın derslik olmasın’ zihniyeti çok yanlış. Ortada bir sorun varsa çözümü olmalı. Sayın Bakan ‘temizlik ve hijyen tam sağlanacak’ dedi. Peki hangi malzeme ile? Hangi personel ile? 100 öğrenciye 1 temizlik personeli yeterli olur diyelim, böyle olunca 101 bin temizlik görevlisi ihtiyacı var. MEB’in kadrolu temizlik personeli sayısı ise sadece 30 bin. Oysa, Sayın Bakan ‘113 bin temizlik personelini görevlendirdik’ dedi. Ancak çoğu yerde veliler, öğretmenler, öğrenciler bir değişim olmadığını ifade ediyor. ‘Okullarda temizlik personelimiz yok, malzememiz yok’ diyerek kayıt parası alınıyor. Bu nasıl bir ikilem? MEB’in okullara ‘temizlik ve hijyen ödeneği’ adı altında gönderdiği para öğrenci başına yıllık 45 TL olarak belirlendi. O da ne kadar planlı kullanılıyor ya da net olarak veriliyor mu belli değil. Bu tutar ABD’de 1600 dolar, Hollanda’da 2500 euro.
Geçtiğimiz dönem 2 milyon 316 bin öğrenci EBA’ya erişememişken MEB sadece 664 bin öğrenciye tablet dağıtmıştır. İnternet erişimi oranı hanelerde yüzde 92’dir. Halen 1 milyon 459 bin 350 öğrencinin internet erişimi bulunmamaktadır. İnternet erişimi olan öğrencilerimizin 10 milyon 388 bin 386’sı geniş bant, 6 milyon 394 bin 145’i ise mobil cihazlar üzerinden internete erişebilmektedir. Ayrıca devlet okullarında eğitim gören 760 bin öğrencinin TV’ye ulaşımının olmadığı da görülmektedir. AKP iktidarında, ‘iyi eğitimli ve her olanaktan yararlanan bir azınlık ile nitelikli eğitime erişemeyen bir çoğunluk’ gerçeği her geçen gün büyümektedir. Evini geçindirmekte, çocuklarının gıda ihtiyacını karşılamakta zorlanan aileler, çocuklarının eğitim ihtiyacını karşılayamamakta, tablet-bilgisayar alamamakta, özel ders imkanı sağlayamamakta, ek kaynak bulamamaktadır. Bu noktada okula başlama maliyetleri ve eğitim harcamalarını da göz ardı etmemek gerekir. Aileler bireysel olarak çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak için okul kıyafeti, servis, kaynak ve yardımcı kitap, kırtasiye malzemeleri, beslenme giderleri, sınav ücretleri vb. harcamalar ile karşılaşmaktadır.
2006-2007 yılından itibaren Okul Aile Birliği Yönetmeliği ile okula bu birlikler üzerinden doğrudan ödeme yapıldığını biliyoruz. Bu miktarlar 300 TL ile 12 bin TL arasında değişen ödemeler. Özellikle yeni başlangıç sınıflarda istenen miktarlar olduğunu biliyoruz. Bazı okullarda ısınma ve aydınlatma hatta su için para desteği istendiğini biliyoruz. Üzülerek söylüyoruz; bunların olduğunu bizlere veliler ulaştırıyorlar. Okula başlama maliyetleri de her yıl artmaktadır. Okulöncesi eğitime başlayan bir öğrencinin okula başlangıç gideri 2020 yılında 1.400 TL iken 2021’de 1.600’lere yükselmiştir. Ayrıca devletin resmi anaokulları için en az yıllık bin 500 TL ücret alınmaktadır. İlkokul 1’inci sınıfa başlayan bir öğrencinin başlangıç gideri 2020 yılında 2 bin 302 TL iken şimdi 2 bin 700 TL’yi buldu. Ortaokula başlayan öğrencinin başlangıç gideri 2020 yılında 2 bin 500 TL iken şu an 2 bin 900’leri geçmekte. Liseye başlayan öğrencinin başlangıç gideri 2020 yılında 2 bin 500 TL iken şu an 3 bin TL üzerine yükselmiştir. Müfredat programlarının yetersizliği nedeniyle okullarda ek kaynak kitaplara ihtiyaç duyulmaktadır. Sadece ortaokul birinci sınıfta 5 temel ders için birer tane kaynak kitap ve soru bankası kitaplarının maliyeti bu yıl için bin 500 TL’nin üzerindedir. Okul servis ücretleri ise geçtiğimiz yıla göre yüzde 15 artmış durumdadır.
Ülkemizde 207 üniversite var. Örgün eğitimde 3 milyon 801 bin 294 öğrenci eğitim öğretim gördü. Yani, resmi yurtların kapasitesi öğrencilerin sadece yüzde 18,5’ini barındırabiliyor. 5 öğrenciden birine hizmet veriyor. Bakanlığı bu konuda eksiklerin tamamlanması için acilen göreve çağırıyorum. Öğrencilerin öğrenme kayıplarının tespit edilmesi için çalışmalara başlanmalıdır. Öğrenme kayıplarının en aza indirilmesi için 2021-2022 eğitim öğretim yılı için yeni bir öğretim programı hazırlanmalıdır. Öğrenme eksiklerinden kaynaklı ekonomik ve sosyal kayıplar, öğrenme uçurumları oluşmadan telafi edilmelidir. Acilen Milli Eğitim Şurası toplanmalıdır. Tüm eğitim paydaşlarının katılımı ile Eğitim Bilim Kurulu oluşturulmalıdır. MEB’e acilen ek kaynak aktarılmalıdır. Sınıf mevcudu yüksek olan okullar tespit edilmelidir. Eğitimin aksamadan sürdürülebilmesi için ihtiyaç duyulan 43 bin 627 dersliğin yapımına derhal başlanmalıdır. En az 107 bin öğretmen ataması yapılmalıdır. Tüm okullara kadrolu sağlık personeli ataması yapılmalıdır. En az 101 bin kadrolu yardımcı hizmetli ataması yapılmalıdır. Okulların ihtiyaç duydukları temizlik malzemeleri eksiksiz karşılanmalıdır.
© Tüm hakları saklıdır.