"Vaktiyle bir şehzade varmış. Epeyce geri zekâlıymış şehzade... Ne zaman, nerede ne söyleyeceği belli olmazmış, onun için bu şehzade dolaşırken hep lalasını yanında tutarmış, buna özen gösterirmiş. Şehzadenin saçmalamalarını kılıflarmış lala... Bir gün yine mecliste sohbet edildiği sırada şehzade lafa atlamış, dinleyip dinlemediği zaten belli değil, birden 'Bir ok attım kebap oldu' demiş.
Herkes şaşırmış ne alakası var konu vesaire diye... Lala hemen atlamış, 'Ben anlatayım olayı' demiş. 'Geçen gün şehzademiz ava çıktı, bir geyik/karaca gördü, ona ok attı, ama ok hedef bulmadı, kayaya çarptı. Ee kayaya çarpınca kıvılcım çıktı, sonra kıvılcım çıkınca ateş çıktı, ateş çıkınca da geyik kebap oldu' demiş.
Sohbet devam etmiş, yine çeşitli konular tartışılıyor falan, şehzade yine havalara bakıyor, derken yine birden söze girmiş şehzade...
'Bir ok attım çorba oldu' demiş. Herkes yine şaşırmış, ya nerden çıktı bu şimdi diye, ne demek istiyor diye...
Lala’ya dönmüşler. Lala, 'valla' demiş, 'Bu saçmalığı ben bile izah edemem..."