Amerikalıların çok büyük çoğunluğu kendilerini önyargısız olarak nitelendirse de, çoğumuz istemsizce de olsa insanlar hakkında peşin hükümleri, gördüklerimiz üzerine verebiliyoruz. Bunlar, ırk, yaş, cinsiyet, din, cinsel yaşam ya da herhangi bir özür üzerine olabiliyor. Bu, Amerika’da birçok insanın belirttiğine göre ‘ayrımcılığa maruz kalıyor olmalarının’ kayda değer bir örneği olabilir. ‘Örtülü Önyargı’ olarak adlandırılan bilinçaltı önyargısı, nasıl gördüğümüz ve bizden farklı insanlarla nasıl etkileşime geçtiğimizi belirleyen içimize işlemiş bir etkidir. Bu ayrımcılık, bir insanın iş bulmasını, bir daire kiralamasını ya da adilce yargılanmasını toplum içinde engelleyebilir.
The Love Has No Labels ( Aşk Sınıflandırılamaz) kampanyası, önyargılarımız konusunda gözümüzü açmamızı ve bunu önce kendi içimizde sonra ise ailemiz, arkadaşlarımız ve iş hayatımızda engellememiz için bize meydan okuyor.