Muammer Brav'la 'Ekşın'

Altın Portakal Film Festivali | 'Anadolu Leoparı' film ekibi T24'te: Modernite her tarafıyla bizi çeviriyor ama içsel yolculuğumuz değişmiyor

Emre Kayış, Uğur Polat, Tansu Biçer ve İpek Türktan, Muammer Brav’ın konukları

08 Ekim 2021 14:53

58. Antalya Altın Portakal Film Festivali başladı. Ulusal Uzun Metraj bölümünde yer alan filmlerden 'Anadolu Leoparı' filminin yönetmeni Emre Kayış, oyuncular Uğur Polat, Tansu Biçer, İpek Türktan, Muammer Brav'ın konukları oldu. 

58. Antalya Altın Portakal Film Festivali Koronavirüs koşullarında salgın önlemleri ile başladı. Festivalin Ulusal Uzun Metraj bölümünde yarışan bir ilk film olan 'Anadolu Leoparı' filminin yönetmeni Emre Kayış filmi şöyle anlattı: 

"Anadolu Leoparı, 22 yıldır ülkenin en eski hayvanat bahçesinin müdür olan Fikret'in kurumun özelleştirilmesini kabul etmemesi ve durdurmaya çalışmasının hikayesini anlatıyor. Aynı zamanda aynı coğrafyada yaşayan insanların ruh dünyasını kendi otantik perspektifimden değerlendirmeye çalıştığım bir film."

Yönetmen Kayış, "Teknolojiden yararlanmak tabii, izleyiciye acaba leopar gerçek miydi düşüncesiyle bırakmak istiyorum. Modernitenin bizleri düşürdüğü ikilem, aslında böyle bir şey. Her tarafıyla bizi çeviriyor ama diğer tarafta da içsel yolculuğumuz değişmiyor. Bu ikilem bence trajik" diye konuştu. 

"Nesli tükenen bir kuşak"

Filmin oyuncularından Uğur Polat, film hakkında şunları söyledi: 

"Metafordan hareketle nesli tükenen bir kuşak aslında. Fikret de o kuşaktan biri. Artık Fikret gibi insanlar kalmadı. O idealizmi, bir şeyleri kurtarma çabası... Yine kurtaramıyor."

"Aşık olunan insanda gölgeni bulursun"

Oyuncu İpek Türkkan filmle ilgili şunları kaydetti: 

"İçine kapanık bir karakteri oynamak zor. Değişik bir tecrübe oldu benim için. O kuşağı izleyerek büyüyor kız da. Hem aşık olarak. Aşık olunan insanda gölgeni bulursun ya, öyle bir şey yaşıyor. Sürekli ben çok fazla duruyorum gibi oluyor filmde. Bir replik ihtiyacı duyuyor oyuncu."

Filmi anlatan Tansu Biçer, şunları ile getirdi:

"Savcı da aslında Fikret'in yaşadığı benzer bir şeyi yaşayan, kendine bir nefes alanı olarak botanik ve mitolojiyi bulmuş diye düşünebiliriz. Geçmişte yaşadığı bir olay nedeniyle Fikret'in ne yaşadığını, ne hissederek hikayede yol aldığını bilen biri."