02 Mart 2022 11:20
T24 Video Haber Merkezi
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Meclis kürsüsünden Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü'ye "ayyaş" denilmesini sert sözlerle eleştirdi. Akşener, "1’inci Dünya Savaşı’nın yangınının küllerinden, bir memleket kuranların, hakir görüldüğü, 2’inci Dünya Savaşı’nın yangınını bu memlekete sıçratmayanların basiretsiz bulunduğu bir acayip delilik hali. Hani iki ayyaş deniliyor ya ondan bahsediyorum. Utanmadan anasına genel evde çalışıyor dediniz. Ayıp ayıp ayıp! İkinci ayyaş dediğiniz II. Dünya Savaşı'na sokmadı bu ülkeyi, bir gencinin burnunun kanamasına izin vermedi!" dedi.
Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Ukrayna'yı işgal eden Rusya'ya uygulanacak yaptırımlara ilişkin konuşan Akşener, iktidara yönelik eleştirilerini de dile getirdi.
Akşener, dünyada yeni bir dönemin başladığına inandığını ifade ederek, Atatürk ve İnönü'ye "ayyaş" denilmesini sert sözlerle eleştirdi:
"Memleketimiz, badireler coğrafyasında, badireli zamanlara alışkın bir ülkedir. Ancak bizler, yaşanan bu badirelere sadece milletimizi, topraklarımızı ve egemenliğimizi korumak ve kollamak adına müdahil oluruz. Çünkü biliriz ki bu prensibe bağlı kalınmadığı zaman, 'galip kahraman olma hayalleri', süratle 'galiz kahramanlığa' dönüşür.
Tarihimiz, bunun nice örnekleriyle doludur. Ve şanlı tarihimiz, havanda su dövmenin yeri değil, ders alıp gelişmenin mutfağıdır. Nitekim; Lozan’ı ve Montrö’yü imzalayıp, Anadolu ve Trakya’nın tapusunu, milletin, evrak-ı metrukesine koyanlar; barışın bedelini unutmayalım diye, 'Yurtta barış, cihanda barış' demişlerdir.
Devlerin savaşında, bu toprakların genç fidanları başkalarının ütopyaları uğruna toprağa düşmesin diye, 'Ne başkasının bir karış toprağında gözümüz var ne de başkasına bir karış toprak veririz' demişlerdir. Ama maalesef Türkiye, böylesine hassas bir dönemde burnunun ucunu bile görmekten aciz olduğu halde görmediği ufkun ardındakilerin masalını, milletine anlatma cüretini kendine hak gören laf ebeleri tarafından, sevk ve idare ediliyor.
Öyle ki; 1’inci Dünya Savaşı’nın yangınının küllerinden, bir memleket kuranların, hakir görüldüğü, 2’inci Dünya Savaşı’nın yangınını bu memlekete sıçratmayanların basiretsiz bulunduğu bir acayip delilik hali. Hani iki ayyaş deniliyor ya ondan bahsediyorum. Kimse de sesini çıkarmıyor ya ondan bahsediyorum.
Birinci ayyaş dedikleri birinci dünya savaşının küllerinden bir devlet bir ülke kurdu. Anadolu’nun her evinde en az iki gencimizin şehit olduğu bir dönemden bahsediyorum. Havza’dan Amasya’ya giderken otomobilinin tekerliği patladığında onun tamiri için beklerken çit süren bir çiftçinin yanına giden Gazi Mustafa Kemal der ki ‘İzmir işgal edildi efendi sen çiftini sürüyorsun haberin mi yoktur yoksa nedir?’ Beyim haberim var ama oğlum Çanakkale’de Abim Yemen’de Sarıkamış’taki ailesinin fertlerini sayar. Bu kadar erkeğin evladı bana bakıyor.
Bu topal ayakla kırık kola bu gariban öküze bakıyor. Onun için bu tarlayı sürmez orundayım. Hele İzmir’deki işgalciler gelsin tarlamın sınırına o zaman bakarım. Bunu diyen o çiftçiden o köylüden yıllar sonra afet İnan gaziye sorar ne olmuştur? Der ki Sakarya’da şehit düştü. Tamam mı! İşte bu devlet bu akılla bu vicdanla bu yürekle kuruldu. Ayyaş dediğiniz buydu. Utanmadan anasına genel evde çalışıyor dediniz. Ayıp ayıp ayıp! İkinci ayyaş dediğiniz II. Dünya Savaşı'na sokmadı bu ülkeyi, bir gencinin burnunun kanamasına izin vermedi!"
© Tüm hakları saklıdır.