GAETANO MOSCA
19. yüzyıl sonu İtalya'sından sosyolojik bir analiz çev. Onur Öztürk Metropolis Kitap Ağustos 2021 80 s.
Gaetano Mosca’nın yüz yıl önce bir konferansta anlattıklarından oluşan Mafya Nedir? zayıflayan devlet ve kurumlarının doğurduğu boşluk sonucunda İtalya’da ortaya çıkan ‘mafya’ olgusunu en ince ayrıntısına kadar anlatan bir referans kitabı.
İnternette Oxford Languages and Google’da mafyanın kelime anlamı şöyle tanımlanıyor:
“Yasadışı işler çeviren, bu işleri yaparken cinayet bile işlemekten çekinmeyen bir tür gizli örgüt.”
Ancak mafyanın kelime anlamıyla yukarıdaki tanıma en uygun şekilde kullanılmaya başlanması 1863 yılında Sicilya’da sahnelenen Li mafiusi di la Vicaria adlı tiyatro oyununa rastlıyor. Türkçesi, Vicaria’nın Mafyaları. İki Sicilya Kraliyeti’nde dönemin bürokratik işleyişini bir cezaevinde mahkûmlar ve gardiyanlar arasındaki çıkar ilişkisine dayandıran, köy, kent veya kasabadaki mülk sahipleri, siyasiler, seçkin ‘kodaman’ların alt sınıfta yer alanlar insanlarla ilişkisini açık seçik anlatan bu oyun sayesinde ‘mafya’ kelimesi de tüm adada kullanıma sokulmuş. Bunları nereden öğreniyoruz? Gaetano Mosca’nın yazdığı, Metropolis Kitap tarafından yayınlanan Mafya Nedir? adlı kitabından. Yazar Gaetano Mosca’nın, mafyayı bitirmek için giriştiği çetin mücadele sonunda Sicilya mafyası tarafından öldürülen zamanının Palermo Belediye Başkanı ve Banko di Sicilia’nın genel müdürü Emanuel Notarbartolo’nun anısına verdiği konferans metninden oluşan kitap, 19. yüzyılın sonlarında devletin yok olmaya yüz tutmasıyla beraber ortaya çıkan boşlukta palazlanmaya başlanan ‘mafya’nın kökenini, sosyolojik yapısını, işleyişini, siyaset ayağını kısa ama öz bir biçimde anlatıyor.
Mafya Nedir?’de mafyanın en kritik noktasını yazarın ‘mafya ruhu’ olarak adlandırdığı ‘kimliğin’ oluşturduğunu okuyoruz. Buna göre hırsızlık, sömürme ve dolandırıcılık dışında kalan suçlar kesinlikle devletin yetkili mercilerine intikal etmemeli, sorun fail ile mağdur arasında çözülmeli. İşte burada ‘onur’ meselesi devreye giriyor ki, mafyanın –ruhunun– değer verdiği belki de en önemli şeyin onur, şeref, haysiyet gibi kavramlar olduğunu anlıyoruz. Kitaptan: “Bir ailenin şerefine leke sürülmesi, fiziksel şiddet, kişisel saldırılar, kavga veya pusu esnasında işlenen cinayetler… Mafya bu gibi suçların adli makamlara ve kolluk güçlerine şikâyet edilmesini korkakça, namertçe bir davranış olarak değerlendirir. Böylesi vukuatları polise ve mahkemeye götürenler, bir nevi yiğitliğe leke sürmekle itham edilirler.” Türkçede ‘delikanlılığa bok sürdürmemek’ olarak adlandırdığımız şey tam da bu olsa gerek. Arasına aldığı kişilerde aradığı gözü peklik, zekâ, mertlik, suça bulaşmaktan çekinmemek ve en önemlisi ‘omerta’ya, yani ‘sessizlik kuralı’na ölümüne bağlı olması da mafyanın kendi içindeki gelişimini sağlaması için aradığı özellikler olarak göze çarpıyor.
Franco Citti ve Al Pacino, 1972 tarihli The Godfather (Baba) filminde.
Kitapta en dikkat çeken yerlerden biri de mafyanın gözüne kestirdiği kişileri kolayca zapturapt altına alma yöntemi. Mosca’nın verdiği örneğe göre bir kişi bir arazi satın alır. Bir gün arazisini ziyarete geldiğinde etrafta birkaç kişinin olduğunu fark eder. Bu adamlar mal sahibine yaklaşıp hal hatır sorar. Ayaküstü sohbet biter. Mal sahibi bir sonraki gelişlerinde –bu defa başlarında hayli babacan bir adamla– aynı kişileri yine görür ve bu kişiler kendisine hoş geldin ziyaretine geldiklerini, bir ihtiyacı olup olmadığını sormak istediklerini söyleyip araziyi övmeye başlarlar. Arada üç beş kendini bilmez vardır, ancak onlar da bu adamlar gibi ‘ağır abilerin’ sözünden çıkmazlar. Arazi sahibi gibi saygıdeğer, gün görmüş bir kişinin malına, mülküne zarar gelmemesi için bu ‘ağır abiler’ devreye girip kendisini rahat ettirebilirler. Arazi sahibi de bu adamlara candan yaklaşınca kendisine gösterilen saygıdan, malının koruma altında olduğundan memnun kalır. Arazisini kiralamaya, malını satmaya niyetlendiğinde bu ‘ağır abiler’ ona cazip tekliflerle gelirler ve arazi sahibinin alacağından yüzde 4-5 civarında pay isterler. Cevap olumlu olursa ne âlâ. Tersi olursa arazi sahibi bir gün yine arazisine geldiğinde beklenmedik bir manzarayla karşılaşır. Onlarca ağacı kesilmiştir. Arazi talan edilmiştir. Mal sahibine isimsiz tehdit mektupları yollanır. Sonuç: Saygıdeğer arazi sahibimiz bu adamlara yine muhtaç olur. Ve mafyanın çarkı işlemeye başlar.
Gaetano Mosca
Kitapta mafyanın hiyerarşik düzeninin işleyişiyle ilgili detaylarda ‘piyonların’ nasıl harcandığına da şahit oluyoruz. Suçun azmettiricisinin kim olduğu başta kurban ve ailesi olmak üzere herkesçe biliniyor ama tetikçinin ‘mafya tedrisatından’ öğrendiği şekilde üç maymunu oynaması en tepedekiler için bir sorun olmuyor.Mosca durumu şöyle anlatıyor:
“Esasında bakılırsa başkasının yönlendirmesiyle işlenen tüm suçlarda azmettirici aleyhindeki yasal delillere temel teşkil eden, tetikçinin itirafnamesinden başka bir şey değildir. Ne var ki klanlarda kıdemli ağabeylerinin azmettirmesiyle suç işleyen gençler bu türden itiraflarda bulunmaya asla yeltenmeyecektir. Peki neden? Çünkü bir yandan aldıkları mafya terbiyesi ve intikam korkusu buna engel olur, diğer yandan itirafçılara tanınan yasal dokunulmazlıktan veya en ufak bir ceza indiriminden yararlanma imkânı olmaksızın yeraltı dünyasındaki kariyerlerini boş yere çöpe atmaktan çekinirler.”
Kısaca, “Paşalar gibi yatar, çıkarsın. İçeride biz sana bakarız”ın yüz yıl önceki hali…
Gaetano Mosca’nın başta belirtildiği gibi en yalın haliyle otorite boşluğundan doğan adalet sağlama işine dört elle sarılarak çıkar sağlanması, nüfuz edinilmesi amacıyla kurulan ‘mafya organizasyonu’yla ilgili yüz yıl önce yazdıklarının toplandığı Mafya Nedir? kitabında anlatılanların pek bir değişikliğe uğramadan günümüzde nasıl hâlâ çözülmeden devam ettiği, kitabın omurgasını oluşturan bir soru işareti olarak ortada duruyor.
•