Ressam İvi Stangali’yi hatırlamak

ivi stangali

İvi Stangali, Ressamı Hatırlamak

SULA BOZİS - SEZA SİNANLAR USLU

Yapı Kredi Yayınları

Kaybolan bir sanatçıyı bulup onu yeniden ait olduğu yere konumlamak. İvi Stangali, Ressamı Hatırlamak kitabı tam olarak bunu yapıyor. Sula Bozis ve Seza Sinanlar Uslu tarafından kaleme alınan kitap, Türkiye’deki sanat tarihi yazımında şimdiye kadar pek de yer almayan, unutulan bir ismi, 10’lar Grubu’nun kurucu üyelerinden İvi Stangali’yi yeniden keşfetmemize olanak sağlıyor.

AYNUR GÜRLEMEZ ARI

Tarih 13 Mayıs 1946’yı gösterdiğinde, Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesinde yetişen bir grup genç sanatçı 10’lar Grubu adıyla Güzel Sanatlar Akademisi yemekhanesinde ilk sergilerini açar. Zamanla grup üyeleri kendi yollarını çizerek Türkiye’deki resim sanatında tanınan isimler olurlar. Fakat aralarından sadece birinin ismi, yıllar geçtikçe Türkiye’nin hafızasında silikleşir. Bu isim 10’lar Grubu içinde bir zamanlar etkili bir rol üstlenen İvi Stangali’dir.

İvi Stangali, grubun ilk sergisine katıldığında, henüz 24 yaşında genç bir kadın ressamdır. Uzun yıllar hocası Bedri Rahmi Eyüboğlu ile çalışır, hocasının sanatsal tavrı ve çalışmalarıyla özdeşleşir. Bedri Rahmi ve Eyüboğlu ailesiyle yakın dostluk ilişkisi içinde sanatsal yaşamını sürdürür, birçok ulusal sergide eserleriyle yer alır. Azra Erhat’ın A. Kadir ile birlikte dilimize kazandırdığı Homeros’un İlyada’sının, Jack London, Jacques Prévert ve Thomas More gibi yazarların Türkçeye çevrilen kitaplarının illüstrasyonlarını üstlenir.

İvi Stangali’yi Türkiye’nin hafızasından ve sanat tarihi yazımından silen olay, 1964 yılında yaşanır. Türkiye ve Yunanistan’ın Kıbrıs meselesi konusunda restleşen tavrı sonucu Türkiye misilleme olarak İstanbul’da yaşayan, Türk vatandaşı olmayan Rumların oturma izinlerini yenilemez ve İvi Stangali Ekim 1964 tarihinde üçüncü nesil bir İstanbullu olarak Türkiye’yi terk etmek zorunda kalır. Arkasında bütün arkadaşlarını ve hayatını bırakarak gittiği Atina’da yeniden hayata tutunmaya çalışsa da hiç bilmediği yeni çevresi içinde İvi’nin sanatsal üretimi 42 yaşında son bulur.

Kitabın hayat bulmasını sağlayan yazarlardan Sula Bozis, Rum kültürü üzerine dökümanter film ve kitap çalışmalarıyla tanınan bir isim. Bu kez İvi Stangali’ye odaklandığı çalışmasında, ressamın 1942’den 1954’e kadar Akademi’deki çalışmalarını not ettiği defteri, eskiz ve düşüncelerini, aynı zamanda sanatçının etrafındaki arkadaş grubunun hatıralarını mektuplarla okuyucuya aktarıyor. Böylece ressamın arşivinden çıkan belgeler kimi zaman fotoğraflarla ilk kez toplu bir şekilde kitap içinde okura ulaşmış oluyor.  

Kitabın yazarlarından Seza Sinanlar Uslu’nun ise bir akademisyen ve sanat tarihçisi gözüyle İvi Stangali’nin resim ve eskizleri hakkında bilimsel bir değerlendirme sunduğunu görüyoruz. Bu kitap, 2016 yılında Seza Sinanlar Uslu’nun gerçekleştirdiği, yine adı unutulan İstanbul doğumlu bir başka ressam Mario Prassinos’un Pera Müzesi’ndeki sergisini akla getiriyor.[1] Prassinos gibi İvi Stangali de Seza Sinanlar Uslu’nun kalemiyle Türkiye’nin sanat tarihi içinde değerlendiriliyor ve ressam yeniden Türkiye’nin sanat tarihi içinde yerini buluyor.

Ressamın arşivini paylaşarak kitaba katkı sağlayan üçüncü isim ise ressamın kızı Maya Stangali. Henüz 11 aylıkken annesinin kucağında Atina’ya giden Maya Stangali, 1964’te Atina’ya gelmelerinden başlayarak İvi’nin hayata gözlerini kapadığı 1999 yılı arası dönemi kaleme almış. Kitabın bilimsel olarak ele alınan önceki bölümleriyle kıyasladığımızda, kızı Maya’nın yazdıkları iç burkan cümlelerle dolu. “Bizi kovmadan önce...” cümlesiyle başlayan yazısında Maya Stangali, ikiye bölünmüş hayatını anlatırken annesinin söze her zaman bu cümle ile başladığını aktarıyor ve İvi’nin Atina’da derin bir umutsuzluk içinde sürdürdüğü 35 yılı anlatıyor. Bu noktada önceki bölümlerde çalışmaları ve hayatı hakkında bilgi sahibi olduğumuz İvi’yi bir kadın ve bir anne olarak da tanıma fırsatı buluyoruz.

Bugün kendisini tanımama sebebimiz İvi’nin kariyerinin yaşanan zorunlu göç sebebiyle sonlanışı kadar biz sanat tarihçilerin sadece görünene odaklanması olarak da özetlenebilir. Çünkü hâlihazırda bu kitap İvi Stangali’nin sanatsal üretiminden asla ödün vermediğini, birçok sergiye katılarak onlarca çalışma ürettiğini, aktif bir sanat yaşamı sürdürdüğünü göstermekte. Bu durumda kitabın alt başlığının tam olarak yerini bulduğunu söylemek mümkün. Ressamı Hatırlamak gerçekten de İvi Stangali’yi Türkiye’ye hatırlatan bir yayın olarak değer kazanıyor.

Kitap, bugün için konuyla ilgilenen okurların İvi Stangali hakkında tüm detaylara ulaşabilecekleri tek kaynak. Aynı zamanda sanatçının Güzel Sanatlar Akademisi’nde geçirdiği döneme ve modern Türk resim sanatının tarihine ilişkin detaylara da sahip. Dolayısıyla kitabın amacına ulaştığını ve sanat tarihinde önemli bir eksikliği tamamladığını tereddüt etmeden söyleyebiliriz. Umut edilen, kapalı kutular içinde bekleyen bu gibi onlarca arşivin ortaya çıkarılması ve benzer araştırmaların sayısının artması.

 

 


[1] https://www.peramuzesi.org.tr/Sergi/Mario-Prassinos/192