BÜLENT VARLIK
Sosyal Tarih Yayınları 2021
Yazar Bülent Varlık’ın 1940’lı yılların dergileri üzerine yazdığı kitapların üçüncüsü 1940’ların Dergileri III; Yeni Ses, Yeni Ses II, Yeni Ses III, Sokak, Yeni Yol, Dost, Yenilikler ve Yağmur ve Toprak dergilerini inceliyor. Dergilerin ortak özelliği siyasi bir partinin yayın organı olmayıp, sayfalarında edebiyat ve sanat konularına yer vermeleridir.
Özellikle 1936 ile 1950 yılları arasında sol hareket hakkında bilgilerimizin kısıtlı olduğu düşünülürse, kitap bu döneme ışık tutması bakımından önem taşımakta. Ayrıca sadece İstanbul’da değil, Anadolu’da da çıkan dergileri inceleyen Bülent Varlık, bu dergilerin yazar ve çizerlerini, yayın politikalarını, dergilerden örnek yazıları ve dergilerin bibliyografyaları ile hakkında çok bilgimiz olmayan yazarların biyografilerini üç cilt boyunca aynı yöntemle okurla paylaşmış.
Amacı 1940’lı yıllarda insan haklarına, demokrasiye inanan bir avuç genç tarafından yayınlanan, çoğu “edebi” nitelikli dergiyi tanıtıp, kimlerin neler yazdığını ortaya koymak olan çalışmanın üçüncü cildinde öncekilerde olduğu gibi yine sekiz dergi hakkında bilgiler yer alıyor. Unutulmuş, pek çoğunun nüshaları artık dağınık olarak arşivlerde yaşayan, yazarları aramızda olmayan bu yayınlardan kitapta tanıtılan ilk dergi Yeni Ses (Kasım 1939-Kasım 1941).
Ses dergisinin kapanmasının ardından, dergiyi yaşatmakta kararlı olan Yusuf Ahıskalı bir kez daha kolları sıvar ve Dahiliye Bakanlığı’nın da tavsiye ettiği gibi adının başına bir yeni sözcüğü ekleyerek dergisini yeniden çıkartır ve “böylece Ses’in Yeni Ses olarak farklı bir dönemi başlar (…) Son numara 16 olmakla birlikte, Yeni Ses 12 sayı yayınlanmıştır”.
Kitaptan, çıkarken yayın politikası hakkında herhangi bir açıklamanın yapılmadığını, ancak bu dönemde derginin biraz daha ılımlı bir çizgi izlediğini öğreniyoruz. İlk sayılarda sanat işlerini yürüten Abidin Dino ayrıldıktan sonra bu görevi üstlenen Salah Birsel, dergide sanat yazılarının daha ağır basmasını hedefler. A. Kadir, Yusuf Ahıskalı, M. Cevdet Anday, Sefer Aytekin, İlhan Berk, Hüsamettin Bozok, Faik Berçmen, H. İzzettin Dinamo, Kemal Tahir gibi isimler yazılarıyla, Abidin Dino, B. Rahmi Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu, Avni Arbaş ve Nuri İyem gibi sanatçılar da desenleriyle dergiye katılırlar. Derginin kapanışı hakkında belgelere dayanan bir bilgi bulunmamakla birlikte, hatıratlardan anlaşıldığı kadarıyla bazı yazılar nedeniyle “etkili çevreler” tepki gösterince Ahıskalı da çekinip Yeni Ses’i kapatır.
Sokak (Mart-Nisan 1940) toplumcu gerçeklik akımını benimsemiş gençlerin çıkardığı, sadece iki sayı yayınlanabilmiş bir dergi. Künyesinde yer alan bilgilere göre sahibi geleceğin sinemacısı Aydın Arakon, ancak Hasan İzzettin Dinamo dergiyi Fahir Önger’in finanse ettiğini ve zararla kapattığını söylemekte. İlk sayıda yer alan “Çıkarken” başlıklı yazıda, derginin adının neden Sokak olduğu şu şekilde anlatılıyor: “Mecmuanın adı sanata, sanata rağbetsizliği ve karisiz [okursuz] kalan bu tek taraflı sanatın üzerinde durulması icab ettiğini, sanata tekrardan hayat kazandırmak arzusunu anlatmak istiyor.” Kısa ömürlü bu derginin sayfalarında Sabahattin Kudret Aksal, Asaf Halet Çelebi, Cahit Külebi, Oktay Rıfat ve Fahir Önger’in yazı ve şiirlerini görüyoruz. Desenler ise Eren Eyüboğlu ve Zahir Güvemli’ye ait.
Yeni Yol (Ağustos 1940-Mart 1942) “1940’lı yıllarda Türkiye sol hareketine yakın tavır takınan, ‘nevi şahsına münhasır’ siyasi görüşlere sahip” Abidin Nesimi’nin çıkarttığı bir dergi. İkinci sayılarında yayınlanan yayın politikaları hakkındaki yazılarda sert sözlerle Cumhuriyet sonrası devrimler övülürken sorumsuz, görev kaçkını aydınlar ağır şekilde eleştiriliyor. Yeni Yol’un “halk için sanat ve fikir için sanata dayanan” imza inhisarına değil, esere kıymet veren bir kültür dergisi olduklarını ifade ediyor.
Derginin ilk sayısında çok sayıda yazar ve sanatçının dergiye katkı yapacağı belirtiliyorsa da, Yeni Yol’a yazı verenlerin sayısı hayli sınırlı kalıyor.
Abidin Nesimi, Talha Balkı, Abidin Dino, İhsan Altay, Hüsamettin Bozok, Hasan İzzettin Dinamo, Arif Dinç ve Suphi Taşhan gibi isimlerle yayın hayatını başlatan dergi, ikinci sayısından sonra uzun süre çıkmaz. Mart 1942’de üçüncü sayısı yayınlanır, bu onun son sayısı olacaktır. Bir iddiaya göre dergi gerekli ilgiyi toplayamadığı ve dergiyi satan bayiiler de paraları ödemediği için ikinci sayısında kapanmıştır. Uzunca bir aradan sonra yeniden çıkmışsa da bu sefer sıkıyönetim tarafından kapatılıyor. Ancak araştırmacılar derginin kapatıldığına dair herhangi bir belgenin bulunamadığını belirtiyorlar!
Yeni Ses’in kapanmasından iki yıl sonra Yusuf Ahıskalı dergisini bir kez daha çıkartır. 12 Temmuz 1943’te ilk sayısı yayınlanan Yeni Ses II’nin sahibi ve umumi neşriyat müdürü yine Ahıskalı’dır. “Dergi geçmiş sayılardan farklı olarak siyasetle daha fazla ilgilenir. Özellikle ırkçılığa ve Türkçülüğe karşı ciddi mücadele verilir.” Derginin önde gelen yazarları daha önceki Ses’lerden tanıdığımız yazarlardır ve yalnızca dört sayı çıkabilen Yeni Ses II, dört sayı sonra muhtemelen ırkçılığa/Türkçülüğe karşı yazıları nedeniyle, dönemin siyasal ikliminin de etkisiyle, 8 Eylül 1943’te Bakanlar Kurulu kararıyla kapatılır.
O dönemde toplumcu gerçekçilik anlayışına sahip gençlerin çıkarttığı dergilerden biri de Yenilikler dergisidir (Şubat-Ağustos 1946). Dergi, Salah Birsel, Behçet Necatigil, Naim Tirali, Oktay Akbal, Fahir Önger, Arif Erim, Edip Köknal ve İzmirli İlhan İleri’nin verdikleri onar lira ile kurulur. Bu haliyle gençlerin kendi eserlerini yayınlamak için çıkarttıkları bir yayın görünümünde beş sayı çıkabilen Yenilikler’de kurucuları dışında Orhon Murat Arıburnu, Necati Cumalı, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cahit Külebi ve Lütfü Özkök gibi yazarların da isimleri yer alır. Derginin bir başka özelliği çok sayıda desen yayınlaması. Sayfalarında Turgut Atalay, Ercüment Baktır, Ferruh Başağa, Eren Eyüboğlu ve Fethi Karakaş gibi genç sanatçıların desenlerini görüyoruz.
Beş sayı çıkabilen derginin son sayısında yer alan bir ilan kapanma nedenini açıklıyor gibi. İlanda bir yıllık abone olacaklara dergi yazarlarından birinin kitabının hediye edileceği duyuruluyor, ama anlaşılan bu duyuru da yeterli olmuyor ve dergi kapanıyor.
Çok partili hayata geçişle birlikte Esat Adil Müstecaplıoğlu’nun liderliğinde Türkiye Sosyalist Partisi’nin kurulması, bu partiye üye olan Yusuf Ahıskalı’nın dergi tutkusunu bir kez daha depreştirir ve Ekim 1946’da Yeni Ses III tabloid boyda, dört sayfa olarak yayınlanır. Yazar Bülent Varlık, ilk sayıda başlığın iki yanında reklamın yer aldığını, bazı sayılarda Ahıskalı’nın eserlerinin listelendiğini, yeni yayınlanan kitaplarının duyurulduğunu, bu arada Türkiye Sosyalist Partisi’nin yayınlarının sıralandığını, bazı sayılarda da Sendika gazetesi, Markopaşa ve Gün gazetesinin duyurularının yapıldığını belirtiyor.
Yazıların önemli bir bölümü Ahıskalı tarafından kaleme alınır. Onun dışında Necdet Altınay, Orhon Murat Arıburnu, Necmi Bingöl, Suavi Koçer, bir ara parti üyesi olan Aziz Nesin, Sabri Soran, Fehmi Yazıcı ve Afif Yesari yazarlar arasındandır. Yeni Ses I’in üçüncü sayısının kapağına Nâzım Hikmet’in Erzincan depremi üzerine yazdığı “Kara Haber” başlıklı şiirini koyan Ahıskalı, Yeni Ses III’te de Nâzım’dan şiirler yayınlamaya devam eder. Dergi ilk önce sıkıyönetim komutanlığı tarafından kapatılır ve Ahıskalı parti üyesi olduğu için tutuklanıp 4,5 ay cezaevinde kalır. Bir yıl sonra derginin yayınına izin verilir ve Ses yeniden çıkar, ancak sadece iki sayı daha çıkabilir ve 12. sayısında kapanır.
Tüm bu dergiler içerisinde Dost (Aralık 1946) ömrü en kısa olan dergidir. “Her ne kadar derginin sayfalarında doğrudan atıfta bulunulmasa da, bazı yazarların daha önce Türkiye Sosyalist Partisi’nin yayın organı olan Gün gazetesinde yazdıkları dikkate alınırsa, bu yayının da adı geçen partinin etkisi altında olduğu kabul edilebilir” diyen yazar, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı’nın 16 Aralık 1946 tarihli kararı ile Dost’un kapandığını yazıyor.
1940’ların Dergileri III’te tanıtılan son dergi, Temmuz 1948-Ocak 1951 tarihleri arasında yayınlanan Yağmur ve Toprak. Bülent Varlık, derginin yayın hayatı boyunca köyü ve köylüyü savunduğunu, köylülüğe özel bir önem verilmesini vurguladığını, bu nedenle konuma sahip olduğunu belirtiyor. Yine kitaptan öğreniyoruz ki, dergide yayınlanan çalışmalar, Behice Boran’ın Yurt ve Dünya ile Adımlar dergilerinde teorik çerçevesini çizdiği köy sosyolojisi araştırmalarını, çok sınırlı ölçülerde ve belirli coğrafi alanları kapsayacak biçimde de olsa, somut verilerle desteklemeye yönelik yazılar.
Toplam 26 sayı çıkan derginin resmî olarak bir idare merkezi bulunmuyor. İlk 24 sayısının sahibi ve yazı işlerini idare eden kişi ise Halil Aytekin. Ancak 24. sayıda yayınına altı ay ara verildikten sonra başlayan yeni dönemdeki son iki sayıda ise derginin sahibi ve yazı işleri müdürü Hilmi Artan oluyor. Yağmur ve Toprak da başka sol dergiler gibi düzenli bir matbaa bulmakta güçlük çekmiş bir yayın. Dergiler farklı matbaalarda dizilip basılıyor.
İlk sayıda yer alan “Başlarken” yazısında derginin amacı ve izleyeceği yayın politikası şu şekilde anlatılıyor:
“Her devlet adamının, hemen her aydının köy ve toprak meselesi ile ilgilendiği bir gerçektir. Bu ilgiye rağmen, Türk köylüsünün, ilkel bir yaşayış içinde emekleyip süründüğü başka bir gerçektir, (ancak bugüne kadarki tüm çabalar) köylümüzün ve toprağımızın en ufak bir derdine bile çare bulamamıştır (…) Son zamanlarda ise, olayların bulanık havası içinde, dava ya yüzüstü bırakılmış yahut da onunla hiçbir ilgisi olmayanların eline terk edilmiştir, işte biz bu tavsayışı, bu kararsızlığı yenmek için yayın yapmanın lüzumuna inanıyor ve bu dergiyi çıkarıyoruz (…) Biz çilekeş köylünün kendisiyiz.”
Geçerken belirtelim, künyeye göre dergi önce Ankara Elvan köyünde, sonra da Zir bucağında yayına hazırlanmıştır.
Dergide yayınlanan yazılara baktığımız zaman, bütün yayın hayatı boyunca irticaya şiddetle karşı çıkıyor ve geri kalmışlığın nedenini irtica olarak gösteriyor. Cumhuriyet döneminde yapılan devrimleri ve Köy Enstitülerini tavizsiz savunan Yağmur ve Toprak’ın bir başka özelliği de sanayi işçileri hakkında hiçbir yazının bulunmaması. Ancak “köylü sosyalizmi” gibi bir meselesi de yok. Bir vesileyle yayınladığı açıklamada “tek taraflı olarak köyün ve köylünün kalkınması ne mümkündür, ne de biz böyle bir hayal peşindeyiz” deniyor.
Kalabalık bir yazar kadrosu olan dergi aydın çevrelerde beğeniyle karşılanır. Yazılarıyla desteklerini ifade ederler. Derginin sayfalarında A. Kadir, M. Sabri Altınel, Emin Türk Eliçin, Melih Cevdet Anday, Fakir Baykurt, Necati Cumalı, Süleyman Ege, Ruhi Su, Orhan Kemal, Fikret Otyam, Suat Taşer gibi dönemin önde gelen şair ve yazarlarının imzalarına rastlıyoruz.
Ancak Yağmur ve Toprak da dönemin diğer dergilerinin makus derdiyle, maddi imkânsızlıklarla uğraşmak zorundadır ve bunları halledemeyip 26 sayı çıktıktan sonra yayınına son verir.
•