Magazin

'Zor zamanlar geçirmiş kadınlara en iyi örnek benim'

Seren Serengil yaşadığı kötü günlerden sonra yeni albümü ve imajıyla sevenlerinin arasına geri dönüyor.

27 Ağustos 2010 03:00

T24- Seren Serengil yaşadığı kötü günlerden sonra yeni albümü ve imajıyla sevenlerinin arasına geri dönüyor.


Yaşadığı zor günleri atlatmakta zorluk çeken ünlü sanatçı o günlerden bu güne nasıl geldiğini Hürriyet gazetesinden Pınar Yılmazerler'le yaptığı söyleşide anlattı.



O sıkıntılı dönemden sonra karşımda bambaşka bir Seren Serengil oturuyor. “Zor zamanlar geçirmiş kadınlara en iyi örnek benim” diyor musunuz?    


- Evet. Ben sadece boşanan bir kadın değilim. Daha fazla detaya girmek istemiyorum ama kızımı kaybedişim, arkasından bana mezarını göstermeyişleri ve sonraki olaylar korkunçtu. O olayları yaşayan bir insan, bırakın ayağa kalkıp bugünlere gelmeyi, yaşama karşı bütün direncini kaybederdi. Benim de direncim kaybolmuştu. “Super girl’üm, en kuvvetli benim” gibi bir iddiam yoktu ama ben bu acılardan, bana yapılan bütün haksızlıklardan bir tek şekilde kurtulabilirdim: Başarımla. Çünkü kötü bir insan olmadığım için karşımdaki insanlardan intikam almayı düşünmem. Başarılı olabilmem için de fiziğimle, ruhumla alakalı bir şeyler yapmam gerekiyordu. Ben de öyle yaptım.


Sizi harekete geçiren, tetikleyen herhangi bir şey yaşadınız mı?  


- Ben yaklaşık altı ay bir koltukta yattım, o koltukta uyuyup uyandım. Belki dört günde bir üzerimi değiştiriyordum. Uyandığım zaman elimde erimiş çikolatalar buluyordum. Depresyondan dolayı bu haldeydim. Evin bütün perdelerini kapatıyordum. Gün ışığı görmek istemiyordum ve 80 kiloydum. Aynaya çıplakken baktığımda o kadar nefret ediyordum ki kendimden. Tekrar eski halime gelebileceğimi hayal bile edemiyordum. ıyice dibe vurduğumda bir baktım, kimse benim kadar üzülmemiş. Bu işte tek benim canım yanmış. “Niye kendimi cezalandırıyorum? Niye altı aydır bu koltuktayım? Niye evime kimseyi sokmuyorum, fotoğrafları kaldırmıyor, bütün anıları evin içinde barındırıyorum? Ben ne yapıyorum?” dedim. Bu arada annem gizli gizli ağlıyormuş. Bana “Bak kaç yaşıma geldim. Ölmeden seni iyi görmek istiyorum. Eski haline döneceksin ve ben senin yanındayım” dedi. Kabul etmedim tabii, çünkü o kiloları verebileceğimi düşünmüyordum. Beni zoraki spora başlattı. Fakat spor yaparken tansiyon problemi çıktı. Dil altı verdiler, ölüyordum. Osman Müftüoğlu’na gittim. Bana “Kilo vermen, yediklerine dikkat etmen lazım. Gidersin yoksa” dedi. O korkuyla hemen zayıflama kampına katılmayı kabul ettim, Bodrum’a gittim. Yine depresyona girdim.


Neden?

- Yalnız kaldım Bodrum gibi yerde. Akşam saat 19.00’da odama çekiliyordum. Ama kısa sürede 4 kilo verdim, bu bana çok moral oldu. “Hiç melankolik olma. ıki haftada 7 kilo verdin. Sen bu işi başaracaksın” demeye başladım kendime. Sonuçta o ölümcül 17 kilonun tamamını verdim. Annem geldiğinde beni tanıyamadı! şoke oldu ağlamaya başladı hatta.


AĞLAMAKTAN ŞARKIYI 15 GÜN OKUYAMADIM


Saçlar çok değişik olmuş bu arada...

- Ben eski fotoğraflardaki Seren’i görmek istemiyordum. Çünkü bu bana hep o günleri hatırlatacaktı. Bu saç modeli tamamen benim keşfim. Dünyada kimsede yok. Sero modeli artık bunun adı. Yüzüme yakışan şekle ve renge karar verip kuaförü ben yönlendiriyorum. Aslında önce platin sarısı yaptırmıştım. Fakat kaşlarım kalın ve koyu renk olduğundan, sarıya boyattığım saçlarımın arasına tek tek kahverengi yaptırdım. Benden sonra Ece Erken de yaptırmış. Sanırım bu modeli bu yıl pek çok kadında göreceğiz.


Albüm bu imaj değişikliğinden önce tamamlanmıştı zaten. Yani artık her şey hazır...

- Evet ama stüdyoya giderken ruhum hastaydı hâlâ... Bir şarkıyı 15 gün okuyamadım ağlamaktan. Son derece normal hayatı olan, evinde eşine yemek yapan bir kadınken birden kendimi bu yeni hayatın içinde buldum. Eskiden bu işi yapıyor olsam da, yabancılaşmıştım. Yok albüm yap, yok zayıfla, yok yeni bir hayata başla, yok anıları bir kutuya at... Bunların hepsini aynı anda yapabilmek için gerçekten Allah güç verdi bana.


En büyük desteğiniz de anneniz anladığım kadarıyla...

- Evet Allah ayırmasın. Herkesin annesi çok kıymetlidir muhakkak ama benim annem bana hem koca, hem anne-baba, hem finansör... Hiçbir zaman onun hakkını ödeyemem.


BİR DAHA EVLENMEK İSTEMİYORUM


Uzun zaman ara verdiniz, bunun verdiği bir çekimserlik ya da endişe var mı?

- Ben işime ihanet ettim, çünkü her zaman önceliğim aile kurmaktı. Olsa da olur, olmasa da olur durumu yaşadım işim konusunda. Aptallıklarım vardır benim. Hata yapmışımdır, ama bedelini de ödedim. Zararım kendime dokundu, başkasına değil. O yüzden de benim geri dönmem sevdiklerimi mutlu eder.


Ya rakipler ne düşünür bu konuda?

- Bu iş dönme dolap gibi ve ben yedi-sekiz yıldır yoktum. Yani şimdi benim zamanım başlıyor. Herkes evlendi, çocuk çocuğa karıştı. Allah çocuklarını onlara bağışlasın, ömür boyu evlilikleri bozulmasın. Allah bana aile vermedi, mesleğinde yürü dedi. Bunda kızacak, üzülecek bir şey yok.


Albüm, fiziken ve ruhen yenilendikten sonra hazırlansaydı daha iyi olmaz mıydı?

-Ama önce şarkıları yapınca kilo vermek zorunda kaldım. “Seren bu kiloyla dans edemezsin” dedim kendime. Gittim alışveriş yaptım, 36 beden bikiniler aldım, üstelik o sırada 42 bedendim.


Yine aşık olup, verdiğiniz kiloları geri alarak evinizin kadını olur musunuz?

- Tekrar aşık olabilirim. Fakat yeniden birini seversem, bu kez “Ne olursun aynı evde oturmayalım, evlenmeyelim” diyeceğim. Ev kadını haline büründüğüm anda dünyayla irtibatım kesiliyor. Evden çıkmadan 20 yıl yaşarım. Ama şu an inanılmaz kırgınım. Çok iyi biliyorum ki bir gün yine biri için fedakarlık yapacağım, ama bu sefer değerini bulacak. O değeri bulduğum zaman da ne bunalımdan kilo alacağım, ne hayattan kopup eve kapanacağım. Bir yerlerde bir Süpermen var ve beni bekliyor!


MUSA DEFTERİ BENİM İÇİN KAPANMIŞTIR  

Musa Bey boşanma davası açtığı halde ne kendisi, ne de avukatı davaya katılıyor. Dava düşerse boşanamayacaksınız. Yoksa boşanmaktan vaz mı geçti Musa Bey?

- Benim için artık o defter kapanmıştır. Bu konuların hepsiyle avukatım ilgileniyor. Ben artık geçmişe değil, önüme bakıyorum. O yüzden isterlerse girerler, istemezlerse girmezler. Beni bu saatten sonra bağlayan bir şey yok.


SERDAR’IN YAPTIĞI JESTİ EŞLERİMDEN GÖRMEDİM

Serdar Ortaç gibi besteleri inanılmaz fiyatlara alıcı bulan bir isim size bestesini hediye etti. Neden?

- Beni çok sever, gönlü bana çok açıktır. “Unutan Olmadı”yı şöyle aldım mesela... Playstation oynuyordu. “Aşağı in, bilgisayarımı aç, repertuvarım yazan dosyadan hangisini istiyorsan al” dedi. Sonra “Bir şarkı aldık, bir daha rahatsız etmeyeyim. Kendi albümünü çıkarıyor çocuk” diyerek bir daha aramadım. Derken onun ofisinden aradılar. Bir kutu içinde CD ve “Kötü günler bitti” yazan bir not gönderdiler. Ben insanlara hayatımı verdim, evlendim, kimseden böyle değerli bir hediye almadım. Evlilik yıldönümünde bir çiçek almayı unutmuşlardır. Serdar benim ayakta sağlam durmam, bu yarışta var olabilmem için bariz desteğini gösterdi.


Sanat camiasından başka kimler destek oldu size?

- Seda Sayan... İkimiz de aynı şarkıyı almışız. Üstelik ben klip de çektim. “Eyvah Seda Abla, ne yapacağız” dedim. “Kıyamam sana” dedi ve okuduğu halde şarkıyı albümden çıkardı. Sibel Can da ben zayıflarken her gün aradı.