Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, zararlı yazılımda Türkiye'nin dünya 3'üncüsü olduğunu söyledi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İzmir'de 'Dünya Bilgi Toplumu ve Telekomünikasyon Günü' nedeniyle düzenlenen Türk Telekomünikasyon İşadamları Derneği (TÜTED) toplantısına katıldı. Bakan Yıldırım, "Zararlı yazılım konusunda Türkiye hatırı sayılır ülke oldu. Böyle anılmak istemiyoruz. Üçüncüymüşüz, sondan üçüncü olmalıyız. İnsanı mağdur eden işler bize yakışmaz, bizim insanımıza yakışmaz" dedi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Yıldırım, Kaya Otel’deki toplantıda yaptığı konuşmada, bilişimin dünyada geliştiğini, gelişme hızının arttığını belirterek, "Bilgi güçtür, bilgiyi paylaşmak ayrı bir farklılıktır. Türkiye sadece bilgiyi kullanan değil bilgiyi üreten bir ülke olmalı. Türkiye’nin bilgi çağını bilgi toplumunu ıskalama lüksü yok. Yaşam bilişimden ayrı düşünülemez. Cep telefonunu kaybedenler telaşa düşüyor. En fazla 20 dakikada fark ediyor. Bazılara birkaç dakikada fark ediyor. Çünkü sürekli emziriyor koynunda taşıyor. Cüzdanını kaybeden altı saat farkına varmıyor" dedi.
Altyapı yatırımları
Bakan Yıldırım, altyapı yatırımlarının önemine dikkat çekerek, şöyle konuştu:
"Türkiye’yi bekleyen tehlike artan trafiği altyapının karşılayamamasıdır. Onun için altyapıya çok yatırım yaptık. Bugünün iki üç katına çıkaramazsak orta vadede bu gelişmeler tersine döner. İnsanlara verdiğimiz hizmeti geri çekmeye başladığımızda kötüleşti mi bu milletin önünde duramazsınız. Mutlaka verdiğinizin biraz üzerinde yeni bir şey vereceksiniz. İşletmecilerin kısa vadeli hesapları bir kenara bırakıp altyapıya yatırım yapmaları gerekir. Mevcut altyapının da daha etkili kullanılması lazım" dedi.
Donanım ve yazılım yerleştirmeliyiz
Elif Demirci ve Cihan Durak'ın Doğan Haber Ajansı'nda yer alan haberine göre, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Yıldırım, 1980’li yıllardaki iletişim teknolojisinin birçok ürününün Türkiye’de yapıldığını belirterek, "Ancak IT tabanlı iletişim ürünlerini donanımını, yazılımını yerelleştirmek zorundayız. Aksi halde ne kadar büyürsek büyüyelim ben mutlu olmuyorum. Çünkü burada bizim emeğimizin bizim akıl terimizin mutlaka olması lazım. Tedarikçilerinize bu mesajı mutlaka verin. Gelip satıp kenara çekilmesin. Bu yönde atılan adımlar yok mu var. Önemli küresel IT şirketleri daha fazla yatırım yapmaya başladılar ama henüz istediğimiz düzeyde değil. Onlar bizim düşüncemizin niyetimizin ifadesidir" dedi.
Bakan Yıldırım, ülkede genç işsizlik sorununun olduğunu ancak öte yandan iletişimcilerin ara eleman bulma sıkıntısı çektiğini belirterek, sektörde 170 bin çalışan olduğunu, 40 bin ara elemana ihtiyaç duyulduğunu anlattı.
Akıllı ulaşım trafik akışını yüzde 30 artırdı
Bakan Yıldırım, önümüzdeki 10 yılda 50 milyar SIM kartın piyasaya gireceğini belirterek, yerli üretimin korunması gerektiğine dikkat çekti. Yıldırım, "Korumacılığı yerli üretimi artırmakta yapmalıyız. Biz yabancılar iş yapmasın demiyoruz. Amacımız iletişim ve ulaşımı daha iç içe hale getirmek. Yapılan araştırmalara göre büyükşehirlerde toplu taşımaların bilişim hizmetleriyle akıllı ulaşıma dönüştürülmesi sonucu trafik akışında yüzde 30 artış olmuş. Akıllı tabelalar akıllı duraklar ışıklar, sabah 07.00’da Acıbadem’deki ışık 1.5 dakikada bir değişiyor. Öğlen oluyor ine aynı. Bunların yoğunluğa göre kendiliğinden akıllı bir şekilde değişmesi lazım" dedi.
Dünya üçüncüsüyüz ama sondan üçüncü olmamız lazım
Dünyada internete bağlanma oranının yüzde 35’i geçtiğini, 144 milyar elektronik posta ve 300 milyon fotoğraf gönderildiğini, her gün 108 bin saat videonun sosyal paylaşım sitelerine ilave edildiğini anlatan Bakan Yıldırım, "Sanal ortam bizi daha fazla meşgul ediyor. Bu meşguliyetin içeriğine dikkat etmemiz lazım. Zamanı boşa harcamamalıyız. Bir üretim olmalı, dirlik, düzen olmalı. Gençlerimizi çocuklarımızı zehirleyen ortamlara fırsat vermemeliyiz. Yasayla yasakla bunlar olmaz. Zararlı yazılım konusunda Türkiye hatırı sayılır ülke oldu. böyle anılmak istemiyoruz. Üçüncüymüşüz. Sondan üçüncü olmalıyız. İnanı mağdur eden işler bize yakışmaz, bizim insanımıza yakışmaz. Bu konuda çok ciddi farkındalık oluşturmamız lazım. Bunlar ülkenin kalkınmasına değil dirliğinin düzenliğinin geleceğinin kararmasına sebep olduğu gibi ülkemizi dünyada pek iyi şekilde anılmamasına vesile oluyor" dedi.