Gündem

Zaman yazarı: Kamer Genç bizim delimizdi; kavgadan sonra kucaklaşıp birlikte yürüyeceğimiz...

"Kamer Genç'in, Türk bayrağına sarılı olarak gömülmeyi vasiyet etmesi, hepimiz için bu ülkenin birliği ve dirliği adına bir ölçü vermeli"

24 Ocak 2016 18:52

Kansere karşı uzun bir süredir verdiği savaşı önceki gün kaybeden eski TBMM Başkanvekili Kamer Genç'in hayatını kaybetmesiyle ilgili bir yazı kaleme alan Zaman yazarı Mümtaz'er Türköne, "Kamer Genç, bizim delimizdi. Gönlünüzden geçtiğince kızabileceğiniz, ağız tadıyla, hiçbir lafı eksik bırakmadan kavga edeceğiniz, sonra dostça kucaklaşıp, aynı yolu birlikte yürüyeceğiniz adamdı" dedi. Türköne, yazısında "Onunla birlikte yol boyunca görecekleriniz, paylaşacaklarınız her zaman bu ülkenin gerçek-sahici hikâyesi olurdu" ifadelerine yer verdi.

Mümtaz'er Türköne'nin Zaman gazetesinin bugünkü (24 Ocak 2016) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle:

Allah var, Meclis görüşmelerinde itici bir adamdı. Biraz da üstlendiği “ayrık otu” rolünden olmalı.

Her şeye itiraz eden, sınırları hep zorlayan, kuralları altüst eden ve hiç pes etmeyen bir adam olarak tanıdı Türkiye onu. Biraz merakla takip edip, bu kadar ısrarcılığın arkasındaki samimiyeti, dürüstlüğü fark edemeyenlerin hiç olmazsa yüz yüze bir kere konuşması lâzımdı bu adamı sevmek için. Yüz yüze iken inanılmaz derecede sempatikti. Koca TBMM'yi tek başına kilitlemeyi başaran, tacizleriyle herkese illallah dedirten, çaresiz kalan Meclis başkan vekilini hüngür hüngür ağlatan bu adam sizin karşınızda otururken dünyanın en nazik ve tatlı dilli adamı olur çıkardı. Meclis'i yönettiği oturumlarda, sınıfın yaramaz çocuğunu başkan yapmanın farkını hemen anlardınız. İddia ediyorum, Meclis tarihinin en disiplinli, en dengeli ve uzlaştırıcı oturumlarını o yönetmişti. Otoritesini öyle bir hissettirirdi ki, deliyi görenlerin değneğini saklaması gibi kimsenin gıkı çıkmazdı.

Uzaktan uzağa çok antipati duyduğum bu adam, bir sohbette beni de sevimliliğine ikna etmeyi başarmıştı. Sonra o hırçınlığının, müzmin itirazlarının arkasında duran başka bir şeyi geç de olsa fark ettiğim zaman, bu rengarenk adamı daha iyi çözdüm: O bir Dersim çocuğuydu, onu doğuran annesi, koruyan, büyüten babası o doğmadan birkaç sene önce kim bilir nelere şahit olmuştu?

c. Bu ölçü Kamer Genç'in hatırasını bütün huysuzluğu, uzlaşmazlığı, itirazları ve tabii sevimliliği ile benimsemek ve bağrımıza basmak olmalı. Keşke Tunceli toprağı yeni Kamer Genç'ler çıkartsa. Keşke Türkiye, Kamer Genç'e tahammül edecek, onunla barışık yaşayacak bir ülke olsa. İşte ancak o zaman geleceğinizden emin, korkusuzca ve özgürce bu ülkede işinize gücünüze bakarak yaşayabilirsiniz.

Kamer Genç, bizim delimizdi. Gönlünüzden geçtiğince kızabileceğiniz, ağız tadıyla, hiçbir lafı eksik bırakmadan kavga edeceğiniz, sonra dostça kucaklaşıp, aynı yolu birlikte yürüyeceğiniz adamdı. Onunla birlikte yol boyunca görecekleriniz, paylaşacaklarınız her zaman bu ülkenin gerçek-sahici hikâyesi olurdu.

Bu yazıyı başka bir sebepten kaleme aldım. Kamer Genç'in öldüğünü duyunca, onu tanıyan ve yıllarca ilgiyle takip eden biri olarak, sosyal medyada bir taziye mesajı yayınladım. Üzüntüm samimiydi, bu rengarenk adamın kişiliğine uygun, “Siyaset bu kadar ısrarcı, sabırlı ve tuttuğunu koparan, hiç vazgeçmeyen bir politikacı görmedi” yazıp, rahmet dilemiştim. Bugüne kadar yazdığım hiçbir mesaja bu kadar küfür ve hakaret işitmedim. Aman Allah'ım, ölen birinin ardından bu ne kin, bu ne öfke? Bu insanlar ne ara bu kadar nefret ve düşmanlıkla doldu, ne zaman ölümün arkasından yüreklerindeki cerahati böylesine fütursuz boşaltmaya başladı?

Mesele elbette Kamer Genç değil. Kamer Genç nasıl bu toprakların kimyasını anlamak ve umutlanmak için bir ölçü ise bu düşmanlık ve nefret dili de bu topraklara ait olmayan, sadece bu zamanla sınırlı yine de geleceğimiz için umutsuzluk saçan bir ölçüyü veriyor. Hepsi ortak bir dili, iktidarın mütehakkim dilini kullanıyor, belli ki hepsi iktidarı destekliyor.

Öyle yüce bir otorite adına konuşuyorlar ki, bu güç sadece bu dünyayı değil, öbür dünyayı da yönetiyor, kimin cennete, kimin cehenneme gideceğine karar veriyor. Üstelik eski zamanların çok tanrılı dinlerinin zalim ve entrikacı yarı tanrıları gibi çok acımasız, kin ve öfke dolu bir dille konuşuyorlar. Bu Müslümanların mahfiyetkâr dili değil, bu iktidarın kibir yüklü şımarık dili. Tahammülsüz, itici, dışlayıcı ve küçümseyici bir dil. İktidar sahipleri bu eserlerine kafa yormalılar.

Kamer Genç'e Cenab-ı Allah'tan rahmet ve mağfiret dilerken; onun tırnağı kadar bu memleket için değer taşımayan, yine de onun arkasından cehennem zebanisi kılığına bürünenlere de akıl-fikir ve kalplerine merhamet niyaz ediyorum.

İlgili Haberler