Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sonrası Gülen cemaatine yönelik olarak başlatılan soruşturmalar kapsamında tutuklanan eski Zaman yazarları Şahin Alpay, Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan ve Mümtazer Türköne'nin de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 31 sanıklı davanın 2'nci duruşması (8 Aralık 2017) görüldü.
Mahkeme reklam departmanı çalışanları Hüseyin Belli, Onur Kutlu ve İsmail Küçük'ün tahliyesine, Şahin Alpay, Ahmet Turan Alkan, Ali Bulaç dahil diğer tüm tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamına karar verdi.
Mahkeme ara kararında tutuksuz sanıklara uygulanan yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasına yönelik talepleri de reddetti. Davanın bir sonraki duruşması 5 Nisan 2018'e ertelendi. Mahkeme o tarihe kadar tutukluluk hâllerini dört kez dosya üzerinden inceleyecek.
Şahin Alpay: Bu haksızlığa son verilerek azalan yıllarımı eşim, çocuğum ve torunlarımla geçirmeyi diliyorum
Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda savunma yapan Şahin Alpay, tutukluluğunun cezaya dönüştüğünü söyleyerek, “Bu haksızlığa son verilerek giderek azalan yıllarımı eşim, çocuğum ve torunlarımla geçirmeyi diliyorum. Kaçmaya kalkabileceğimi düşünüyorsanız adli kontrolle tahliyeme karar verebilirsiniz” diye konuştu.
"‘Avukatlık mesleğimi icra ettiğim için buradayım"
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü karşısında bulunan duruşma salonunda yapılan duruşmaya 22 tutuklu sanık ile tutuksuz yargılanan 6 sanık ve avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık Nuriye Ural (Akman), “darbecilik ve terör örgütü üyeliği” suçlamasını kabul etmediğini söyledi.
Dava kapsamında tutuksuz yargılanan Orhan Kemal Cengiz, Zaman gazetesine el konulduktan sonra Anayasa Mahkemesine başvuruyu kendisinin yaptığını söyleyerek, “İddianamenin kendisi benim neden burada olduğumu anlatmıyor. Anladığım kadarıyla anlatmaya çalışacağım. Londra’ya giderken havalimanında gözaltına alındım. Zaman gazetesine kayyım atanmıştı, buna ilişkin Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruyu avukat olarak ben yapmıştım. Ben avukatlık mesleğimi icra ettiğim için burada bulunduğumu düşünüyorum” dedi.
Duruşmada daha sonra tutuksuz sanıklar Lale Sarıibrahimoğlu ve İhsan Dağı Ankara’dan SEGBİS sistemi ile katılarak savunma yaptı.
"Tutukluluğum cezaya dönüştü"
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde söz alan Şahin Alpay, 500 gündür tutuklu olduğunu belirterek, Zaman gazetesinde yazdığı yazıların suç olmadığını, yazılarında parlamenter sistemi ve demokrasiyi savunan yazılar olduğunu söyledi. Alpay, “Benim bir çok kronik hastalığım var, bunların bir kısmı kanser şüphesi taşıyor. 10 Kasım 2017 de Silivri Devlet Hastanesi’nde sağlık kuruluna girdim. Önümüzdeki günlerde aynı hastanede anjiyo olacağım. Yapılan tetkiklerde kulağımın işitmeme oranının yüzde 30’dan yüzde 50’ye çıktığı söylendi. Ben 73 yaşındayım. Birçok kronik hastalığım olduğu gibi kalp sağlığımın da kötüye gittiği anlaşılıyor. Hiçbir suçum yoktur. Tutukluluğum cezaya dönüştü. Bu haksızlığa son verilerek giderek azalan yıllarımı eşim, çocuğum ve torunlarımla geçirmeyi diliyorum. Ailemin bakımına ihtiyacım büyük. Kaçmaya kalkabileceğimi düşünüyorsanız adli kontrolle tahliyeme karar verebilirsiniz” dedi.
Bulaç: Yazılarımda suç yok
İddianamede kendisine bir suç yöneltilmediğini söyleyen tutuklu sanık Ali Bulaç, “6 yazıya sadece başlıkları ile değinilerek atıfta bulunuluyor. Bu yazılarda herhangi bir suç unsuru yok” dedi. Darbeden 3 ay önce bir yazı yazdığını hatırlatan Ali Bulaç, “Darbeden 3 ay önce darbeye davetiye çıkarmak alçaklıktır diye yazdım. Halkbank’a yapılan operasyonun haksız ve yanlış olduğunu yazdım. Yolsuzluk yapılmışsa, yapan varsa adil soruşturulup cezalandırılmalı diye yazdım. Düşünce ve yazı hayatım boyunca Müslüman yazarların devletten uzak bir hayat sürmeleri gerektiğini yazdım” şeklinde konuştu.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, Mümtazer Türköne, Şahin Alpay, Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan, Alaattin Güner’in de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu ve Ali Hüseyin çelebi, Osman Nuri Arslan, Lalezar Sarıibrahimoğlu, Nuriye Ural ve Orhan Kemal Cengiz’in de bulunduğu 8 tutuksuz sanık yer alıyor.
İddianamede, sanıklar hakkında “Anayasal düzeni, TBMM ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçlamalarıyla üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamasıyla da ayrı ayrı 7,5 yıldan 15’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor. İddianamede, Zaman gazetesinde köşe ve haber yazarlarının 17-25 Aralık sürecinde olaya müdahil olarak algı mühendisliğine katkı sundukları iddia ediliyor.
Savunmalardan sonra ara karar veren mahkeme Hüseyin Belli, Onur Kutlu ve İsmail Küçük'ün tahliyesine, diğerlerinin tutukluluğunun devamına karar verdi.
Duruşma, eksiklerin giderilmesi için 5 Nisan'a ertelendi.