Gündem

'Yüzde 52 ile seçilen Cumhurbaşkanı'na idam' başlığına takipsizlik kararı

Hürriyet'in Mursi hakkında verilen idam kararı sonrası attığı başlık Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ağır ifadelerle eleştirilmişti

14 Ağustos 2015 15:18

Hürriyet’in internet sitesinde Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi hakkında verilen idam kararının, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafı ve "Yüzde 52 ile seçilen Cumhurbaşkanı’na idam" başlığıyla yayınlanması nedeniyle başlatılan soruşturma takipsizlik kararıyla sonuçlandı.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı takipsizlik kararının gerekçesini, haberin güncel olup görünür gerçekliğe uygun olması, basın ve haber verme hürriyeti kapsamında kalmasına dayandırdı.

Hürriyet'ten Burcu Purtul'un haberine göre, Savcı Mustafa Gökay gerekçesinde “Toplumun önünde bulunan kişilerin basından gelen eleştiri ve hayatlarına ilişkin haberler hususunda konumları gereği daha hoş görülü ve anlayışlı olmalarının tabii olduğu, toplumun önünde yer almaları da göz önüne alındığında insanlar için normal olan bir kısım hal ve harekelerin ilgililer açısından haber niteliği taşıyabileceği ve eleştiri konusu olabileceği açıktır” dedi.

Haber nedeniyle bir avukat ve iki vatandaşın talebi üzerine Hürriyet Gazetesi Sorumlu Müdürü İzzet Doğan hakkında, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret ve tehdit’, ‘Halkı Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı silahlı eyleme teşvik’, ‘suçu ve suçluyu övme’ ve ‘anayasal düzeni yıkmaya çalışmak’ suçlarından soruşturma başlatılmıştı.

Takipsizlik kararında, Basın Kanunu, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) basın özgürlüğü konularındaki kararlarına atıf yapıldı.

Basından somut gerçeği bir dedektif ya da hukukçu gibi araştırmasının beklenemeyeceği belirtilen takipsizlik kararında,“Yayın tarihinde güncel, kamuoyunun ilgisini çekecek nitelikte, görünür gerçeklik ile bilgi ve belgelere uygun olmasının yeterli olması, aranılan görünür gerçekliğin somut gerçeklik olarak değil, haberin verildiği andaki beliriş biçimine uygun olarak anlaşılması gerektiği, haberin yapılmasından sonra ortaya çıkan salt gerçekliğin farklı olması durumunda basın mensuplarının sorumlu tutulamayacağı yine kararlarda sıkça vurgulanan hususlardandır” denildi.

Toplum tarafından takip edilen, değer verilen kişilerin fikir ve davranışları hakkında bilgi sahibi olmanın en kolay yolunun basın özgürlüğü olduğu belirtilen takipsizlik kararında şu ifadelere yer verildi:

“Demokratik bir toplum oluşturmanın çekirdeğinin bu özgürlükle sağlanabileceği, bu nedenle toplumun önünde bulunan kişilerin basından gelen eleştiri ve hayatlarına ilişkin haberler hususunda konumları gereği daha hoş görülü ve anlayışlı olmalarının tabii olduğu, toplumun önünde yer almaları da göz önüne alındığında insanlar için normal olan bir kısım hal ve harekelerin ilgililer açısından haber niteliği taşıyabileceği ve eleştiri konusu olabileceği açıktır. Bu bilgiler ışığında dosya içeriği, şikayetçilerin ileri sürdüğü hususlar ve mevcut deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; soruşturmaya konu haberin güncel olup görünür gerçekliğe uygun olduğu, basın ve haber verme hürriyeti kapsamında kaldığı, Cumhurbaşkanı’nın beyanatının haber yapıldığı, atılı suçların işlendiğine dair kesin, inandırıcı, şüpheden uzak ve kamu davası açmaya yeterli bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu sebeple; şüpheli hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına.”