HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı Hakkari ve Şırnak şehir merkezlerinin Yüksekova ve Cizre'ye taşınması planını eleştirerek, “HDP'ye oy veren 5 milyon insanı nereye taşıyacaksınız?” diye sordu. “Milyonlarca insan, gittiği her yere direnişi götürür, bunu unutmayın” diye konuşan Yüksekdağ, “Doldur-boşalt yöntemiyle sorun çözecekler” ifadelerini kullandı.
Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ 9 sene önce Agos gazetesinin önünde katledilen gazeteci Hrant Dink'i anarken “Hrant'ı katledip hesap vermeyenler, ondan sonraki süreçte aydınlara, yazarlara, bilim insanlarına dönük yeni infazlara imza attılar. Tahir Elçi de bunlardan birisiydi” dedi.
Yüksekdağ’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Hrant'ı katledip hesap vermeyenler, ondan sonraki süreçte aydınlara, yazarlara, bilim insanlarına dönük yeni infazlara imza attılar. Tahir Elçi de bunlardan birisiydi. O günden bugüne Türkiye'de barış güvercinleri tedirgin. Ama o günden bugüne Türkiye'de barış güvercinleri gökyüzüne kanat çırpmaktan tedirgin de olsalar da ürkseler de barış demekten vazgeçemediler vazgeçmeyecekler. Sevgili Hrantımızın canımızın parçasının katledilişinin yıldönümünde barış güvercinlerinin, tedirgin güvercinlerin alıcı kuşlara kurban edilmediği katledilmediği bir Türkiye istiyoruz.
9 yıl boyunca Hrant için adalet için barış, özgürlük için mücadele eden ve bu karanlığın içerisinde bir ışık olamaya çalışan haklarımız bu yürüyüşü sürdürdü. 9 yıl boyunca geldiğimiz nokta açıkça ortada. Hrant'ı katledenler, göstermelik yargılamalarla sadece tetikçilerin derdest edildiği bir operasyon ile bu davanın üzerini örtmeye çalıştılar bu 9 yıl boyunca. İşin siyasi sorumlularının bu kadar açıkta olduğu bir davada sorumlular bilinçli olarak gizlendi. Yönlendirenler, talimat verenler korundu. Neden böyle oldu çünkü Hrant'ı katleden sadece bir tetikçi değil o tetikçiyi koordine eden bir avuç 3,5 kişilik, bir organizasyon ekibi değil, egemen siyasi devlet mekanizmasının ta kendisiydi. Devlet egemen siyaset, işlediği bütün suçlarda olduğu gibi, Hrant'ın katledilmesi suçunun da bilinçli ve sistematik bir şekilde üzerinin örtülmesi için çaba gösterdi. AKP'nin iktidarda olduğu bütün bir tarih boyunca hiçbir katliam, infaz davasında sağlıklı demokratik bir sonuç alınamadı. AKP'den önceki iktidar süreçlerinde olduğu gibi.
Hrant'ı katledip hesap vermeyenler, ondan sonraki süreçte aydınlara, yazarlara, bilim insanlarına dönük yeni infazlara imza attılar. Tahir Elçi de bunlardan birisiydi.
O günden bugüne Türkiye'de barış güvercinleri tedirgin. Ama o günden bugüne Türkiye'de barış güvercinleri gökyüzüne kanat çırpmaktan tedirgin de olsalar da ürkseler de barış demekten vazgeçemediler vazgeçmeyecekler. Sevgili Hrantımızın canımızın parçasının katledilişinin yıldönümünde barış güvercinlerinin, tedirgin güvercinlerin alıcı kuşlara kurban edilmediği katledilmediği bir Türkiye istiyoruz."
"HDP'ye oy veren 5 milyon insanı nereye taşıyacaksınız?"
Çözümün kentleri taşımada bulunduğunu dile getiren Yüksekdağ, "Bugün, 10-20 yıl önce il yaptıkları Şırnak'a başka bir taşıma formülü uygulayacaklar. Allah akıl fikir versin. Eğer kullanacak kapasitesi varsa tabii. O aklı kullanacak vicdan, ahlak lazım ama bu iktidarda o yoktur. Doldur-boşalt yöntemiyle sorun çözecekler. HDP'ye oy veren 5 milyon insanı nereye taşıyacaksınız? 20 milyon Kürdü, belki daha fazla, nereye taşıyacaksınız? Milyonlarca insan, gittiği her yere direnişi götürür, bunu unutmayın. Hafızayı götürür, bu halk unutmaz, bu mücadele bitmez." dedi.
Özellikle kadının hedeflendiği bir zulüm iktidarının ayakta duramayacağını dile getiren Yüksekdağ, kadının yaşam, ağacın kökü ve toprağın suyu olduğunu kaydetti.
"Milyonlarca çocuk karşınıza çıkacak"
"Gerçeğin izini karartmayın efendiler. Şuradan veya buradan bir parça dahi olsa gösterir diye korkmayın efendiler" diyen Yüksekdağ, şöyle konuştu: "Bu iz, insanlığa, barışa ulaşmak için sizi kurtaracak. Bizler karanlıkta dahi yürürüz ve yolumuzu buluruz ama size ulaşacak bir iz bırakın. 4 gün boyunca Hüseyin Paksoy naklen katledildi. Televizyon vermedi, gazeteler de yazmadı. Sosyal medyadan ambulans istendi. 16 yaşındaydı. 16 yaşında evladı olan milyonlarca insan vardır, ayağından vurulsun ve bütün dünyanın önünde göstere göstere katledilsin. 16 yaşında damarından kanı çekerek öldürdü bu siyaset. Gözleri aydın, çocukların ölümünden sevinenler. Bu çocukların ölümünden, kanından iktidar kuracağını sananlar gözünüz aydın, 16 yaşında bir çocuk daha bu hayattan ayrıldı. Ama milyonlarca çocuk karşınıza çıkacak bunu unutmayın."
AİHM'in sokağa çıkma yasağını da değerlendiren Yüksekdağ, "AİHM niye tedbir kararı vermedi? Eğer verseydi, Hüseyin Paksoy ölmezdi. Bu uluslararası kuruluşlar kimin yanında? Alman devletinin silahı, topuyla operasyon yapan sizsiniz. Bütün dünyanın gözü önünde bu zulmü yaşatanlar sizsiniz. Bütün Kürtler açık ve yalnız bırakıldı, tecrit edildi. Biz sonuna kadar direndik ve direneceğiz. Bu halk neyin ne olduğunu çok iyi biliyor. Kimse yalan ve gerçekleri çarpıtarak siyaset yapmasın" dedi.
"Bu iktidarın üzerine kanın laneti sindi ve bunu hiçbir biçimde temizleyemeyecek. Bu kanın lanetinden kurtulamayacak, bunu çok iyi bilsinler" diyen Yüksekdağ, Başbakan ve Cumhurbaşkanının ayrılıkçı bir dil kullanmaya devam ettiğini söyledi.
Çözümün kentleri taşımada bulunduğunu ifade eden Yüksekdağ, şöyle devam etti: "Şırnak ilçeydi, güvenlik gerekçesiyle il yaptınız. Ama halk gerçekliği, demokrasi mücadelesi, çözmediğiniz sorunlar geldi önünüze çıktı. Bugün, 10-20 ylıl önce il yaptıkları Şırnak'a başka bir taşıma formülü uygulayacaklar. Allah akıl fikir versin. Eğer kullanacak kapasitesi varsa tabi. O aklı kullanacak vicdan, ahlak lazım ama bu iktidarda o yoktur. Doldur-boşlat yöntemiyle sorun çözecekler. HDP'ye oy veren 5 milyon insanı nereye taşıyacaksınız? 20 milyon Kürdü, belki daha fazla, nereye taşıyacaksınız? Milyonlarca insan, gittiği her yere direnişi götürür, bunu unutmayın. Hafızayı götürür, bu halk unutmaz, bu mücadele bitmez."
Bildiri yayımlayan akademisyenlere de destek veren Yüksekdağ, "Tarihte ak ismini kirletenler, partisine ak ismini koyanlardır. Ne zaman partilerine ak koydular, bütün siyaseti kirlettiler, bütün siyasi değerleri kirlettiler, kararttılar. Biz, karanlık deyince, ak ismini kendine takanlar aklımıza geliyor; hiç kusura bakmasınlar." diye konuştu.
Yeni anayasa konusuna da değinen Yüksekdağ, demokratik bir anayasadan yana olduklarını vurguladı. Yüksekdağ, "Diktatör isteyenler ile demokrasi isteyenlerin muhataplarıyla bu anayasa yapılacak" ifadelerini kullandı.
"Kontrol edici mahiyette olacak"
HDP Hakkari Milletvekili Nihat Akdoğan da Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı Hakkari ve Şırnak şehir merkezlerinin Yüksekova ve Cizre'ye taşınma planını eleştirerek, “AKP’nin milletvekili çıkaramadığı üç ilden ikisi olan Hakkâri ve Şırnak’ta siyasi hesaplar içine girerek buradaki dengeyi kendi hatta devlet lehine çevirme derdindedir” dedi.
Hakkari ve Şırnak’ın “Kürdistan coğrafyası göz önüne alındığında” stratejik önemine vurgu yapan Akdoğan, “Bu iki ilde oluşacak devlet otoritesi Kürtlerin siyasi kazanımlarını engelleyici ve kontrol edici mahiyette olacaktır” ifadelerini kullandı.
Akdoğan yazılı açıklamasında, hükümetin ve devletin Hakkari ve Şırnak’a yaklaşımlarının tarih boyunca hizmet endeksli olmadığını savunarak, “Devletin yıllardan beri Hakkâri ve Şırnak başta olmak üzere Kürdistan illerine yapılan yatırımlar göz önünde bulundurulduğunda bu planlamanın ne kadar gerçek dışı olduğu anlaşılmaktadır” dedi.