ABD sanki uğursuz hadiselerin habercisi oldu. Demokratik toplumlardaki yerleşik siyasi düzeninin küreselleşmenin merkezkaç kuvvetiyle nasıl sarsılabileceğine ABD'de tanık oluyoruz. Milliyetçiliğe sığınılıyor. Sanal dünyanın enjekte ettiği sürekli heyecan insanda rahat bırakmıyor. Gerekli olduğu halde aradaki bağlantılar tahlil edilmiyor. Onun yerine hemen bir suçlu, bir günah keçisi bulup çıkarılıyor. Dünya, ‘iyi ile kötü, ‘biz ve ötekiler' arasında bölünüyor.
Zengin dünya verecek
Bütün bunlar gerçeği ortaya çıkarmak bu kadar zor olduğu, basit yanıtlar geçmişte kaldığı ve her esaslı analiz, ‘fakir dünya artık göz yummayacağından, zengin dünya vermek zorunda kalacaktır' sonucuna varacağı için oluyor.
Göç ülkesi ABD'de farklı kültür, din ve renkler arasındaki gerginlik bu yüzden artıyor. Her gün sokak ortasında insanlar, öğrenciler ve polisler bu yüzden öldürülüyor. Böyle olmasında silah yasalarının gevşek tutulmasının da payı var. Geçmişte kaldığı sanılan ırkçılığın hâlâ büyük rol oynadığı da inkar edilemez.
Siyasetin çaresizliği
Problemin başka bir boyutu daha var. ABD'nin yerleşik düzeni bozulmaya yüz tuttu. Halk yeni dünya düzeninin sonuçlarına daha fazla katlanmaya niyetli değil. Politikacılar kurumlarla, sendikalarla, devlet ve polis memurlarıyla ve nihayet sivil toplumla birlikte çözüme götürecek inandırıcı formüller bulamadıklarından çözülme devam ediyor.
Mizansenler diyarı
2016 yılında ABD'ye giden, karşısında gerçeklerden kaçan bir ülke bulacaktır. Televizyon şovlarıyla büyük sükse yapmış bir işadamının ABD başkanlığına aday olması bu tabloya tıpatıp uyuyor.
İnsanlar sanal dünyaya sığınıyor, sosyal medyada kendini oynuyor. Bu ülkenin bir yaşındaki çocukları fotoğraf makinesi gördüğünde hemen poz veriyor. Hafta sonunda barlarda buluşanlar sohbet etmek yerine oturup internete postalamak üzere resim seçiyor.
Gerçek, gerçekle ilgisi olmayan hayatını oynayanların sahnesi olup çıkıyor. Lokantaya, dolaşmak için rıhtıma ya da aile davetine gidenlerin resim ve filmlerini internete aktarmadan ‘gittim' diyemediğini gösteren bir sürü araştırma yapıldı. Dallas emniyet müdürlüğü önündeki anma yerinde kameralar devreye girmeden kimse gözyaşı döküp yakınlarına sarılmıyor.
Donald Trump golf sahalarındaki şatoları, Trump Tower'deki altın muslukları, sprey kutusundan çıkma ten rengi ve takma saçlarıyla bu ‘sanal gerçekliğe' güveniyor. Verecek bir şeyi olmadığı için bunu yapmak zorunda. İnsanları kandırmayı genç yaşta öğrendiği için de bunu rahatlıkla yapabiliyor. Başarısının sırrı ise, çoğu Amerikalının yeni bir dünya için çalışmak yerine geçmişte kalmış bir dünyayı hayal etmesinde yatıyor.