Yörsan’ın işten çıkardığı 376 sendikalı işçiden 334’ünün davaları lehlerine sonuçlandı. Mahkeme, ‘İşten atılma nedeni sendikaya üye olmalarıdır’ diyerek işçilerin işe iadesine karar verdi, kararları Yargıtay da onadı.
Türkiye’nin en önemli süt ürünleri işletmelerinden Yörsan’ın işten çıkardığı 376 sendikalı işçiden 334’ünün davaları leyhlerine sonuçlandı. Yörsan’ın inkârına karşın mahkeme, “İşçilerin işten atılma nedeni sendikaya üye olmaları ve sendikal faaliyetlere katılmalarıdır” diyerek işçilerin işe iadesine karar verdi, kararları Yargıtay da onadı.
Yörsan’ın Susurluk işletmesinde, Eylül 2007’de Türk-İş’e bağlı Tek Gıda-İş Sendikası örgütlenme çalışması başlatmış, bir süre sonra işletmenin resmi çalışanlarının çoğunluğu sendikaya üye olmuştu. Sendika yetki almak için 22 Kasım’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurdu.
Deneyimli çalışanlar
İddiaya göre, bakanlığın 22 Kasım’da çalışanların listesini Yörsan’dan istemesiyle şirket sendikalaşma faaliyetinden haberdar oldu ve içerde gerginlik başladı. İşçiler, Yörsan yönetiminin kendilerinden sendika üyeliğini bırakmalarını istediğini, ikna edemeyince 4 ile 9 Aralık tarihleri arasında taşeron ve çırak işçilerle birlikte 400’e yakın elemanın işten atıldığını ileri sürdü. İşten çıkarılanların büyük çoğunluğunun 10 ila 20 yıllık deneyimli çalışanlar olduğu belirtildi.
Yörsan, çıkarılanlardan 46’sına gönderdiği işten çıkarma tebligatında, ‘otomasyona geçilmesi ve işçi fazlası ortaya çıkmasını’ gerekçe gösterdi. Şirket aynı tarihlerde Mustafakemalpaşa, İvrindi ve Sındırgı gibi çevre ilçelerden 296 yeni işçi alarak üretimini sürdürdü.
İşe iade davası açtılar
Çıkarılan 376 işçi, geçen yıl aralık ayında sendikalaşma çabaları yüzünden işten atıldıklarını ileri sürerek dava açtı. İşçiler savunmalarında, şirketin çevreden getirdiği işçilerle üretim yapmasının da sendika kurma hakkı ve sendika üyesi olma özgürlüğüne aykırı olduğunu belirtti. Davacılar, işsiz kaldıkları süredeki zararlarının karşılanmasını ve işe iadelerini istedi. Susurluk Asliye Hukuk Mahkemesi, İş Mahkemesi sıfatıyla gördüğü davada kararını 26 Haziran 2008’de açıkladı. Mahkeme, işe iade konusunda işçilere hak vermenin yanı sıra, sendikal tazminatlara hükmetti. Kararın gerekçesinde, işçilerin uzun yıllardır Yörsan çalışanı oldukları hatırlatılarak, uzun süredir ‘ekmek yedikleri işyerinin sahibi hakkında durduk yerde ithamda bulunmalarının, hayatın olağan akışına aykırı olduğu’ vurgulandı. Kararda “İşçilerin işten atılma nedeni sendikaya üye olmaları ve sendikal faaliyetlere katılmalarıdır” denildi.
Rekor tazminat
Yerel mahkemenin kararında ‘sendikal tazminat’tan da söz edildi. Buna göre işveren işçilere dört ay maaş ödeyecek; geri almayı kabul etmezse, işçilerin kıdemlerine göre ek olarak 12 ile 20 ay arasında değişen tazminatlar ödemek durumunda kalacaktı.
Temyize giden davada Yargıtay da işçilerin geçersiz nedenlerle işten atıldıklarına kanaat getirerek tüm davacı işçilerin işe iade kararını onayladı. 27 Ekim 2008 tarihli kararında, resmi kayıtlarda Yörsan’ın işçisi olarak görünen 237 işçi için mahkemenin verdiği ‘sendikal tazminatları’ aynen onaylayan Yargıtay, çırak ve taşeron çalışanların ise sendikal faaliyetini tespit edemediğinden, onlar için işe geri alınırlarsa dört, alınmazlarsa sekiz aylık tazminat ödenmesine karar verdi. Buna göre Yörsan işe almama durumunda işçilere bir ayda yaklaşık 10 milyon YTL tazminat ödemek zorunda kalacak.
‘Çevre illerden işçi aldık’
Yörsan’ın avukatı Yalçın Özkan, hukuka saygılı olduklarını belirtirken, mahkeme ve Yargıtay’ın kararlarını çok genel bir değerlendirme sonucu verilen ‘haksız, önyargılı’ kararlar olarak değerlendirdi. Özkan, şunları söyledi: “Biz otomasyon nedeniyle ve yalnızca 46 kişiyi işten çıkardık. Buna tepki olarak yüzlerce işçi bir günde (8 Aralık) fabrikayı boşalttı. Biz, bunun üzerine işçi aldık. Bir toplumsal hareket oluştu. Susurluk’ta hiçbir işçi bizimle çalışmak istemedi. Çevre ilçelerden almak zorunda kaldık.”
Özkan, her gün taahhütlü süt alımı yapan ve üretimi sürdürmek zorunda olan Yörsan’ın da mecburen yeni işçi aldığını ileri sürdü. Balıkesir SSK İl Müdürlüğü’nün mahkemeye verdiği, Yörsan’ın çevre illerden getirdiği işçilerin iş bildirimini 5 ve 6 Aralık’ta yaptığı bilgisine da karşı çıkan Özkan, “Bu ciddi bir hata. Yok öyle bir kayıt. Tamamen hayali, atmasyon. Olmayan şeyler varmış gibi hükme girdi” diye konuştu.
‘Hilelerinden hak talep ediyorlar’
Tek Gıda-İş’in avukatı İbrahim Bahçıvanlar ise şöyle konuştu: “Davacılardan 48’i taşeronda çalışan, 62’si de çırak olarak gösterilerek çalıştırılanlar, fabrikada resmi işçilerle aynı maaşı alıp aynı işi yapan işçilerdi. 600 kişilik fabrikada 148 kişinin kayıt dışı, prim ödenmeden çalıştırılması zaten hayret verici. Bunlar da resmi işçilerle birlikte dava açmışlardı ve mahkemece Yörsan işçisi olarak kabul edildiler ve ‘geçersiz nedenle’ çıkarıldıkları kabul edilerek tazminat hakkı aldılar. Yargıtay’ın 224 resmi işçi için verdiği karar ise çok istisnai çünkü davaların yüzde 99’unda alt sınır olan 4+12 aylık tazminattan fazlası verilmez. Buradaki tazminatlar ise 4+20 aya kadar çıkıyor.”
Bahçıvanlar şunları söyledi: “İşten çıkarılan işçiler dava açana kadar, çırak ve taşeron olarak çalıştırılanların Yörsan işçisi olduğu belli değildi. Sendika, resmi işçi sayısına göre çoğunluğu sağlayarak başvurmuştu. Yörsan ise mahkemede, bu 110 işçi Yargıtay kararıyla ‘Yörsan işçisi’ sayılırsa çoğunluğun sağlanmış olmayacağını söyleyerek kararın beklenmesini istedi. Hakim beklemeye karar verdi. Hukukun ilkesidir; kimse kendi hilesine dayanarak hak talep edemez.” Davanın duruşması, 16 Aralık’ta Bursa 3. İş Mahkemesi’nde yapılacak.