Gündem

Yoksa şimdi de 'faili meçhul' şike mi?

'Şike konusu...Ne yazayım? Ne yazacaksam yazayım ama öfkeye kapılmadan, yani kalemin ucunu sivriltmeden yazayım. Çünkü zekamızla alay edercesine bir durumla karşı karşıya gibiyiz'

02 Mayıs 2012 10:41

Hasan Cemal
(Milliyet, 2 Mayıs 2012)

"Şike sahaya yansımadı!” diyorlar. Bu zihniyete göre, sahada şikenin yapıldığını nasıl anlayacağız? Eski Futbol Federasyonu Başkanı, hukukçu Levent Bıçakcı alaylı bir dille dedi ki: “Şike ve teşvik artık kulüplerin yönetim kurulları, bu kararlarını belgeye döktüklerinde anlaşılabilecek.” Gülelim mi, ağlayalım mı? Yoksa ağlanacak halimize gülelim mi?

Şike konusu...Ne yazayım? Ne yazacaksam yazayım ama öfkeye kapılmadan, yani kalemin ucunu sivriltmeden yazayım.
Çünkü zekamızla alay edercesine bir durumla karşı karşıya gibiyiz...
Gene de yazmadan önce bütün iyi niyetimle meseleyi biraz daha anlamaya çalışayım.
Ama kolay değil.
Önce 58. madde değişmesin diye kıyameti kopardılar.
Şimdi değiştirdiler.
Artık küme düşme cezası yok.
Hukuk açısından bu da bir skandal sayılmaz mı? Bir ceza süreci işlerken, kural değiştirilir mi?
Pek görülmüş bir şey değil.
UEFA, kulüplerle kişilerin birbirinden ayrılmasına, sadece kişilerin cezalandırılmasına da karşı.
Ama biz şimdi bu yola giriyoruz.
Fenerbahçe CAS’a dava açtı, namus ve onur meselesi diyerek.
Şimdi geri çekti davayı.
Neden?
Puan silmeye gelince...
Bundan önceki Mehmet Ali Aydınlar Federasyonu’nun bu konuda UEFA ile varmış olduğu anlaşmaya karşı çıkmışlardı.
Şimdi puan silmeyi getirdiler.
Ama galiba şimdi de puanı silinecek takım bulamıyorlar, zira “Şike sahaya yansımadı!” diyorlar.
Bu ne demek?
“Sahada şike yok”un anlamı ne?
Bu zihniyete göre, sahada şikenin yapıldığını nasıl anlayacağız?
Eski Futbol Federasyonu Başkanı, hukukçu ve UEFA’nın içinden gelen Levent Bıçakcı’yla önceki gün konuşurken alaylı bir dille dedi ki:
“Şike ve teşvik, artık kulüplerin yönetim kurulları, bu kararlarını belgeye döktüklerinde anlaşılabilecek. Eğer elinizde şikeye dair bir belge yoksa, her daim sahaya yansımamış masumane hamleler olarak kayda geçecek.”
Gülelim mi?
Ağlayalım mı?
Yoksa ağlanacak halimize gülelim mi?
O müteahhidin sözü geliyor aklıma.
Bir tarihte rüşvetten yargılanırken kendini tutamayıp bağırmıştı, Özal döneminin o ünlü müteahhidi:
“Ulan rüşvetin belgesi mi olur?”
Belki kısa kesmek lazım.
İşin üstü kapatılmak isteniyor.
O kadar.
Anlaşılan futbol kirlerinden arındırılsın, temizlensin istenmiyor.
Bundan korkuluyor.
Her şey halının altına süpürüldükten sonra temiz bir sayfa açılabileceği sanılıyor.
Yazık.
Spordan sorumlu bakan Suat Kılıç’ın şu sözleri ilginç:
“Hepimiz aynı teknedeyiz.”
Fazla kurcalamayın, yoksa hep birlikte batarız anlamına mı geliyor Sayın Bakan’ın bu sözleri?..
Başbakan Erdoğan da, bu işin daha fazla uzamadan kapatılmasından yana mı?
Sinyaller öyle geliyor.
Uzun lafın kısası:
Küme düşme yok.
Puan silme uzak ihtimal.
Ceza çıksa bile ertelenecek gibi...
Demek ki neymiş?
Futbolumuz temizmiş de bizim haberimiz yokmuş?..
İsmet İnönü’nün o klasik sözü:
Hadi canım sen de...
Geçen gün bir sohbet sırasında söz şikeden açılınca, ‘sahaya yansımamış şike’ye biraz kafa yorduk.
İşin içinden pek çıkamadık.
Ahmet İnsel noktayı koydu:
“Faili meçhul şike...”
Futbolda kaos bitmedi, derinleşiyor.