Medya

Yılmaz Özdil: 'Huzur ve istikrar adası' denilen ülkenin son bir senesi işte bu

"Ve, elçiye zeval oldu..."

21 Aralık 2016 16:20

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov'un çevik kuvvet polisi Mevlüt Mert Altıntaş tarafından öldürülmesiyle ilgili olarak "Elçiye zeval oldu. Tarihte ilk kez, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin polisi, Ankara'nın göbeğinde, tekbir getirerek, Rusya Büyükelçisi'ni sırtından vurdu. 'Huzur ve istikrar adası' denilen ülkenin son bir senesi işte bu" dedi.

Yılmaz Özdil'in "Elçiye zeval oldu" başlığıyla yayımlanan (21 Aralık 2016) yazısı şöyle:

2016 başladı… Yılbaşında, Sur Cizre Yüksekova'da içsavaş manzaraları vardı, hendek operasyonları açılım saçmalığının sonucuydu, 249 şehit verdik. Akp hükümeti genelge çıkardı, isteyen memur cuma namazına gidecek dedi. Atatürk'e senelerdir küfreden akp'nin akil adamı Hasan Karakaya, asrın liderimizin gezisinde Suudi Arabistan'da öldü, hulusi beyin genelkurmayı taziye mesajı yayınladı. Diyanet'in resmi internet sitesinden “babaların öz kızlarına şehvet duyması haram değildir” fetvası yayınlandı. Sultanahmet'te canlı bomba patladı, 12 Alman turist öldü. Diyarbakır'da polis lojmanı havaya uçuruldu, kundaktaki bebeklerimizi kaybettik. Ahmet Kiziroğlu “bu bahar terörsüz bir bahar olacak” dedi. Mustafa Koç vefat etti. Bülent Arınç boş süt şişesi gibi kapının önüne konuldu, asrın liderimiz “o zat” dedi, yandaş medya “manisalı lawrence” lakabı taktı, cübbeli bülo, paralel hain dediler. Kut'ül Amare icat ettiler, yandaş medya bile ne olduğunu anlamadı, vazgeçtiler. Suriyeli sayısı 3.5 milyonu geçti, asrın liderimiz “bizim alnımızda enayi yazmıyor, otobüsler boşuna durmuyor, bindirir göndeririz” dedi. İncirlik'e tarihimizde ilk kez Suudi uçağı geldi. Ahmet Kiziroğlu “en geç haziran ayında Avrupa'ya vizesiz gideceğimizi” açıkladı, geçen hazirandı! Ankara Merasim Sokak'ta canlı bomba patladı, 29 insanımızı kaybettik. Ankara Kızılay'da canlı bomba patladı, 38 insanımızı daha kaybettik. Asrın liderimiz “benim gitmem demek, devletin yıkılması demektir” dedi. Atatürk “benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” derken, bu böyle dedi. İstiklal Caddesi'nde canlı bomba patladı, 5 kişi can verdi. Ahmet Kiziroğlu “Avrupa Birliği'yle Kayserili pazarlığı yaptım” dedi, güya Suriyelileri alıp, üstüne 10 milyar euro vereceklerdi, Suriyeliler bizde kaldı, babafingoyu aldık. Sabahattin Zaim Üniversitesi rektör yardımcısı “ben bu ülkede cahil, okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum, ülkeyi ayakta tutacak olan cahil halktır, en tehlikeli olanlar üniversite okuyanlardır, okuma oranı arttıkça beni hafakanlar basıyor” dedi, bu herifi YÖK'e yönetici yaptılar. Hayırsever Rıza'yı New York'ta enselediler, içeri attılar, “ölene kadar ayrılmayacağız” diyorlardı, Ebru Gündeş şak diye boşanma davası açtı. Akp yandaşı Ensar vakfının yurdunda oğlan çocuklarına tecavüz edildiği ortaya çıktı, kadın aile bakanı “bi kerecik” dedi, “bir kerecik rastlanmış, gurur duyduğumuz kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” dedi. Asrın liderimiz başkanlık sistemine örnek verdi, “Hitler Almanyasında bile var” dedi, alkışladılar! Rize Kızılay başkanı, oğlan çocuklarına tecavüzden tutuklandı. Eminanım büyükelçilere konuştu, “Türkiye eskiden yeri dahi bilinmeyen bir ülkeydi” dedi. Canlı bomba olarak aranan ışid'liye yeşil kart verildiği ortaya çıktı. TBMM külliye oldu. Asrın liderimiz latin Amerika'ya gezmeye gitti, zırhlı makam mercedesi de askeri uçakla götürüldü. Yandaş gazetenin yazarı “Afrika ormanlarında yaşayan şempanzeler Yahudi” dedi. Uşşaki tarikatı şeyhi nurullah efendi “elimi öpen cennete gider” dedi. Sosyal doku vakfı başkanı “üç yaşındaki kız çocukları amcalarının yanına külotla çıkmamalı” dedi. Diyanet çocuk dergisi, çizgi öyküdeki kaplumbağaya türban taktı. Bilal doktor olmak için İtalya'ya gitti, kara para soruşturması açıldı, asrın liderimiz “oğlumu tutuklamaya kalkıyorlar” dedi. Can Dündar ve Erdem Gül tutuklandı, Anayasa Mahkemesi kararıyla tahliye edildiler, asrın liderimiz “karara uymuyorum, saygı duymuyorum” dedi. Bir zamanlar Akp'nin cankuşu olan Zaman gazetesine el kondu. Cep telefonuna Kuran'ı Kerim indiren Tuğçe Kazaz, diyanete sordu, cep telefonumuza adbestsiz dokunabilir miyiz? Süleyman Demirel Üniversitesi ilahiyat fakültesi dekanının makalesinde “cinsel ilişki sırasında şeyhinizi hatırlarsanız, doğacak çocuğunuz bereketli olur” ifadesine yer verildi. Diyanet'in Çanakkale Zaferi hutbesinde Atatürk'e hiç yer verilmedi. Tayyip Erdoğan Sempozyumu düzenlendi, Egemen Bağış moderatör oldu, “Tayyip Erdoğan Allah'ın ümmete lütfudur” denildi. Orman bakanımız “NASA da kim oluyor, onlar bizim çok gerimizde, bizim teknolojimiz onlardan ileri” dedi. Şehitler var diye 23 Nisan törenleri iptal edildi, akp'lilerin düğünleri iptal edilmedi. Asrın liderimiz diyanet toplantısında anlattı, babasına “biz Laz mıyız, Türk müyüz” diye sormuş, meğer bu mevzu babasının da aklına takılıyormuş, babası da dedesine sormuş, “dede biz laz mıyız, Türk müyüz” demiş, dedesi mollaymış, “torunum yarın öleceğuk, Allah bize men rabbüke, ve men nebiyyüke, ve ma dinüke diye soracak, ve ma kavmüke diye sormayacak, müslümanım de geç” demiş… Binali beyin oğlu Singapur'da kumar masasında yakalandı. TBMM başkanı “yeni anayasa dindar olmalı, anayasada laiklik olmamalı” dedi. Canlı bombaları niye yakalamıyorsunuz diye sordular, Ahmet Kiziroğlu “hepsinin isim listesi tek tek elimizde ama, eylem yapmadan tutuklayamayız” dedi! Kilis'e habire roket atıldı, 18 insanımızı kaybettik, Kilis valisi “roketlerin buraya düşmesi eleştiriliyor, tabii ki düşecek, havada mı kalacak, yerçekimi var” dedi. Asrın liderimiz “1919'dan başlayan tarih anlayışını reddediyorum” dedi. Bir bilge adam, bir yiğit adam, bir hışımla geldi geçti, peh peh peh peh, Ahmet Kiziroğlu zart diye başbakanlıktan alındı, gıkını bile çıkaramadı, peh peh peh peh… Asrın liderimizin danışmanı açıkça izah etti, “bundan sonra gelecek başbakan düşük profilli olacak” dedi. Binali bey başbakan oldu. Can Dündar'a adliye önünde ateş ettiler. Sümeyye Erdoğan evlendi, hulusi bey sekiz şehidimizi toprağa verdiğimiz gün, helikopterle yetişti, nikah şahidi oldu. İstanbul Vezneciler'de canlı bomba patladı, 13 insanımızı kaybettik. Muhammed Ali vefat etti, asrın liderimiz cenaze törenine gitti, kimse sallamadı, küstü döndü. Profesör Yaşar Nuri Öztürk vefat etti. Van münüts sona erdi, İsrail tiko para 20 milyon dolar bastırdı, asrın liderimiz Mavi Marmaracılara “giderken bana mı sordunuz” dedi, çıktı işin içinden… Attık tuttuk, turizm çöktü, Rusya'dan resmen özür diledik. Atatürk Havalimanı canlı bombalarla basıldı, 45 insanımızı kaybettik. Polonya basını yazdı, NATO zirvesi için asrın liderimizle birlikte Varşova'ya gelen Eminanım, 147 bin lira tutarında antika masa, antika komidin, antika porselen yemek takımı aldı. Akp'nin iktidara geldiği günden beri koruyup kolladığı fetocular, devlete millete saldırdı… 15 Temmuz darbe girişimi yaşandı, F16'lar Meclis'i bombaladı, genelkurmay başkanıyla kuvvet komutanları esir alındı, darbe henüz bastırılmadan önce, TSK bile kendini savunmak için organize olamazken, MİT'in bile haberi yokken, asrın liderimiz anca eniştesinden öğrenirken, memleketin 85 bin camisinde senkronize şekilde sala okundu, devlet komadayken, nasıl olduysa, memleketin en ücra köylerindeki imamlar müezzinler organize olmuştu! 249 insanımızı kaybettik, köprüde askerlerin gırtlağını kestiler. Asrın liderimiz “Rabbim affetsin, milletim affetsin” dedi, Olağanüstü Hal ilan edildi. 40 bin kişi tutuklandı, 100 bin kişi devletten atıldı. Kuleli kapatıldı, Heybeliada deniz lisesine kilit vuruldu, GATA'yı abdülhamid hastanesi yaptılar. İçişleri bakanı Efkan Ala zart diye görevden alındı. TBMM başkanı, Dolmabahçe Sarayı'nda abdülhamid'i anma sempozyumu düzenledi. Tarık Akan vefat etti. Genelkurmay başkanlığı, Anıtkabir'in avlusuna kargo şirketinin sponsorluğunda morlu pembeli plastikten oyun parkı koydu, vatandaş söktü. Asrın liderimiz “Lozan'ı zafer diye bize yutturmaya çalıştılar, zafer mi bu” dedi. Seçkin liselerimizi proje okul adı altında imamlaştırdılar. Kazan ilçesi Kahramankazan oldu. Tankımızla topumuzla Suriye'ye girdik, şimdilik dokuz tankımız vuruldu, şimdilik 21 şehidimiz var. Cumhuriyet gazetesi polis tarafından basıldı, yazarları hapse atıldı, asrın liderimizin canını sıkan karikatürist Musa Kart tutuklandı. Kendisi muhalefetteyken “başkanlık sistemi Amerikan emperyalizminin bize tavsiyesidir” diyen asrın liderimiz, şimdi “başkanlık sistemi bizim için gelenekseldir, bizim genlerimizde var” dedi. Binali bey “başkanlık gelmezse Türkiye bölünür” dedi. Devlet Bahçeli adeta kanun hükmünde kararnameyle ak saray'a bağlanmış gibi oldu! Dolar roketledi, Türk lirası bir sene içinde yüzde 20 değer kaybetti, Binali bey “dolardan bize ne, dolsa ne olur, dolmasa ne olur” dedi, Keynes mübarek… Akut'a musallat oldular, Nasuh Mahruki'yi az daha tutukluyorlardı, Akut başkanlığını zorla bıraktırdılar. Hdp'yi komple içeri attılar, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Ahmet Türk filan, alayını tutukladılar. Asrın liderimiz “ben çobanım” dedi. Sapıklar kanuna uymuyor diye, kanunu sapıklara uydurmaya kalktılar, 11 yaşındaki kız çocuklarını imam nikahıyla koynuna alan 60 yaşındaki sapıklara af çıkarmaya çalıştılar, Binali bey “bi kereliğine” dedi. Süleymancıların tarikat yuvasında 10 kız çocuğumuz yanarak can verdi. Sinan Çetin'in polis öldüren oğlunu parayla helalleşerek sokağa saldılar. Ethem Sarısülük'ü suratından vurarak öldüren polisi, hiç kimse hakkını helal etmedi ama, 10 bin liraya serbest bıraktılar. Bunca sıkıntı arasında biraz olsun gülümsememizi sağlayan Erdal Tosun, trafik kazasına kurban gitti. Beşiktaş'ta canlı bombalar patladı, 45 insanımızı kaybettik. Asrın liderimiz “milli seferberlik ilan ediyorum” dedi, sonra “seferberlik” dediğini ama “seferberliği kastetmediğini” söyledi. Hüsnü Mahalli tutuklandı. Kayseri'de canlı bomba patladı, 14 insanımızı daha kaybettik. 

*Ve, elçiye zeval oldu… Tarihte ilk kez, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin polisi, Ankara'nın göbeğinde, tekbir getirerek, Rusya Büyükelçisi'ni sırtından vurdu.

* “Huzur ve istikrar adası” denilen ülkenin son bir senesi işte bu!