Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, Türkiye’nin Mavi Marmara krizinden sonra ilişkilerinin gerildiği İsrail’le mutabakata varması ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Mavi Marmara gemisini Gazze’ye gönderen İHH’ya yönelik söylediği “Bana sordunuz mu?” sözlerine atıf yaparak, “Davos Fatihi'nin senelerdir oynadığı ‘van münüts’ filmindeki rolüne ne verilir? En iyi yardımcı erkek oyuncu dalında, Altın Portakal!” ifadelerini kullandı.
Yılmaz Özdil’in bugün (1 Temmuz 2016) yayımlanan “Bana mı sordunuz!” başlıklı yazısı şöyle:
Apo, İtalya'ya sığınmıştı.
Roma'da bir villadaydı.
*
Adresi?
Quartiere Inferno.
Via Male.
*
Türkçesi…
Cehennem mahallesi.
Kötülük sokak.
*
Cuk oturmuştu yani.
*
Türkiye başbakanı, İtalya başbakanına telefon etmenin manası olmadığını biliyordu, İsrail başbakanına telefon etti!
“Yakalanması için yardımcı olur musunuz?” diye sordu.
İsrail başbakanı gülümsedi, bu telefonun geleceğini biliyordu.
Mossad başkanını çağırdı.
“Hallet” dedi.
Ve ekledi…
“Bizim adımız geçmeyecek, işin şöhreti Türkiye'ye bırakılacak.”
*
Bu operasyonun kod adı “uyanık”tı.
*
Biri kadın, altı ajan, Roma'ya uçtu. Ama… Temas sağlanamadan, Apo buhar oldu. Arandı tarandı, İtalya'yı terkettiği, Hollanda'ya girmeye çalıştığı tespit edildi. Hollanda “ben başıma dert almam” demiş, kapıdan çevirmişti. Öğrenildi ki, Amsterdam Schiphol havalimanından KLM uçağıyla Kenya'ya gidiyor. Mossad peşinden… Apo, Yunan elçiliğine kapağı attı. Kusursuz Kürtçe bilen ve kendisini Kürt işadamı olarak tanıtan bir Mossad ajanı, Nairobi'deki Norfolk oteli'nde Apo'nun mutemet adamıyla buluştu, “hiçbir Afrika ülkesi vize vermeyecek, Yunanistan da sığınma hakkı vermeyecek, tek çare Kuzey Irak'a gitmeniz” dedi. Mossad, Yunanistan'ın sığınma vermeyeceğini gayet net biliyordu, çünkü, elçiliğin telefonlarını dinliyorlardı! Kenya istihbaratı da Yunan elçiliğine “sepetleyin şu herifi” diye baskı yapmaya başlayınca, Apo sıkıştı, Kuzey Irak fikri aklına yattı. Tam o sırada Nairobi'ye Falcon 900 tipi özel bir uçak indi. Pilot, Atina'daki konferansa götürmek için bir grup işadamını almaya geldiğini bildirdi. Önce Atina'ya, oradan Kuzey Irak'a uçacağını zanneden Apo, elçilikten çıktı, Kenyalı istihbarat elemanlarının eskortluğunda havalimanına geldi. Geliş o geliş…
*
Memlekete hoşgeldin!
*
Bir kitap bu…
İsmi, Gideon'un Casusları.
Yazarı, Gordon Thomas.
30 dile çevrildi.
İngiltere'de belgesel oldu.
Türkiye'de satılıyor.
Asla yalanlanmadı!
*
İsrail'den yardım isteyip, sonra da “Apo'yu niye portakal kasası gibi ambalajlayıp bize verdiler, vallahi bilmiyorum” diyen Türkiye başbakanı, rahmetli Ecevit'ti.
*
Ecevit'in yardım istediği İsrail başbakanı kimdi yahu?
Şu anki İsrail başbakanı Netanyahu'ydu!
*
Tayyip Erdoğan'a dindar deyip, namuslu gazetecilere İsrail uşağı diyen sayın ahalimizin suratını ekşitmek istemem ama… Bizim dış politikamız daima o bahsedilen “portakal” gibidir.
*
Bu mümbit topraklarda yetişir ama, kökü dışardandır.
*
Yafa portakalı…
İsrail'den.
Washington portakalı…
ABD'den.
*
Sorosçuların marifetiyle bu memlekette hasadı istenen karşı devrimin rengi ne?
Turuncu.
*
Pekiii…
*
Bugün çıkıp “bana mı sordunuz” diye kestirip atan Davos Fatihi'nin senelerdir oynadığı “van münüts” filmindeki rolüne ne verilir?
En iyi yardımcı erkek oyuncu dalında, Altın Portakal!