Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2 puanlık indirime rağmen faizlerin göreli olarak hâlâ yüksek olduğunu söyledi.
Yılmaz, Merkez Bankası Başkan Yardımcıları Erdem Başcı, İbrahim Turhan, Burhan Göklemez, Mehmet Yörükoğlu ile birlikte, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyelerinin katıldığı sohbet toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yılmaz, "Biz şunu söylüyoruz; faiz oranlarını düşürürken ekonomik büyümeyi, işsizliği ön plana çıkartarak olması gereken faiz ne, sorusu değil bizim genel eğilimimiz. Bu faktörlerin enflasyon için gösterdiği yön ve hedef doğrultusunda olması gereken para politikası, faiz neyse onu yapıyoruz ama göreli olarak hálá yüksek olduğu da gerçek" şeklinde konuştu.
Hızlı inişin maliyeti
Merkez Bankası Başkanı, enflasyonun hızlıca inmesi durumunda ekonominin üstleneceği maliyetin ne olacağına ilişkin soruyu yanıtlarken de "Enflasyonu hedefin altında bir yerde tutturmanın maliyeti işsizlik ve toplam üretimden yaptığınız fedakarlıktır. Bunu istemiyoruz" dedi. Yılmaz, ideal olanın önceden toplumla paylaştıkları fiyat istikrarını tutturmak ve dolayısıyla iş yapan, yatırım yapan, mal ve hizmet üreten kişilerin kararlarından enflasyon olgusunu çıkarmak, insanların (bana verilen söz tutulacaktır) varsayımı altında iş yapmalarını sağlamak olduğunu söyledi.
30 milyar dolar
Durmuş Yılmaz Türkiye’nin bu yılki dış finansman ihtiyacı için "30 milyar dolar düzeyinde gereksinim olabilir. Ama tabii ki varsayım" ifadesini kullandı.
Kaynak özele
Yılmaz IMF’den sağlanacak kaynağın nereye gideceği yolundaki soruya şu yanıtı veri: "Bugüne kadar gelen para Merkez Bankası hesaplarına geldi. Paranın kullanımıyla ilgili olarak Merkez Bankası’nda yeterince enstrüman var. Ancak bu para öncelikle Hazine’ye gitsin istiyoruz. Hazine iç borcu yönetirken kullandığı iç borç çevirme oranları var. Dolayısıyla Hazine ne kadar az borçlanırsa piyasaya o kadar para verecek, özel sektörümüzün kullanabileceği fonlar o kadar fazla olacak."
Niyet Mektubu seçim öncesinde imzalansın
Durmuş Yılmaz, IMF ile görüşmelere yönelik soru üzerine, Merkez Bankası ile para politikasına yönelik görüşmeler yürütüldüğünü ve bu görüşmelerin devam ettiğini belirtti. Merkez Bankası’nın bunun dışında ekonominin tümünü ilgilendiren hususlarda da görüşmelerde yer aldığını kaydeden Yılmaz, "Bununla ilgili olarak görüşmeler devam ediyor. Zannedersem kısa sürede bununla ilgili açıklama yapılacak" dedi. Yılmaz, "Açıklama bu ay içinde yapılabilir mi, seçimden sonraya kalacağına yönelik söylentiler bulunuyor?" sorusuna ise "Niyet Mektubu’nun herhalde seçimden önce imzalanıp gönderilmesi gerekir diye düşünüyorum. Onu söyleyeyim" diye cevap verdi. Yılmaz, bir diğer soru üzerine de en önemli pazarlık konusunun "makroekonomik büyüklükler ve maliye politikası olduğunu" dile getirdi.
Aferine ihtiyacım yok
Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan’ın "Şaban" benzetmesinin hedefindeki isim olan Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Bakan’a doğrudan yanıt vermedi. Yılmaz bu konudaki soru üzerine şunları söyledi: "Bakanla görüşmedim. Görüşmeye ihtiyaç duymuyorum. Yaptığımızı eleştirenler elbette olacaktır. Bizim hiç aferine ihtiyacımız yok. İstikrara ihtiyacımız var. Bu dönemde bizim ihtiyaç duyacağımız şey tutarlı, belli bir zemine oturan, iç dinamiği tutarlı olan eleştiri ve bu eleştirileri okuduğumuz, bize ulaştığı zaman acaba diyoruz. Üzerinde düşünmemizi gerektiriyorsa takdirle karşılıyor ve değerlendiriyoruz. Bu tür eleştiriler yok değil, var. Yaptığımız işten biz eminiz."
TL’ye dönüşüm yüzde 30
Yılmaz, YTL’den TL’ye dönüşüm oranının da 23 Ocak itibariyle yüzde 30’lara ulaştığı ve mart sonunda yüzde 70’e yakınının değişeceği bilgisini verdi. Yılmaz, madeni paralarda bu sürecin biraz daha yavaş işlediğine işaret ederek, madeni parada dönüşüm oranının şu anda yüzde 5.1 olduğunu söyledi. Yılmaz piyasada oran olarak en fazla 50 TL’nin kullanıldığını bildirdi.
TL’ye Nazım olmaz
Merkez Bankası Başkanı Yardımcısı İbrahim Turhan, TL için seçilen ünlü kişilerle ilgili kamuoyunda baş gösteren tartışmaya dönük olarak Nazım Hikmet ve Halide Edip Adıvar’dan örnek verdi. Turhan, bazı kesimlerin Türk lirası üzerine Adıvar yerine edebiyatçı Fatma Aliye’nin resimlerinin basılmasını eleştirdiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Paranın üstünde kişilerin steril olmasına özen gösterdik. Halide Edip Adıvar sadece edebiyatçı değil, aynı zamanda milletvekili yani bir siyasi yanı da var. Benzer şekilde Nazım Hikmet çoğu kritere uyuyor; ancak çoğu insan için şairliğinden önce siyasi görüşü öne çıkıyor. Ayrıca Fatma Aliye’yle ilgili tartışmaların Elif Şafak’ın romanındaki karakterin sözlerinden dolayı yargılanmasından daha ayıp buluyorum."